Kadoline - All i Want
---
Yazım Tarihi: 23. 01. 14
---
Bilmiş Kız'dan, Yosun Kafa'sına mektup.
Bir Percabeth klasiği.
---
Percy,Biliyorum, bu mektup sana hiç ulaşmayacak. Ama artık dayanamıyorum. İçimdekileri dökmeye ihtiyacım var. Seni ne kadar özlediğimi, tanrılara ne kadar öfkelendiğimi, canımın ne kadar yandığını anlatmam gerek.
Poseidon kulübesinde seni bulamadığım zaman aklımdan böyle bir şey geçmemişti. Sonuçta sen Yosun Kafa'ydın, bütün yatağını salyaya boğup acil duşa girmen gerekebilirdi. Ya da yanlışlıkla Clarisse'e sataşır, onunla kavga ederdin. Ama o gün ikisini de yapmamıştın. O gün, kampta Yosun Kafalığından en ufak bir şey yoktu. Sanki... sanki yokmuşsun gibi, Percy.Seninle birlikte her şey gitmiş gibi. Dalgakıran, Karakorsan, kulübenin dağınıklığı, deniz yeşili gözlerin. Her şey...
Gerçekten endişelenmeye başladığımda güneş yeni yeni batmaya başlamıştı. O ana kadar senin bir şey yaptığından emindim. Bir anda ortaya çıkıp beni korkutmaya çalışabilirdin, gelip arkamdan sarılabilirdin, Karakorsan'ı gezdirmeye çıkarmış olabilirdin. Ama kimsenin sana bir şey yapacağı aklıma gelmemişti. Onca olaydan sonra güvende olduğumuzu düşünmüştüm. Gerçekten güvende olabileceğimizi. Yanılmışım.
Bütün gece yatağımda döndüm durdum. Bir ara gözlerim kapanıverdi, onda da Hera'yla ilgili bir rüya gördüm. Onu da uykudan sayamazdım, değil mi ama?
Kendimi Büyük Ev'in kapısında bulduğumda elim ayağım titriyordu. Artık sakin olabilirdim. Hera, uyuz bir tanrıça olsa bile bana yardım etmişti. Bu onu affedebileceğim anlamına geliyordu. Seni bulacaktım Percy, Yosun Kafa'ma kavuşacaktım.
Kheiron beni bigudileriyle karşıladı, inanabiliyor musun? Mavi, ayıcıklı tişörtünü de görmeliydin. 3000 yaşında bir sentor olmasaydı, tatlı bir çocuk gibi gözükürdü. Hani uslu, annesinin dibinden ayrılmayan küçükler var ya, onlar gibi. Belki Kheiron'un küçüklüğü de öyleydi, kim bilir?
Sonra İris'in oğlu Butch'la beraber seni bulmayı umduğumuz yere gittik. Fakat orada değildin, tek ayakkabılı çocuk da sen değildin. Yoktun, Percy. Ve bütün o korku, acı ve endişe geri geldi. Kampa senin yerine Jason, Piper ve Leo'yu götürdük. Onları da yakında tanıyacaksın, merak etme. 2.Argo tamamlanır tamamlanmaz Jüpiter Kampı'na, seni almaya geleceğiz.
Şuanda tarih 12 Mayıs. Tam bir ay kaldı Percy. 12 Haziran'da yola çıkacak, en fazla beş güne orada olacağız. Sonra seni alacağız. Fakat Melez Kampı'na dönemeyeceğiz gibi gözüküyor. Yine dünyayı kurtarmamız gerek. Bunu tek başına yapmana izin veremem, değil mi Yosun Kafa?
Şimdi gitmem gerekiyor. Leo'nun 2.Argo'nun yapımında yardıma ihtiyacı olabilir. Ne kadar çok çalışırsak, o kadar çabuk bitiririz. Sen de kafanı toparla. Geldiğimde kafası karışık, hiçbir şey hatırlamayan Percy'yi görmeyeceğim, Yosun Kafa'mı göreceğim.
Seni seviyorum, Percy Jackson. Ve hep de seveceğim.
Şimdi git ve uyu, yarın senin için zor bir gün olacak.
Görüşürüz Yosun kafa.
Genç kız yazdığı mektubu diğerlerinin yanına, çekmecesine özenle yerleştiririrken gözlerini sildi. Hafifçe gülümseyerek mektubun üstünü okşadı. Sessizce yerinden kalktı, sandalyesini masaya doğru ittirdi. Saat gece yarısına geliyordu. Annabeth Leo'nun hala 9.Depo'da olduğunu düşünüyordu. Üstüne montunu geçirdi ve kapıya yöneldi. Son kez mektuplarını koyduğu çekmeye baktı. Kapıyı yavaşça kapatıp dışarı çıktı. Dediği gibi, ne kadar çok çalışırsa o kadar çabuk bitirirlerdi. Ne kadar çabuk bitirirseler, Yosun Kafa'sına o kadar çabuk kavuşurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük Percy Jackson Hikayeleri
FanfictionHer bölüm farklı kurgu, her bölüm farklı heyecan! Tek bölümlük Percy Jackson hikayelerine hazır mısınız?