37

14.3K 1K 140
                                    

*İyi okumalar 🖤

En büyük korkularım ailemle ilgiliydi. İçimden daha çok abim ve annem diye geçirdim. Munteza'nın korkuları da aynı olabilirdi. Konuşalım dedikten sonra ne diyeceğini deli gibi merak etmiştim.

Evine girmektense arabaya binip sessiz bir yere geçtik. Yol boyunca konuşmamıştık. Munteza arabayı park ettikten sonra geldiğimiz uçurum kenarına göz attım. Bizi ayıran yer de böyle bir uçurum kenarıydı. Belki şimdi koptuğumuz yerlerden tamamen birleştirecek yer de burasıydı.

"Bu sefer bira almadık."

"Tövbeliyim."

Munteza'nın dalgasına göz devirdim. Bira içmeden uyuşturucu kullanması mümkün değildi. Bu yüzden ciddi ciddi tövbe ettiğini düşünmüyordum.

Kemerimi çıkarıp gövdemi ona doğru çevirdim. O da kafasını bana çevirip bir süre sadece yüzümü izledi.

Konuşmadan anlaşabildiğimiz zamanlardan birine girmiştik. Uzun zamandır yaşanmayan zamanı iyi değerlendirmek isteyip sessiz kaldım. Sevgi dolu gözleri içime akıyordu. Bu bakışı görmek için çok fazla çaba göstermiştim. Artık çabalamama gerek kalmamıştı.

Munteza elime uzanıp parmaklarımızı birbirine doladığında gülümsedim. Yine temassız kalmaya dayanamamıştı.

Kafamı omzuma yatırıp "Anlat." dedim.

Şimdi gözlerindeki anlamın dilinden dökülme vaktiydi. Gerçi sevgisini değil korkusunu anlatsın istiyordum. Daha sonra sevgi hakkında konuşabilir ve ucu açık kalmış düşünceleri birbirine bağlayabilirdik.

"Seninle karşılaştığım ilk andan beri benim için özel olacağını biliyordum."

Bacak kadar boyumuz aklıma gelince kaşlarımı kaldırıp "Öyle mi?" dedim.

Kalbim itirafıyla yumuşakça göğüs kafesime baskı yapmaya başlamıştı. Mutlu olduğumu gizleyemiyordum. Ben de onun benim için bir çeşit özel yere sahip olacağını biliyordum. Onun gibi bir çocukla tanıştığım ilk seferdi. Belki de o da diğer arkadaşlarından daha farklı olduğum için öyle düşünmüştü.

Munteza kafasını ağır ağır sallayıp "Öyle." dedi.

Gözleri gülüşüme kayıp tekrar gözlerime çıktı.

"Nedenini sorma, ben de bilmiyorum."

Omuz silkip "Tahmin ediyorum." dedim.

"İkimiz de birbirimiz için farklıydık. Dışarda bizim gibi insanlar olsa da o ana kadar bunu bilmiyorduk."

Söylediklerimi dinledikten sonra "Belki." dedi.

Sesinden çok daha özel bir şeyler olduğunu hissettim. Munteza'dan sonra başka zengin çocukları da tanımıştım. Onun dünyasına girdikten sonra, dünyasını bir şekilde benimsemiştim. Diğerleri onun gibi olsa da bir şekilde ondan farklıydı da. Mesela hiçbirine saatlerce sarılmak istemiyordum. Hiçbiriyle saçmalarken onunlayken olduğu gibi keyif almıyordum. Ya da hiçbiriyle onunla olduğum kadar rahat değildim.

Bu kadar farklıyken yan yana uyumlu olmamız garipti. Aynı zamanda bu farklara rağmen aynı hissetmemiz daha da garipti.

"Çocukken seni kardeşim gibi görürdüm çünkü sadece ailelerin aynı evde yaşadığını sanıyordum."

Munteza kafasını koltuğa yaslayıp gözlerime bakarken itiraflarına devam etti. 'Kardeş' kavramı bizim üzerimize uymuyordu. Sadece kardeşliğin getirdiği şeylere sahiptik. Derin bir sevgi, koşulsuz bağ, birlikte uyumak ve aynı evde kalmak gibi getirilerini sahiplenmiştik.

Mu Kıtası (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin