At Yarışı

1.6K 102 19
                                    

Selamlar! Öncelikle bayadır bölüm yayınlamadığımın farkındayım. Şansa bugün TFF'de arşivimi dolaşırken paylaşmadığım bir Au (Alternative Universe, yani Aykırı Evren anlamına gelir. Karakterler, normal hikaye örgüsü dışında davranır, örneğin, normal şartlarda korsan olan Jack Sparrow, Los Angeles'ta motosikletli bir asi olarak yazılır.) Percabeth'im olduğunu fark ettim. Ben de özürlerimi ileterek paylaşmaya karar verdim.

Bir de şu #Wattys2015 şeysi var. O kadar hikayenin arasından benimkinin birinci olmasını beklemiyorum ama bu sayede hikayelerim daha çok okuyucuya ulaşabilir. Yarışmaya, Tek Bölümlük Percy Jackson Hikayeleri, Skinny, The Last Time, Gözlerini Kapat (Uyumsuz/PJO crossover), Heroes's Holiday, Baykuşun Büyüsü ve Maya ile katılmayı düşünüyorum. Son anda gaza gelip diğer iki one-shot'ı da katarsam Bengü Ağacı ve Kayıp dışındaki her hikayemle yarışmaya katılıyor olacağım.

Eğer görürseniz sizden ricam oylamanız. Teşekkür ederim.

Not: Aynı zamanda bu sıralar fanfiction'dan çok ilgilendiğim, Bengü Ağacı adında bir hikayem var. Az çok yazım tarzımı ve okuma zevkimi biliyorsunuz. Bir göz atarsanız sevinirim :)

***

[AU-Percabeth] Percy o gün derse girmediğinde, orada, onunla karşılacağını kesinlikle tahmin etmemişti.

***

Percy, CHB lisesinin koridorlarında yürürken New York'un aptal görevlilerine içinden bir küfür savurdu. New York kara bürünmüştü, öğrenciler onca kalorifere rağmen tir tir titrerken(!) okullar tatil edilmiyordu. Başka ne zaman tatil edilecekti ki!

Percy küfürlerine devam ederken koridoru döndü. Şimdi nereye gidecekti? On beş dakika sonra derse girecekti, hem de İngilizce dersine! Percy okula başladığından beri İngilizce dersi hiç iyi olmamıştı. Konuşuyordu konuşmasına tabi, ama konu İngilizce'nin bilinmeyen tarafına(Bizim dilbilgisi tarafından söz ediyor kerata!) gelince iş değişiyordu. Notları da bunu açıkça ortaya koyuyordu.

Son iki dersi kalmıştı. İngilizce ve İngilizce. Kar tatili olması gereken bir günde son iki dersinin o olması... Yok, Percy kesinlikle iki saat İngilizce dersini kaldıramazdı. İsterse ceza versinler, isterse okuldan atsınlar, kesinlikle son iki derse girmeyecekti. Hem hiç yapmadığı bir şey değildi ya. Kaç matematik dersini kaynatmıştı, Tanrı bilir*Buraya tanrılar yazamamak. .s.s* Bu yüzden okulda kimseye gözükmeden sakin sakin oturabileceği tek yere gitti, hizmetlinin tek odalı evi. Okulun hizmetlisiyle iyi anlaşırlardı, üstelik daha önceki kaçaklarında da ona yardım etmişti. Yani bir nevi bu hizmetli Percy'nin ortağı olmuştu. Kimsenin kulağına gitmediği sürece sorun çıkmayacak gibi gözüküyordu.

''Hey, Percy!'' dedi tanıdık bir ses. Percy arkasını dönünce karşısında en yakın arkadaşı Kıvırcık'ı buldu. Kıvırcık elindeki tostu şapırdata şapırdata yerken Percy'nin yanına geldi.

''Sığıfa gitmemiz geğeğio.''

''Ne?''

''Sığıf-''

''Sığıf ne Kıvırcık? Şu ağzındakini bitirir de sonra konuş!'' Kıvırcık Percy'nin emrine uyup ağzındakini bitirdi. Sonunda bitirdiğinde tekrardan söyledi.

''Sınıfa gitmemiz gerekiyor dedim. Dersin başlamasına beş dakikadan az var.''

''Eee-Kıvırcık ben bir tuvalete gidip geliyorum.'' dedi Percy. Kıvırcık tamam diye başını sallayıp öylece gitti.

''Bu kadar kolay mıydı?'' diye düşündü Percy. Sonra zil çalmadan ortadan kaybolabilmesi için adımlarını hızlandırdı. Şimdi bir hocaya yakalanıp başını derde sokmasına hiç gerek yoktu.

Tek Bölümlük Percy Jackson HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin