*iyi okumalar 🖤
Haftasonları birlikte kalmak Munteza'yla klasiğimizdi. Genelde cuma akşamları onlara gider, pazar akşamı çıkardım. Bazen pazartesi birlikte okula gittiğimiz de olurdu. Bu haftasonu klasiğimizi bozmuştuk. Munteza son dersin bitmesine rağmen hala beni evine davet etmemişti. Beklediğim hareketleri yapıyordu. Evinde üstüne atlayacağımı düşünmüş olmalıydı. Benim de düşündüğüm buydu. Gerçekleşmeyince çok üzülmüştüm.
Sınıfta şarkı söyleyen çocuğa herkes gülerken, benim de dikkatim ona kaymıştı. Doruk ilk kez dinlediği şarkıyı, tüm hafta dilinden düşürmemişti. Garip bir özgüvene sahipti. İnsanları etrafında toplayabiliyordu. Üstelik bunu 'sizden hoşlanmıyorum' dedikten sonra bile yapabiliyordu.
O arada bir sürçen diliyle şarkıyı söylerken, ben de onu izleyip gülerken bir yandan da çantamı topluyordum.
Birkan "Kardeşim sana kim sesin güzel dedi?" dediğinde kahkaha attım.
Doruk ona sırnaşıp sesini alçaltarak devam etti.
"Gel ve uzan omuzlarıma. Gidelim umutlara doğru. Alalım bulutları da ver elini korkma hiç ne olur. Gelirim bir gün yanına. Yaşamak gelmiyor içimden...Birkan"
Birkan onu ittiğinde Doruk daha da sesli başka şarkıyı söylemeye başlamıştı.
"Hadi durma ağla ağla. Yaşlar kurur zamanla ağla. Böyle kahpedir dünya. Son bulur kollarında!"
Munteza'nın sertçe benimle aynı tarafa baktığını farkedince, gülüşümü sildim.
"Çocuğa öldürecek gibi bakmayı kessen artık?"
Bakışları bana döndüğünde, çantamı sırtıma taktım. Herkes sınıftan tek tek çıkarken, Doruk geçerken bana omuz attı. Ona el salladığımda annemin fal bakmak için gelen arkadaşlarının 'şeytani aura' dedikleri şeyi hissettim.
Munteza sertçe "Çok sevdin sen onları" dedi.
Tek kaşımı kaldırıp "Sevilmeyecek insanları seviyorum. Onlar sevilesi insanlar, sevsem ne kaybederim?" diye söylendim.
Sinirle gülüp, sınıfa kalan iki kişiye "Çıkın lan artık" dedi.
Çocukların usain bolt hızında sınıfı terkettiklerine yemin edebilirdim. O kadar hızlılardı ki arkalarından baka kalmıştım. Tekrar Munteza'ya dönüp "Ne oluyor?" dedim.
Beni davet etmeyince 'görüşürüz' diyerek günü bitiririz sanmıştım.
Sıradan çıkıp, karşıma dikildiğinde gözlerindeki öfkesinin ateşi beni yakmaya başladı. Onu da cayır cayır yakıyor gibiydi.
"Sevilmeyecek insan kim Uğur?"
Munteza'ya her zaman laf sokardım. Sadece kötü biri olduğu için değildi. Ben de kötü biriydim ve kendime bunu hatırlatma ihtiyacı hissediyordum. Munteza'yı aklayıp paklayamazdım. Bu yüzden her fırsatta onu karalayarak, zihnimin bu çocuğu daha fazla güzelleştirmesini engelliyordum.
Daha önce bu konu da konuşmamıştık. Laflarımı hep yutardı.
Dudağımın içini ısırırken, gözleri koyulaştı. Durdukça artan öfkeye sahipti.
"Niye delleniyorsun? Her zamanki cümlelerim."
Sonunda konuşabildiğimde, sertçe güldü. Çenesini sıvazlayıp "Ne zamana kadar sözlerini yutarım sence?" dedikten sonra göğsümden beni itti.
Arkaya sendelerken, kaşlarım çatıldı.
Yüzü iyice sertleşirken "Benden bu kadar rahatsızsan, uzak kal amına koyayım!" diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mu Kıtası (bxb)
RomanceTAMAMLANDI Munteza zorbanın tekiydi ama Uğurcan'a iyi davranırdı. Uğurcan'sa en büyük zorbalığı kendisine yaptığını düşünüyordu. Duygusal ve toparlanamayacak şekilde.