Mu Kıtası (bxb)

7

*iyi okumalar 🖤

Bağ evine gelmeden önce alışveriş yapmıştık. Börülce yapabiliyorum deyince, Munteza ondan almayı abartmıştı. Tutumlu ya da orantılı olmayı asla öğrenemeyecekti. Neyse ki yanındaydım da onu dengeliyordum. Aldıklarımızı dolaba yerleştirdikten sonra odaya yatak hazırlamaya gitmiştik. Dolabın üstündeki puşette olan çarşafı, yatağa serdim. Munteza'da yastıkları kılıfa geçiriyordu. Burdaki ev tamamen iki kişilikti. İki katlı, altı salon, üstü tek yatak odası ve banyoydu. İstediğim planda iki yatak odası vardı ama Munteza 'ne gerek var' diyerek, bensiz uyuyamadığını göstermişti. Tamam son kısım, egomdan çıkmış olabilirdi. Çarşafi ve yorgani ayarladım. Munteza'da yastıkları koydu.

"Akşam uğraşmayacağız, güzel"

Terlediğini belli ederek tişörtünü yerlerken kafasını salladı.

"Hemen havuza girelim mi, rahatlarız?"

Tişörtümü çıkarırken "Bence de" deyip göz kırptım.

Önce kendi tişörtünü hareket ettiren eli durdu. Ardından gözleri, gözlerimden aşağılara indi. Göğsüme bakarken, yutkunmuştu. Aramızı sürekli saran atmosfer geri geldi. Meme uçlarım soğuktan ürpermiş, dikleşmişti. Onun gözlerinin orda oyalandığına emindim. O da benim vücudumu, onunkini bildiğim gibi ezbere biliyordu. Baka kalması, yine içimdeki umutlu tarafı havaya kaldırdı. Biraz da utanmış hissediyordum.

Vücudumu yan döndürüp, bakışlarından kurtuldum.

"Hadi gidelim"

Kendine gelir gibi irkildi. Kafasını salladıktan sonra o da tişörtünü çıkardı. Onun gibi baka kalmamak için hızla odadan çıktım. Zaten az sonra havuzdaki görüntüsüne eriyecektim. Şimdi salya akıtmaya gerek yoktu. Havuzdaki sular en azından salyamı gizlerdi. Merdivenlerden inerken, o da arkamdan geliyordu.

"Şortları almadan iniyorsun."

Arkama baktığımda, elindeki şortlardan birini bana fırlattı. Havada tutup "Şimdi aldım." dedim.

Boydan boya cam olan kapıdan bahçeye çıktık. Havuz, biz gelmeden önce doldurulmuştu. Munteza bunu bana teklifi yaptığında ayarlamış olmalıydı. Şenzlonga doğru ilerledim. Şortu koyduktan sonra, elim düğmeme gitti. Munteza'da hemen yanımda durmuştu. Pantolonunun kemerini çözerken, gözleri bendeydi. Bakışlarını gizlemeye gerek duymuyordu. Bunun farkında mıydı emin değilim. Dügmemi çözüp, fermuarımı indirdiğimde kemerini yeni çıkarmıştı. Ben bacaklarımdan pantolonunu sıyırdığımda dilini dişlerinde gezdirip, kendi pantolonunu çıkardı.

Şenzlonga oturup, pantolondan tamamen kurtuldum. Munteza penisime doğru bakarken, tüm kanım oraya toplanmış gibiydi. Şortumla önümü kapatınca anca bakışlarını çekmişti.

Benim aksime boxerını da çıkardı. Hafif sert olan penisi göz hizamda olunca, baka kaldım. İşte, şimdi ödeşmiştik. Sıkı bacakları, hafif kıllı vücudu ve kıllarını aldığı ön tarafıyla enfes bir görüntüydü. Bakışlarını hissedince, gözlerimi yüzüne çevirdim. Penisine iştahla bakıyor olmam, kaşlarını çatmasına neden olmuştu. Utansam bile, rahat olmaya çalıştım. O da bana bakıyordu.

"Tamamen soyunmayacak mısın?"

Elindeki şortu giymeden, çırılçıplak karşımda dikilince kafamı salladım. Şortu çekip, parmaklarımı boxerımın iki yanına doladım. Yavaşça indirirken, gözleri parmaklarımla uyumlu hareket ediyordu. Boxerdan tamamen kurtuldum. Penisim özgürlükle seğirdi. Elim istemsizce önüme gitti. Yutkunarak kafasını çevirdiğinde, başımı eğdim.

Aramızdaki çekim inkar edilemezdi. Gözlerindeki buğuyu saklayamıyordu. Kendimi kandırdığımı sanmıyordum. Bana dokunurken çekinmeyen çocuk, bakarken gözlerini kaçırıyorsa o da farklı şeyler düşünüyordu.

'Abazalık'

Ben ve hislerim önündeydi. Tüm bu şeylere güvenip, sevgimi açıklasam 'Lan sadece sana mı kalkıyor sanıyorsun' deyip, beni dumur edebilirdi. Benim hislerim hem bedensel hem duygusaldı. Ondaki değişimi görsem bile, zihninden geçenleri göremezdim.

Şortu bacaklarımdan geçirdim, Munteza'da giyindi. Az önceki bakışlar hiç olmamış gibi konuşmaya başladı. Her zamanki gibi ilişkimizdeki küçük tepeleri görmezden gelecektik.

"Oyalanma"

Koşup, havuza atlarken üstüme gelen sularla küfrettim. Anında bedenime çarpan soğuk su biraz titretmişti. Havuzun içindeki ısıtıcıyı açmayı unuttuklarına emindim. Hep öyle oluyordu. Munteza suyun dibinden çıkıp, saçlarını savurduğunda ben de ayaklandım.

Bana doğru su fırlatıp "Hadi" dedi.

"Geliyorum bekle"

Su fırlatmaya devam ederken, bombalama atladım. Suyun dibini görüp, çıkmam bir oldu. Munteza bana doğru iki kulaç atıp dibimde durdu.

Saçlarımı geriye atıp "Su buz gibi." dedim.

Bünyem dayanıksızdı. Soğuğa asla gelemezdim. Birkaç dakika içinde dişlerim titremeye başlayacaktı.

Munteza, suyun altından belimi kavrayınca irkildim. Bacaklarımı ve ellerimi oynatıyordum. O sadece bacaklarını oynatıyordu. Göğsümü göğsüne yaslayınca titremeye başladım. Soğuktan değil, tamamen heyecandandı.

Sanki bu temas, sıradanmış gibi Munteza'nın ifadesinde hiçbir değişim olmadı.

"Vücut sıcaklığımı paylaşabilirim."

Benle alay ettiğini farkedince, omzundan onu suya bastırdım. Kafası suya girerken, benim vücudum yukarı kalktı. Ben neler düşünüyordum, o ne diyordu. Biraz daha düşünsem alet edevatım da onun eline gelecek halde olacaktı.

Baloncuklar çıkınca elimi çektim. Su üstüne çıkıp, derin bir nefes aldı. Kulaç atmaya başladım. Bunun karşılığı olacağını biliyordum. Beni ayağımdan tutup bastırınca çırpındım. Hemen omuzlarımdan, ona yaptığı gibi bastırdı. Batarken güldüğüm için çokça su yuttum. Çırpınırken, beni bırakmamaya diretti. Sonunda pes edip sadece cimciklemeye başladım. Sudaki baloncuklar giderken, gördüğüm şeyle gözlerim irileşti.

Munteza'nın penisi büyümüştü. Kabarkıklığı şortundan belli ve hemen gözlerim önündeydi. Beni tekrar yukarı çekene kadar bu görüntü karşısında nefesimi daha fazla tutabilmiştim.

Sudan çıktığımda, Munteza gülerek "Su altında durma süren uzamış" dedi.

Bana kaldırmıştı.

Cevap vermediğimde kollarımdan sarsıp "Çok mu su yuttun bebeğim?" diye sordu.

Dudağımı ısırıp "Yok ya" dedim.

Beni itip kulaç atmaya başlarken bir süre olduğum yerde batmamaya çalıştım. Artık bakışlar dışında bir tepki daha vardı. Kendi penisimin de sertleştiğini hissederken zihnimin önüne bunu engelleyecek görüntüler getirdim.

Munteza "Yüzsene dikildin öyle!" deyince kendime geldim.

Sen de bana dikiliyorsun demek vardı... Yaptığım tek şey ona doğru kulaç atmak olmuştu.