*iyi okumalar 🖤
Çırpınış, haykırış ve en sonunda kabulleniş: İçimde yaşadığım sıkıntıların ilerleyişi buydu. Munteza o kızla iki haftadır gülüşe gülüşe konuşurken, ben yanımda oturmaya devam ediyor diye kendi kendimi avutuyordum. Sabahları birlikte okula gelmeye devam ediyoruz diye avunmam artıyordu. Her şey eskisi gibi gözükse bile, hiçbir şey aynı değildi. Sanki Munteza yanımda yok gibiydi. Bana karşı olan temaslarını azaltmıştı. Konuşmadıkça benden tarafa bakmıyordu. Artık bakışları kumral kızın üzerindeydi. Böyle böyle kıymıştı hislerime. Farkında olmadan beni bitiriyordu. Onu birkaç kez 'iyi miyiz?' diye sıkıştırdığımda, sanki hiçbir şey olmamış gibi 'niye kötü olalım' demişti. Kötüydük işte. O konuşma olmasa onu kaybederim diye düşünürken, hiçbir şey yapmasam da kaybetmiştim onu. Yanımda olması kaybımı değiştirmiyordu. Böyle böyle uzaklaşacak ve tamamen ayrılacaktı benden. Bunu kabullenmiştim.
Son günlerde ruh gibiydim. Babam, dalgınlığım yüzünden Munteza'ya vermeyi unuttuğum kartımı bulmuştu. Beni tokatlaya tokatlaya para çekmeye ikna etmişti. Girerken şifreyi görmüş ve kartı tamamen elimden almıştı. Kartı kaybettiğimi söyleyip, iptal ettirmesi için Munteza'yla konuşmalıydım. Ama yanındaki kızdan bana sıra gelmiyordu.
Öylece onları uzaktan izlerken iç çekmeye devam ediyordum. Yanağımda hissettiğim soğuklukla irkildim. Bana kola uzatan, sınıftaki yeniliği eskimeye başlayan Doruk'u görünce doğrulmaya çalıştım. Yanımdaki banka oturup, kolayı kucağıma bıraktı.
Ağzındaki lolipopu çıkarıp "Bunu emene kadar ısınacak" dedi.
Bence düşük omuzlarım yüzünden bana acıyıp, bu kolayı uzatmıştı. Sanki omuzlarımı dikleştirebilecek gibi kabul ettim.
Kapağını açarken "Sağol" diye geveledim.
Lolipopu tekrar emmeye başlarken, kolundaki rengarenk bileklikleri düzeltti. Sonradan sahaya bakıp "Artık şu çocuklarla takılmıyorsun" dedi.
Sahadaki çocuklar, bizim gruptu. Munteza potanın başında, kendisine kıkırdayan kızla konuşurken diğerleri basketbol oynuyordu. Sanki tüm sahayı satın almış gibi, diğerleri başka yerlerde oynamaya devam edip onlara yer açmıştı.
Kolayı yudumlayıp "Takılıyorum, uzaktan." dedi.
"Daha da uzak ol. Çok iğrenç tipler. Hiç sevmem böylelerini."
Kaşlarımı kaldırırken "Sizin anlaşabilmeniz lazım. Aynı kulvardasınız." dediğimde, yüzünü buruşturup "At mıyız biz?" dedi.
Ardından bu dediği komikmiş gibi güldü. Lolipopu ağzından çıkarıp diliyle dudağını emdi.
"Çok egoistler. Geçen bir tane çocuğu sırf üstüne süt döktü diye tekmeledi mavi tişörtlü olan. Öyle insanlarla anlaşamam. Senin, burslu olduğunu duydum. Sana da zorbalık ediyorlar mı?"
Mavi gömlekli olan Erdi'ydi. Diğerlerinin de bu nedenlerle birilerine dalabilecek seviyede olduğunu biliyordum.
Munteza olmasa tekmeleneceğimi bilmeme rağmen "Hayır, arkadaşız biz." dedim.
Gerçi, böyle giderse olmayacak ve ben o tekmelerin hedefi haline gelecektim. Tekmelerden çok yokluğu canımı yakardı.
Doruk "İstersen bizimle takıl. Benim takıldığım çocuklar daha az şerefsiz. Bak biri orda." deyip, lolipopunu sağa doğru tuttu.
Kalabalık grubun içine bakarken "Hangisi?" dedim.
"Ortadaki."
Adının Birkan olduğunu bildiğim çocuğu süzerken "Azlığı tartışılır" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mu Kıtası (bxb)
RomanceTAMAMLANDI Munteza zorbanın tekiydi ama Uğurcan'a iyi davranırdı. Uğurcan'sa en büyük zorbalığı kendisine yaptığını düşünüyordu. Duygusal ve toparlanamayacak şekilde.