*iyi okumalar. 🖤
Doğduğum güne fazla değer vermezdim. Benim aksime abim bu günlerle fazla ilgiliydi. Her doğumgünümde mutlaka kutlama yapardık. Bu yüzden hapishaneye, pasta alıp onu ziyarete gelmiştim. Önceki ziyaretimde 'doğumgününde birlikte olalım' demişti.
Görüşme odasının kapısı açılınca mahkumlar tek tek dışarı çıktı. Oturduğum masada kımıldanıp abimi görünce el salladım. Yanıma geldiğinde hızla kalkıp ona sarıldım.
Genelde aramızda teması engelleyen paravan varken konuşuyorduk. Ziyaret günlerinde temas edebiliyorduk. Ona sarılırken gözlerini bize diken gardiyanları, görmezden gelmeye çalıştım. Gizlice bir şey vermeyelim diye dikkat ediyorlardı.
Birinin "Bu kadar yeter!" denmesiyle, abimden ayrıldım.
Köşede bekleyen gardiyana öfkeyle bakarken, abim sandalyeye oturup bana da "Otur." diye işaret etti.
Derin bir nefes alıp, sandalyeye geçtim. Elimdeki pastayı ona uzattığımda gülümseyip cebinden ip çıkardı.
"Doğum günün kutlu olsun. Uzat bakalım kolunu."
Bileğimu ona uzatıp "Burada bile hediyemi hazırlamışsın." dedim.
Gözlerimle aynı renk mavi bilekliği, bileğime takıp "Burada çok yapılıyor böyle şeyler. Dışarıya satılmak için gönderiliyor." dedi.
Kafamı sallayıp, taktığı bilekliğimle oynadım.
"Sağol abi."
Kalbim buruk buruktu. Abimin zor şartlarda olduğunu düşündükçe üzüntüm artıyordu. Pastayı burada açamayacağı için alıp yana astı.
"Anlat bakalım annem ne yapıyor?"
Sinirle bilekliği çekiştirip, ellerimi bacaklarımın üstünde bağladım. Daha 1 hafta önce gelmeme rağmen o halinden daha zayıf olması hüzünle dolmamı sağladı. Gözlerinin canlı olan mavisi kalmamıştı. Sanki ölü gibiydi ve gülümseyen yüzü bunu gizleyemiyordu.
Abim evde bile kapalı duramayan adamdı. Sürekli gezinip, çalışırdı. İçerde sorun olmasa bile, psikolojik olarak çöktüğüne emindim. Belki sorun da vardı ama söylemiyordu. 'Geldiğinde sadece dışarısıyla ilgili konuşalım Uğurcan.' demişti. Bu yüzden onu çiğnemeyip, sessiz kalıyordum. Çiğnediğim zaman görüşme odasından kalkıp, gitmek istiyordu.
"Annem iyi. Oğlu hapiste olmasına rağmen gerçekten iyi."
Abim kaşlarını çatarken "Suçlama kadını." dedi.
Sinirle gülüp "Her gün ağlasa, suçlamam." dedim.
Bu dünyada nefret etmediğim bir tek abim kalmıştı. Yeni kestiği sakallarını sıvazlayıp "Böylesi daha iyi." dedi.
"Sen kötüyken hiçbir şey iyi değil."
Sesimi yükseltmemle yan masadan bize dönenler olmuştu. Abim elini yüzünden indirip, alnıma fiske attı.
"Ben iyiyim oğlum."
Yine aynı yalanı duymuştum. Bu sefer ben yalan söylemeyecektim.
Ellerimi yumruk yapıp "Ben iyi değilim. Dün, Munteza geri döndü." dedim.
Her şeyi anlattığım abimin gülümseyen ifadesi kayboldu. Hapishanede diye onu kendi dertlerime boğmak istemiyordum. Birine anlatmazsam patlayacaktım. Doruk ve Birkan'la mesajlaşsak bile onlara olanlardan bahsedecek kadar yakın değildim. Dert ortağım karşımdaydı ve ben daha fazla içime atamamıştım. Dünden beri kalbim darmadumandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mu Kıtası (bxb)
RomanceTAMAMLANDI Munteza zorbanın tekiydi ama Uğurcan'a iyi davranırdı. Uğurcan'sa en büyük zorbalığı kendisine yaptığını düşünüyordu. Duygusal ve toparlanamayacak şekilde.