12.BÖLÜM|ÖLÜM ZARFI

37 6 8
                                    

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

~🎼OLMUYOR BAK🎼~


○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●

Ayaz çıkmıştı. Soğuk ve şiddetli esen rüzgar bir tokat gibi yüzüme çarpıyordu. Ruhum hissediyor, bedenim tepki veremiyordu. Kalbim atmaya devam etse bile yaşadığımı hissetmiyordum. Kalbim sadece acı ile atıyordu. Bedenimde hissettiğim keskin sızı benim titrememe sebep olsa da konuşamıyordum. Bağırıp sesimi duyuramıyordum. Bakamıyordum... Gözlerimi açıp da ne olduğuna bakamıyorumdum. Korkuyordum. Ben her şeyden korkuyordum ama en çok ölümden korkuyordum. Ölebilirdim... Ve ölümüme sebep olabilecek kişi de oydu. Kumral adamdı...

"Kanaması var." Bir elin karnıma baskı uygulaması ile irkildiğimde dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ölme... Benim canımı yak, benden nefret et ama sakın gitme. Sakın!"

Onun sesiydi... Hafızam yavaş yavaş kapanmaya başladığında, acım arttığında zor da olsa duydum onu. Duydum ama sustum. Şu an ölümün tadını alırken onunla konuşamazdım. Ve bu duyguyu tatmama sebep olan da kendisiydi. Yaşadığım acı, onun eseriydi.

"Sinem. Yapma bunu kendine." Asil... Bu ses de Asil'e aitti. Korkak bir tını vardı sesinde. Korkusu sesine bile yansımıştı.

Bir anda içimde kaynayan acı alevlendiğinde başımı sol tarafa, ağacın olduğu tarafa yatırıp kendimi sıkmaya başladım. Katlanılmıyordu. Bu acıya dayanamıyordum. Kesik kesik nefes almaya çalışsam bile beceremiyordum şimdi. Neyin, ne zaman olduğunu hatırlamıyordum. Nasıl olmuştu bilmiyordum ama pürüzlü bir yerde, toprağın üzerinde, yatıyordum.
Her saniye keskin sızılarım artarken gözümden usulca bir yaş düştü ama arkamı döndüğüm için kimse görmedi. Gizledim... Gizlendim.

"Gözlerini açar mısın? Sana emir vermemden nefret edersin... Bu yüzden rica ediyorum... Gözlerini açar mısın, Sinem?" Omuzlarımda hissettiğim el, beni kendine doğru çevirdiğinde Kumral adamın nefesini hissettim. Canım öylesine yanarken gözlerimi sıkmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Açamazdım. Eğer gözlerimi açarsam yine onların yalanlarına kanardım, yine ölürdüm.

Başımı yavaşça sağa ve sola doğru sallayıp itiraz ettim. Konuşamıyordum ve böyle karşılık verdim.

Hepsinin derin bir nefes aldıklarını işittiğimde karanlığımın içinde kayboldum.

"Konuş o zaman... Benden ne kadar nefret ettiğini anlat. Yeter ki konuş. Ben dinlerim seni." Solgun çıkan sesine karşılık ağlamam durdu. Acım azda olsa dinerken kuruyan dudaklarımı aralayıp "S-Sana... Sana olan nefretimi anlatmaya kelimeler... Kelimeler yetmez ki, Kumral adam." diyebildim zorla.

SİYAH KARANFİL[Askıya Alındı/Devam Edecek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin