4.Bölüm-Şüphe Çemberi

547 280 61
                                    

Arayan kişi Lamin'di, yaklaşık bir seneye yakın olmuştu Lamin ile konuşmayalı. Onu aramak hep aklımın bir köşesindeydi ama bir türlü elim arama tuşuna gitmiyordu. Aramayı başaran Lamin olmuştu belli ki. Telefona uzandım ve açma tuşunu kaydırdım.

"Alo, Lamin?" dedim.

Lamin'nin sesinde, Hilal Teyze'de hissettiğim gerginliğin aynısını sezmiştim.

"Evet benim, Aras. Nasılsın?" dedi.

"İyiyim, sağ ol. Sen?" dedim.

Lamin bir süre sessizleşti ve yutkundu.

"Ben de iyi sayılırım. Haberleri izledin mi? Akşam haberlerini, hani uçak kazasıyla ilgili olanları," dedi.

"Evet gördüm, enkaz bulunmuş ama niye sorduğunu anlayamadım," dedim.

"Uçaktakilerin listesini açıklamışlar, bakmadın galiba," dedi ve ağlamaya başladı. O listede hiç de güzel şeylerin olmadığını fark etmiştim. Telefonu kapattım ve uçak listesini arattım internetten. Belgeyi indirdikten sonra karşımda yüzlerce isim vardı. Hem neye bakmam gerektiğini de bilmiyordum.

O sırada evden gelen çığlık sesi aklımda kıvılcımlar yaratmıştı. Aratmam gereken ismi fark ettim. Sözcük arama kısmına "Uraz Aydın" yazdım ve aratma butonuna korkarak bastım.

213.koltuk numarasıyla beliren isim karnıma yumruk atılmış hissi yarattı. Eve usulca girdim ve mutfağa yöneldim. Annemin televizyonun başında uçak kazası haberini ağlayarak izlediğini gördüm. Onun yanına gitmek istemiyordum, odama gidip duvarı izlemek, annemin yıkılışını izlemekten daha iyidir diye düşündüm. Yukarı kata çıkıp odama girdim, yere uzandım ve gözlerimi kapadım. Ayak seslerinin odama yaklaştığını duydum ve yerden kalkıp masama oturdum. Annem odamın kapısını yavaşça açtı ve acil bir işinin çıktığını ve gitmesi gerektiğini söyledi. Oturduğum masadan bir hışımla ayağa kalktım ve annemin yanına gidip sarıldım.

"Biliyorum anne, Lamin aradı, uçakta babam da varmış," dedim.

Annem dona kalmıştı. Oğlunun bu gerçeği bir süre daha bilmemesini ümit ediyordu ama çoktan öğrenmiştim.

"Daha hiçbir şey kesin değil, baban bize böyle bir yolculuktan hiç bahsetmedi. Belki de bileti aldı ama binmedi ya da ne bileyim? Belki, belki..." diyebildi.

Göz yaşlarına hakim olamadı ve bana var gücüyle sarıldı. Tekrar konuşmaya devam etti.

"Benim emniyet müdürlüğüne, oradan da şirkete uğramam gerek. Babana ulaşmaya çalışacağım, binip binmediğini kontrol ettireceğim," dedi.

"Ben de seninle gelebilir miyim?" diye sordum ama nafile.

"Hayır! Sen burada kalacaksın, ben hallederim," dedi.

"Sen nasıl istersen..." demekle kaldım.

Annem bana sarılmayı bıraktı ve odasından ceketini ve uzun zamandır görmediğim bir çantayı geçirdi koluna.

Tam kapıdan çıkıyordu ki geri döndü.

"Bir süre internete girmeni ve televizyonu açmanı istemiyorum," dedi.

Tekrardan kapıya yönelmişti ki geri döndü ve bir hışımla modemi, televizyonun kablosunu yerinden çıkardı. Yanında götürüp arabanın içine attı.

Araba gözden kaybolmuştu, evin kapısını kilitledim ve salondaki koltuklardan birine kendimi attım.

Son birkaç saattir yaşadıklarım hiç mantıklı gelmiyordu. Babamın esrarengiz Almanya seferli uçak biletinin hiç bilinmemesi aklımda soru işaretlerine neden oluyordu.

ZALİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin