Selamlar. Öncelikle Olimpos'un Kanı bittiğinde yeni senaryolar yazacağımı söylemiştim. Teog'a az bir zaman kaldı, Teog'dan sonra bu işlere girişeceğimin haberini vereyim dedim. Haberiniz olsun, güzel yorum ve eleştirilerinizi isterim.
Bu bir devam senaryosu olacak. Çok ayrıntı içermemekle birlikte iki ya da üç part halinde yayınlamayı planlıyorum. Şimdilik bu kısasıyla idare edin, Teog'dan sonra o yazma açlığıyla neler gelir, artık Allah bilir :))
Bunun dışında hedefimde yazmayı düşündüğüm neler var?
1- Tabii ki ve tabii ki eksik Percabeth sahneleri.
2-Savaş sahnesinin tekrarı
3-Adamakıllı bir son. (Percabeth versiyonuyla olması planlanmakta.)
Tekrardan belirttiğim gibi, buradan paylaşacağım. Daha sonra one-shot (tek bölümlük hikayeler) 'e devam edeceğim (kesin bilgi değil.) .
Dualarınızı bekliyorum, sınav için gerçekten ihtiyacım var. Hepinize her şey için teşekkür ederim, Teog'dan sonra görüşürüz.
Seviyorum sizi. *xoxo* *xoxo'ya alışamadı*
----
Leo, kampa Kalipso'yla sallana sallana gireceğini düşünmemişti. Ama bir anda kendini seke seke tepeden aşağı inerken buldu.
''Vay canına!'' dedi elini sımsıkı tutan Kalipso. ''Gerçekten çok... güzel.''
Leo sırıttı. ''Sen bir de 9. Depo'yu gör. Melez Kampı onun yanında sossuz pizza kalır.''
Kalipso kaşlarını çattı. ''Pizzada sos da mı oluyor?''
Leo içinden gülmek istedi ama tabii ki bunu yapmadı. Sonunda etkilemeyi başardığı ve onu seven bir kız bulmuştu. En azından onunla bir yirmi dört saat çıkmayı becerebilirdi.
''Sanırım sana bir ara-''
Leo bir anda ortamın fazla sessiz olduğunu fark etti. Başını çevirip önüne baktığında ona hayalet görmüş gibi bakan bir düzine genç gördü.
Aslında haklıydılar: Leo, onların gözünde bir hafta önce ölen zavallı bir melezdi. Oysa Leo, zavallılıktan çok uzakta, havasından geçilmeyen bir tavırla elini kolunu sallayarak karşılarına çıkmıştı.
Leo, onlara gerçekten hak veriyordu.
''Şey,'' dedi boştaki eliyle saçlarını karıştırırken. ''N'aber?''
İlk başta kimseden çıt çıkmadı. Hepsi şoka girmiş olmalı, diye düşündü Leo. Daha önce birçok hayaletle karşılaşmış olan Leo, ilk seferin hiç de kolay olmadığını gayet net hatırlıyordu.
''Ben de sizi özledim canım.'' dedi gülümseyerek. Leo buna da cevap vermezseler 'Leo Reis geri döndü bebekler!' diye bağırmayı düşünmüştü ama buna gerek kalmadı. Birisi grubu ikiye yarıp öne çıktı.
''Ne olu-'' Bu, Poseidon'un oğlu Percy'den başkası değildi. Leo'yu gördüğünde ağzı açık kalmış, aval aval bakıyordu.
Sen de mi, diye düşündü Leo. Seni daha atik biri sanmıştım dostum.
''Leo?'' dedi arkadaşı sonunda. Sesi bir fısıltı gibi çıkmıştı. ''Sen... yaşıyorsun!''
Leo hafifçe güldü. ''Eh, öyle de denebilir.''
Percy bir süre daha o Leo'nun yüzüne baktığında Leo iç çekti. Tamam, ölüymüş gibi sanılıp pat diye karşılarına çıkmış olması garip olabilirdi. Ama yine de bir sarılmaları, onu çok özlediklerini söylemeleri gerekmez miydi?
Sonra bütün grubu tekrardan ortadan ikiye yarıp Percy Jackson'ı yana ittirip Leo'nun üstüne birisi atladı. Leo yere devrilmeden önce tiz bir çığlık attı ve Kalipso'nun elini bırakmak zorunda kaldı.
''Leo!'' Piper Leo'nun üstünden kalkıp ona sımsıkı sarıldığında Leo da elini onun beline doladı. ''Aman Tanrılarım, yaşıyorsun!''
''Evet,'' dedi Leo. ''Seni gördüğüme sevindim Piper.''
Ama Piper bu iyi söze karşılık geri çekildi ve ona sert bir bakış attı. ''LEO VALDEZ! BİR HAFTADIR ÖLÜ DEĞİLSEN NEREDEYDİN SEN?''
Leo eliyle Kalipso'yu işaret etti. Piper kafasını kaldırıp tanrıçaya baktı.
''Ölümden tanrıça mı getirdin?'' diye sordu Annabeth kaşlarını çatarak. Belli ki daha Kalipso'yu tanımamıştı. Ama Kalipso anlamıştı. Yüzündeki ifade değişirken Leo üstünü silkeleyip ayağa kalktı.
''Ee, size anlatacak birkaç şeyim var, doğru. Ama önce yol yorgunluğumuzu atmak için sakin bir yere geçsek. Bir de Jason nerede? Onun daha vefalı olduğunu sanıyordum. Ölümden döndüm yahu, insan bir hoşgeldin der!''
Piper ona gözlerini devirdi. ''Yürü Leo, Büyük Ev'e gidiyoruz. Belli ki bize anlatacakların var.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük Percy Jackson Hikayeleri
FanfictionHer bölüm farklı kurgu, her bölüm farklı heyecan! Tek bölümlük Percy Jackson hikayelerine hazır mısınız?