*iyi okumalar 🖤
Sabah, Munteza'nın kapıma gönderdiği şöförle onlara geçmiştim. Annemin izin günü olduğundan bu sefer tektim. Ondan mutfak yerine, direkt odasına çıktım.
Ben geldiğimde, Munteza hazırlanıyordu. Dağınık saçlarına şekil verdiğini gördüm.
"Selam"
"Hoşgeldin"
İşini bitirene kadar, köşedeki pufta oturup onu bekledim.
Parfüm sıkarken "Dün ne oldu?" demişti.
O anın gerginliği hala üzerimdeydi. Neyse ki fazla bir şey olmamıştı. Sabah babam iki gün olmayacağımı öğrenince, oldukça mutlu olmuştu. Ona göre Munteza ile ne kadar takılırsam, o kadar para alırdım. Böyle düşünmesinin nedenlerinden biri çocukluğumdu. Ailesi 'oyun arkadaşı' olarak beni istediğinde bizimkilere milyarlarca para vermişti. Yani paralı arkadaştım. Munteza'nın bu durumdan haberi vardı. Liseye geçince 'para için mi yanımdasın?' diye sormuştu. Ben de anneme para almayı kesmesi için yalvarmıştım. Çünkü o zaman büyük bir kırıklık yaşamıştık. Şimdi dümdüz arkadaştık.
Bacağımı sallarken "Bir şey olmadı dedim ya" dedim.
Bana inanmıyor gibi baktı. Yanıma gelip, ellerini omzuma bastırarak beni arkaya doğru itti.
"Anlat"
"Munteza, bırak ya. Harbi yok bir şey. Abimle tartışmıştık, o kadar"
Gözlerimi gözlerinden çekmeyince, ellerini çekti. İkna olduğunu anladım.
"Neden?" deyince, hızla bir yalan düşündüm.
Kendime küfrederek "Para istedi benden, ondan." dedim.
Bu yalan iki gün sonrası içindi. Kendimden tekrar tekrar tiksindim ama başka şansım yoktu. Elim boş gidersem, babam elimi kırardı. Sadece bana zarar verse sorun değildi. Cidden, bunu göğüslerdim. Annemi de döveceğini biliyordum.
Munteza'ya bu yalanı daha önce de söylemiştim. Ondan yüzünü buruşturup "Yine mi?" dedi.
Babamı, ona abimmiş gibi anlatmıştım. Elbette kumar ya da alkol değildi konu. Onun yerine, abim çok para yiyen bir çocuktu. Annemin parası eve gidince, o da harçlıklarıma musallat oluyordu. Yani klasik bir kardeş polemiğiydi.
Kafamı sallayıp "Öyle" dedim.
Alt dudağımı dişleyip "Tüm paramı aldı" diye zorla konuştum.
Rezil heriftim. Sevdiğim adam bana para vermeyi teklif etsin diye, yalan sıkıyordum. Teklif edeceğini de biliyordum. Sonra utana sıkıla kabul edecektim.
"Buna mı üzülüyorsun ya? Büyük bir şey var sandım. Ben veririm paranı. Sallama abini"
Bir şey demeden kafamı eğdim. Kötü his artıyordu.
"Ne oldu yine? Kaldır kafanı. Çekinmiyorsun değil mi benden?"
Elimi çeneme atıp, başımı kaldırınca dolu gözlerimle göz göze geldi. Gözleri irileşirken hemen önümde diz çökmüştü.
"Bebeğim niye üzülüyorsun? Para için üzülülür mü? Yapma gözünü seveyim."
Dolan gözlerime rağmen gülümsedim. O asla para için üzülmeyecekti.
"Siktir et, sarıl bana."
Çenemi bırakıp, kollarını omzuma dolarken hızla boynuna sarıldım. Gözlerimi kapatıp burnumu boynuna yasladım. Boynundan yayılan damla sakızı kokusunu içime çekerken, burnumu oynattım. Adem elmasının hareket ettiğini hissettim.
"İyi ki varsın"
Kollarımı sıklaştırıp, kalbimin çığlığını duymasını umursamadan biraz daha ona yanaştım. Sonra, bunun için endişelenebilirdim.
Elleri belime indi.
"Banka hesabım senin olsun."
Hafif alayla söylediği şeye kahkaha atarken "Şapşal" dedim.
Tepkileri, hislerimin karşılıklı olduğunu düşünmeme yol açıyordu. Buna tamamen inansam, kendimi ona açardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mu Kıtası (bxb)
RomanceTAMAMLANDI Munteza zorbanın tekiydi ama Uğurcan'a iyi davranırdı. Uğurcan'sa en büyük zorbalığı kendisine yaptığını düşünüyordu. Duygusal ve toparlanamayacak şekilde.