21.BÖLÜM|ELÇİ

12 3 59
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

............................................................................

Binlerce kez düşer insan ve binlerce kez toparlanır.

Bende binlerce kez düştüm ve şimdi de toparlanma sırasıydı.

............................................................................

Yüreğimi okşayan yılan, ruhuma fısıldıyordu. Anlayamıyordum. Kalbimden süzülüp yol alan yılan, şimdi benim ruhum oluyordu. Yüreğim, yılanla bütünleşirken gözlerim kararmaya başladı. Ayaklarım iradem dışında ilerlerken gözümün önünde ki yolu yarım yamalak görebiliyordum. Ya da göremiyordum.

"Ah!"

Acı dolu inlemeyle elimi alnıma getirip yavaşça ovuşturdum.

Beynimin içerisinde ki karanlık silüet beni sona doğru iteklerken gözlerim etrafı bulanık görmeye başladı. Boğazımda ki acı yutkunsam bile gitmezken birden ayaklarım çimenli yolda yürümeyi bıraktı ve yere yapıştım. Yüzümü korumak için hızla ellerimi yere doğru uzattım. Dizlerimde  sıcak bir sıvı yere damla damla düşerken acıyla kavruldu. Bir iki sivri taş parçası dizimi çizerken doğrulmayı denedim. Bacaklarım, bana izin vermedi. Sadece düşmüştüm ben. Sadece düşmekle nasıl yürüyemezdim.

"Hayır!"

Ellerimle dizlerimi kaldırmayı denedim, başaramadım. Tekrar gücümü toplayıp ayağa kalkmayı denedim, başaramadım.

Neden?
Neden böyle oldu?
Ben binlerce kez düşmedim mi?
Binlerce kez düştüğüm yerden kalkmadım mı?
Peki, şimdi neden kalkamıyorum?
Yere mi çakıldım şimdi de?

Nefesim düzensizleşti. "Hayır, olmaz. Olamaz. Kalkarım ben. Kalkabilirim."

Yine denedim.
Tekrar denedim.
Bir daha denedim.
Pes etmedim ve denedim.

Olmadı. Olmuyor. Yürüyemiyorum.

"Allah'ım, yardım et." Gözlerimden yaşlar sel gibi akarken derin bir okyanus var oldu içimde. İmkansız diye adlandırırlardı bunu ama imkansız değildi. Benim içimde çok büyük bir okyanus vardı ve ben o okyanusun içinde boğuluyordum. Kendi okyanusum beni boğmaya yetiyordu.

"Kimse var mı?" Acıyan avuç içimle ıslak yanağımı sildim. "Yardım edin!"

Boğazımda ki acı kendini tekrar belli ederken midemde ki sancı onunla beraber coştu. Yüzüm, acıdan dolayı kasılırken inlememek için zor tutuyordum kendimi. İliklerime kadar hissettiğim bu sancı ve acı bu sefer gerçekten beni öldürdü. Kalbim deli gibi atarken şimdi atmaz olmuştu. Gözlerim kararmaya başlarken kör olmuştum.

"Ah!"

Bacağım kasılırken alnımdan soğuk terler akmaya başladı. Hiç bir şey yapamadım. Ne kalkabildim ne de nefes alabildim. Buraya geldiğim günden beri çekmediğim acı kalmamıştı. Buradan öncesi ruhumu, burası ise bedenimi yok etmişti.

SİYAH KARANFİL[Askıya Alındı/Devam Edecek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin