~🎼SON BAKIŞ🎼~
"Aman aman, yandım amman
Kurşun gibi izler
Son bakıştaki o gözler
Kaldı aklımızda.."🖤🖤🖤
Hayat, bir zamanlar mânasız geliyordu bana. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi. Sanki her şey sabitmiş gibi... Öyle değilmiş. Benim sandığım gibi değilmiş. Ben sadece kendimi kandırmışım. Ben kendime yalan söylemiş. Hayat, acımasızmış. Hayat, hiç ummadığımız yerden, hiç ummadığımız zaman sırtımıza bir bıçak saplıyormuş. O bıçak, en derinden yaralıyormuş. O acı, ruhu sarmalıyormuş.
Acı gidiyormuş, yerine sızı kalıyormuş...
Başımda ve karnımda oluşan ağrı ile çökmüş olduğum yerden huzursuzca kıpırdandım. Ağladığım için yanaklarım nemliydi ve ben bunu önemsemedim. Dengemi koruyarak ayağa kalktığımda başımın dönmesi bir oldu. Ellerim duvardan destek alırken karşımda ki iki adamda tedirgince bana bakıyorlardı. Onların bakışlarına maruz kalsamda bir şey diyemedim. Dudaklarımı kıpırdatacak kadar bile halim yoktu. Yığılmak üzereydim. Bacaklarım zorlukla ayakta dururken göz kapaklarım kapanmak için makul bir an bekliyordu. Kesik nefesimi dışarıya verdiğimde bakışlarımı zorda olsa kaldırıp onların harelerine baktım.
"B-ben gitmeliyim," Zorlukla cümlemi kurduğumda kuruyan dudağımı ıslatıp devam ettim. "Ben buraya ait değilim!"
Gözlerim yavaşça kapandığında ayaklarımda dik durmayı bıraktı. Bedenim yere yığılacakken belimde hissettiğim bir el beni kendine yaklaştırıp bana ayakta durabilmem için destek verdi.
"Dengeni koru ve zihnini açık tut!"
Kulaklarım, sözcükleri yarım yamalak alırken çözmekte güçlük çektim. Her şeyi bir yana bırakıp onun sözünü dinlemeyi seçtim. Zaten başka bir çarem de yoktu.
Belimi tutan eller daha da kasıldığında beni yürütmeyi denedi. Bacaklarım için işkence gibi olan bu şeyi yapmaktan nefret ettim. Sızılarım bir yerle sınırlı kalmayıp bütün vücuduma yayıldığında acı ile inledim. Ne halim vardı ne de dermanım. İki saniye ayakta durmak bile benim için en büyük ızdıraptı.
Ruhsuz, soluk bakışlarım en sonunda beni tutan kişiye kayınca onun sert ve kaygılı çehresini gördüm. Kumral Adamdı...
Hızlıca beni geniş, kahverengi tonlarında ki deri koltuğa oturttuğunda ellerim ile karnımı ovuşturdum. Her yerim acıyordu. Her yerim sızlıyordu. Her yerim...
Bedenimde ki keskin sızı beni mahvederken bağırmamak için dişlerimi sıkıca sıktım. Gözyaşlarım hızla yanağımdan süzülüp giderken tek yaptığım kendimi sıkmaktı. Saçlarım yüzüme yapıştığında bunu umursamayıp nefes almaya çalıştım. Olmuyordu. Ben nefes bile alamıyordum.
"Sakın. Sakın kendini bırakma!" Ağlamaktan buğulanan gözlerim ile benimle aynı hizada olabilmek için tek ayağını bükmüş olan o kumral adama bakındım. Benim acım sanki ona da uğlaşmış gibiydi.
Cümlesini duymam ile başımı hızla iki yana sallayıp akan yaşlarıma engel olamadım."Asil, hekimi çağır!"
En sonunda gözlerim, bizim önümüzde şok olmuş gibi dikilen Esmer adama döndü. Hayretteydi. Benim halime odaklanmış gibiydi.
Ellerim ile üzerimde ki kıyafetleri de sıkmaya başladığımda kafamı geriye doğru yatırdım. Doğru düzgün nefes bile alamazken içimde ki acı da katlanıyordu. Yüzümde oluşan terleri hızlıca silip kendimi dizginlemeye çalıştım. En sonunda kendimi tutamayıp bağırdım. Öylesine boğuk bir çığlıktı ki bu, acı çektiğimi her şekilde belli ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH KARANFİL[Askıya Alındı/Devam Edecek]
FantasiDuyduklarım ile kaşlarım usulca çatıldı. Gerçekleri kavramak istemeyip kulaklarımı tıkamak istedim. "S-sen miydin?" Titrek nefesim cümlem ile dışarıya uğlaştı. "Bendim." Kendi ağzı ile yaptıklarını söyleyince hayrete düştüm. Bunu onu ağzından duymak...