*İyi okumalar 🖤
Munteza'yla aramız belki de asla eskisi gibi olamayacaktı. Çünkü eski bize uymuyordu. Arkadaş değildik, yaşanılanlardan sonra ilişkimiz romantizme kaysa da 'sevgiliyiz' diyecek kadar rahat değildik. Bir gün bunu söyleyebileceğimizi biliyordum. Parçalanan puzzle'ın her parçası tekrar yerine oturduktan sonra, sözlerimiz kontrolsüz olacaktı.
Bu parçalardan biri olan abim valiziyle birlikte hapishaneden çıkmıştı. Yanımda annem, babam ve mahalleden abimin arkadaşları vardı. Herkes onu coşkuyla karşılarken ben de içerde yarım bıraktığım sarılmayı tamamladım. Bu sefer 'ayrılın' diyebilecek biri yoktu.
Hep birlikte mahalleye giderken uzun zaman sonra gerçek neşeyi hissettim. Mahalleye girdiğimizde abimin arkadaşlarından biri zurna çalmaya başladı. Onun ne kadar sevildiğini bir kez daha anladım.
Abimin yüzündeki gülümseme benim de yüzüme yayıldı. Hapisten çıkışını kutlama alayına çevirdik.
Munteza'da bu kutlamaya katılacak göt yoktu. Abimin ona olan tavrını bildiğinden çekinmişti. Zamanla onların arasındakiler de eskisi gibi basit bir tanışıklığa dönerdi.
Puzzle'ın diğer parçası olan annemin eski hâline nazaran düzelmiş yüzüne baktım. Abimi içerden çıkarmak için geçen sürede onu da tedavi ettirmiştik. Birkaç kez ameliyata girmiş ve yüzünde kaymış noktalar yerine oturtturulmuştu. Sinir tedavisi de görüyordu. Bir iki yıl içinde düzeleceğini söylemişlerdi.
Kırıklar birleştirildiğinde eski hâline dönmez sanıyordum ama Munteza'nın dünyasında imkansız olan bir şey yoktu. Bu benim de umutlanmamı sağlamıştı.
O gece sabaha kadar eğlence oldu. Abim ilk gecesini ev yerine arkadaşlarıyla geçirmek istediğinde onu yadırgamadık.
Ona izin verdiğim için kendime de izin verip sabaha doğru evden çıktım. Aramızdakileri isimleştiremediğimiz Munteza'nın yanına gittim. Eskisi gibi olamazsak bile, eskisi gibi davranışlarda bulunabilirdik. Her mutlu anımı onunla sonlandırmak istemem, affımla birlikte geri gelmişti.
Munteza evinin önüne geldiğimde uykusundan uyanmak zorunda kaldı. Yukarı çıkmayıp onu aşağıda bekledim. Eve girip annesiyle karşılaşmak istemiyordum. İlişkimizin çıkmaza girmesinin en büyük nedeni o kadındı. Bu yüzden ondan uzak olmak bizim için en iyisiydi.
Munteza aşağı eşofmanlarıyla indi. Uykulu gözleri gözlerimdeyken "Abinle olmayacak mıydın?" diye sordu.
"Onu biraz özgür bıraktım."
Bu özgürlüğe ihtiyacı vardı. Ben de uzun zaman sonra aynısına ihtiyaç duyuyordum. Saat sabahın altısıydı, birçok şey için erkendi.
"Arabanın anahtarını aldın mı?"
Munteza refleksle ceplerini yoklarken "Hayır, neden?" diye sordu.
"Birkaç saat hiçbir şey düşünmeyeceğimiz bir yolculuğa çıkmak istiyorum."
İçeri ilerlerken "Bekle." dedi.
"Anısı olanı al."
Ellerimi cebime sokup o anahtarla geri dönene kadar bekledim. Geldiğinde kötü hatıraların sahibi arabaya ilerledik. Bir arabadan ya da hatırlattıklarından korkmayacaktım. Eğer buna takılmaya devam edersem ilerleyemezdim. Ben artık sadece önüme bakmak istiyordum.
Arabaya bindikten sonra "Nereye gitmek istersin?" diye soran Munteza'ya "Uzağa." dedim.
Hiçbir anımızın olmadığı bir yere, hiçliğe doğru gitmek istiyordum. Munteza arabayı çalıştırırken arkama yaslandım.
Birkaç haftaya lisenin yeni dönemi başlayacaktı. Büyük ihtimalle bu sene olduğu gibi ilişkimiz devam edecekti. Tek fark, artık ikimiz de hislerimizi açık etmiştik.
"Lisenin son senesi bana teklif et."
Munteza'nın bana kayan gözleri irileşirken "O zamana kadar her şey geçmiş olur." dedim.
Böylece geleceği inşa edebilirdik.
Munteza keyifle "Nasıl istersen." dediğinde ona dönerek yol boyunca yüzünü izledim.
Sanki nefretimin kale gibi kalbimde yer edindiği zaman çok uzaktı. Ona neden öfkeli olduğumu bilsem bile şu an o zaman hissettiklerim gerçekçi gelmiyordu.
Yol boyunca düşündüğüm tek şey 'gelecek' oldu. Şu anki gibi kalamayacağımızı biliyordum. Şu an belirsiz olduğumuz için böyle kalmak da istemezdim. Gelecekte ilişkimiz bizim gibi olgunlaşacaktı. O zaman geldiğinde kötü anıların hepsine çocukluk demek istiyordum. Onunla başlayan ve onunla biten.
Munteza arabayı şehirden oldukça uzağa sürdü. Yol boyunca konuşmadık. Geldiğimiz yer bize yabancıydı.
"Abin mutlu muydu?"
"Oldukça."
Munteza arabayı kapattıktan sonra tamamen bana dönüp "Sen?" diye sordu.
Yine "Oldukça." dedim.
Eskisinden mutlu olduğum kesindi. Her ne kadar bunun üzerinde durmasam da Munteza gitmeden önce de sorunlarım vardı. Onun gitmesiyle işler çığrından çıksa da şu an öncekine göre daha iyi durumdaydık.
Belki de parçalanmasak ilerde yok olup tekrar birleşme fırsatımız olmayacaktı.
Önümüzdeki bir senede Munteza'nın da ailevi problemlerini halletmesini umdum. Tüm problemler ortadan kalktıktan sonra asıl meseleye, bize odaklanabilirdik.
Munteza bedenini bana doğru döndürüp içli içli "Şu an teklif edemez miyim?" dediğinde kahkaha attım.
"Acele etme."
Ben ettiğimde ebemi görmüştüm, onun da görmesine gerek yoktu. Yüzü düşerken elimi yanağına uzatıp okşadım.
"Zaman bize iyi gelecek."
Umudumu, dilime getirdim. Zaman, her zaman belirsiz olsa da umut hep vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/302590857-288-k933389.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mu Kıtası (bxb)
RomanceTAMAMLANDI Munteza zorbanın tekiydi ama Uğurcan'a iyi davranırdı. Uğurcan'sa en büyük zorbalığı kendisine yaptığını düşünüyordu. Duygusal ve toparlanamayacak şekilde.