Ayrı bir hikayeydi, o niye öyle sap sap duruyor diye düşünerek buraya geçirdim, yine de oylayabilirsiniz.
Not 1: Gözlerini Kapat Uyumsuz/Percy Jackson fanfictionıma göz atar mısınız?
Not 2: Kapaklar nasıl olmuş?
İyi okumalar!
Dip dip Not: Neden gidip hikayelerime ergence İngilizce isimler koymuşum, bilmiyorum. Acınızı hissediyorum.
- - -
Yazım Tarihi: 09. 09. 13
---
Genç kız arkadaşlarına veda ederek gemideki kamarına girdi. Bugün yorucu geçmişti. İki koca deniz canavarı gemiye saldırmıştı. Üstelik sadece yarım saat arayla! Lambanın düğmesine basıp ışıkları yaktı. Hemencecik uyumak istiyordu. Yatağının sağ tarafında bulunan kahverengi, üç kapılı geniş dolabına doğru ilerledi. Geceliklerini çıkartıp dolabını geri kapattı. Kıyafetlerini çıkarıp geceliklerini giydi. Yatağına doğru ilerledi, tam yatacaktı ki çalışma masasının üstünde duran zarf dikkatini çekti.
Zarfın üstünde bir şey yazılıydı. Fakat el yazısı o kadar kötüydü ki disleksiyle beraber yazı okunmaz oluyordu.Hazel diye tahmin etti Hazel. Genelde mektupların üzerine böyle yazılmıyor muydu? Hazel o kadar uzun süre ölü kalmıştı ki bundan emin olamadı.
Hazel zarfı elinde iyice evirip çevirdi, fakat başka bir yazı bulamadı. Çalışma masasının önünde duran sandalyesini yavaşça çekip oturdu. Bal rengi gözlerini kocaman açarak etrafına bakındı. Odası yerli yerindeydi, kimsecikler de yoktu. Derin bir nefes aldı, duvarda duran saatine baktı. Saat on biri geçiyordu. Bu saatte kimse onu rahatsız edemezdi. Hazel nedense bu mektubu ondan başkasının okumasını istemiyordu. Bu mektup ona özelmiş gibi geliyordu. Yine de mektubu diğerlerine gösterip göstermeme konusunda emin değildi. Ayağa kalkar gibi oldu, sonra tekrar yerine oturdu. Bu mektup onun odasındaysa ona gelmiş olmalıydı. Ona özel olan bir şeyi başkalarına göstermesine gerek yoktu.
Elini zarfın üzerine götürdü. Zarfın üst tarafındaki üçgenin ucundan yavaşça çekerek zarfı açtı. Yine aynı yavaşlıkla içindeki kağıdı çıkarttı. Katlanmış kağıdı incecik parmaklarıyla bir çırpıda açıp okumaya başladı:
Sevgili Hazel,
Öncelikle bu mektubu ne zaman okuduğuna dair bir fikrim yok. Ama umarım gece okumuşsundur. Doğru tahmin, diye düşündü Hazel.
Sırf etkileyici olsun diye değil, neyse işte. Okuyup okumadığını bile bilmiyorum. Sonuçta kimden geldiği belli olmayan ve berbat yazılmış bir mektubu kim okur ki? Hazel gülümsedi. Bu mektup hoşuna gitmişti.
Aslında bu mektubu sana uzun zamandır yollamaya çalışıyorum. Fakat bir türlü yazma aşamasını beceremedim. Melezlerin disleksi sorunu işte. Siz Romalılar'da bu yoktu sanırım. Ve galiba pot kırdım. Yunanlı olduğumu söylemiş gibi oldum. Hazel'ın yüzündeki ifade değişti. Mektubun kimde geldiğini anlaması için isim yazmasına gerek kalmadığını fark etti. Zaten bu mektubun kimden geldiğini biliyordu.
Sen çok farklısın. Yani, bu teninle ve ya geçmişten gelmenle alakalı değil. Bak ben Annabeth gibi ya da Apollon kulübesindekiler gibi güzel şeyler yazamam. Yani, yeteneğim yok. Ben sadece elimden geleni yazıyorum. Bu noktalama işaretleri de zaten çok saçmasapan oldu gitti. Benim yazdığım bir nokta bir kaç saniye sonra üç noktaya dönüşüyor. Ama sildiğim zaman üçü de siliniyor yani. Ben de üç nokta olarak bıraktım, hani eğer varsa diye söyleyeyim dedim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük Percy Jackson Hikayeleri
FanfictionHer bölüm farklı kurgu, her bölüm farklı heyecan! Tek bölümlük Percy Jackson hikayelerine hazır mısınız?