KOCAMAN RANDOM GÜLÜŞÜ ATIYORUM ŞU AN ŞDFGKDSLKGLŞDKFGLDG. Aslında Wattpad'de paylaşmadığım çok eski hikayem var ama o kadar saçma şeyler yazmışım ki zamanında biraz utandığım için paylaşmıyordum... Sonra bir anda hikayelerime bakayım derken elimde paylaşmadığım bi 5-10 hikaye olduğunu fark ettim. Herkes karantinada, canı sıkılıyor... Ben can sıkıntısından hikaye paylaşayım siz de okuyun o zaman. Nerdesiniz yeni bölüm yazmıyorsunuz diyenler :)))))))))))
Doğru, yazmadım :D
Bu arada yedi yıldır internette yazı yazdığımı fark ettim...
Vay be. Yaşlanmışız.
Yorum falan atın çok konuşalım var hepsine cevap vereceğim dkgfkgjfd. Hadi iyi okumaaaalaaaaaaar <3
-----------
ÖZET: ''Jüpiter Kampı'na geldin, Percy'yi ziyaret ettin. Şimdi, gitme vakti Athena kızı. Sana burada yer yok.''
(YARIM KALMIŞ HİKAYE)
---
Yazım Tarihi: 01.12.2013
---
Aslında üşümüyordu. Üstünü sıkı giyinmişti. Sadece elleri buz kesmişti.
Annabeth 2.Argo Jüpiter Kampı'nın üzerine, havada asılı kaldığı andan beri kendini hiç ama hiç iyi hissetmiyordu. Sürekli olarak terliyor, bedeni titriyordu. Tabi ki bunu belli etmiyordu. Ona düşman gözüyle bakan onlarca Romalı'nın karşısında böyle bir şey yapacak değildi. Basit bir 'Evet.'' olsa bile mutlaka sorularını cevaplayıp zayıf gözükmemeye çalışıyordu. Zayıflık, o an ihtiyacı olan son şeydi. Hele de onun için Jüpiter Kampı'ndayken.
Percy...
Annabeth başka şeyler düşünmeye çalıştı. Ama aklına ondan başka bir şey gelmiyordu. Hayatının son beş yılını onla geçirdiği için bu normal olsa gerekti.
Ha tabi bir de o süre zarfında ona gizli de olsa aşıksa, diye düşündü Annabeth. Bunu kendine itiraf etmesi çok uzun zaman almıştı. Annabeth Percy'ye aşık olduğunu kabullendiğinde Percy 15 yaşında, Hephaistos'un mekanlarından birini patlatmaya gidiyordu. Herkes Percy'nin öldüğünü düşündüğü sıralarda buna pişman olmuş ve fırsatını bulduğunda her şeyi açıklamaya karar vermişti. Fakat bu da neredeyse bir yıl sürmüştü.
Şimdiyse bir dakika bile beklemeye tahammülü kalmamıştı.
Yanında Percy gittikten sonra yalnız kalmasını ve kendine zarar vermesini önleyen-Annabeth hiçbir zaman böyle bir şey yapmaya kalkışmamıştı. Yine de onlar Annabeth'i sekiz ay boyunca geniş açılı bir göz hapsine almıştı- arkadaşları vardı. Piper Mclean, Leo Valdez ve Jason Grace. Ve de yanlarındaki yaşlı satir Koç Hedge.
Piper Annabeth'e o sekiz ay boyunca destek olmaya çalışmıştı. Sanki yıllardır arkadaşıymış gibi yanında oturup onunla Percy hakkında sohbet etmiş, onu bulacaklarına dair sözler vermişti. Fakat her konuda bunu yapması mümkün olmamıştı. Aynı zamanda onu hiç mi hiç hatırlamayan eski erkek arkadaşı Jason ile arasını da düzeltmeye çalışıyordu. Jason'ın bir Romalı olması da işi kolaylaştırmıyordu.
Leo bunu açıklamasa da Annabeth'ten pek haz etmediği belliydi. Ne zaman Annabeth'i görse espri yapmamaya çalışıyordu. Annabeth ona hak vermiyor değildi. Annabeth'in karşısına da erkek arkadaşını kaybetmiş ve neredeyse- öfkeden deliye dönmüş bir kız çıksa korkardı. Hatta Leo'dan da fazla korkabilirdi.
Jason ise Annabeth için bir acıdan farksızdı. Annabeth ne zaman onun yüzüne baksa aklına aptal erkek arkadaşı geliyor, içinde hüngür hüngür ağlamak geliyordu. Jason ve Piper birkaç ay sonra çıkmaya başladıklarında Piper'ın onu yanlış anlamaması için de Jason'ın karşısına çıkmamaya-ya da karşısında ağlalamaya özen gösteriyordu. Piper'ı kaybetmek istemezdi.
Koç Hedge ise Piper ve Leo'nun koruyucu satiriydi. Jason da sonradan aralarına katıldığında bu üçünü fırtına ruhlarına karşı korumaya çalışmış, bu uğurda bir fırtına ruhu tarafından bir kafese sıkıştırılmıştı. Annabeth bu yaşlı keçinin garip hareketlerini onaylamasa da cesur bir keçi olduğunu biliyordu.
''Annabeth,''
Annabeth kalbinin takla attığını hissetti. Bu sesi çok iyi tanıyordu. Şuan arkasında duran, deniz gibi kokan o teni... Annabeth ani bir hareketle arkasını döndü. Fakat daha sonra bu iyi bir fikir miydi yoksa kötü bir fikir miydi bilemedi. Çünkü öyle ani bir şekilde dönmüştü ki Percy onu zamanında yakalamasa kesin yüzüstü yere düşerdi.
Percy onu belinden yakalamıştı. Annabeth onun omzuna tutunup doğrulurken Percy'ye tekrardan baktı. O yeşil gözleri, simsiyah saçları o kadar özlemişti ki... Percy, Annabeth onu görmeyeli bronzlaşmış, kasları daha da ortaya çıkmıştı. Annabeth etrafında onlarca melezin olmadığını bilmese o anda Percy'nin dudaklarına yapışırdı. Fakat onun yerine bir adım geriledi.
''Annabeth,'' dedi Percy onu kolundan tutarak. Annabeth bu sefer kalbinin durduğunu hissetti. Çünkü Percy onu belinden tutup kendine çekmişti ve tam da aklından geçenleri gerçekleştirmişti. Annabeth dudakları onunkine deydiği anda öleceğini zannetti.
Percy geriye çekilip eliyle Annabeth'in yüzünü kavradı. Annabeth'in yüzüne istemsiz bir gülümseme yayılırken arkalarından öten borozon sesiyle ikisi de başlarını o tarafa çevirdi. Percy gelenleri gördüğü anda Annabeth'i tek kolundan tutup arkasına geçirdi. Annabeth'in büyük bir korku yayıldı. Fakat karşılarındakilerden korkmuyordu, Percy'nin neden onlardan korktuğundan korkuyordu.
''Reyna,'' dedi Percy soluk bir sesle. Grubun en önünde duran genç kız kömür karası gözlerini Percy'ye çevirdi. Önce yüzündeki büyük bir ifadesizlik oluştu. Sonraysa ağır adımlarla onlara doğru yaklaştı. Percy Annabeth'in elini sımsıkı tutuyordu. Annabeth Reyna'nın oraya doğru geldiğini görmeseydi Percy'den elini biraz gevşetmesini rica edebilirdi. Fakat Reyna tam da Percy'nin karşısına gelip durdu.
''Misafirlerimize hoş geldin dediğin için teşekkür ederim Yargıç Percy.'' Yargıç mı? Annabeth'in az önceki ani mutluluğunun devamı olarak hissettiği tatlı hissin yerini boşluk bırakmıştı. Percy Roma Kampı'nda, tıpkı Jason gibi yargıç mı olmuştu?
''Reyna, sen diğerleriyle ilgilenebilirsin diye düşünüyorum.'' dedi Percy yapmacık bir gülümsemeyle.''Ben Annabeth ile ilgilenirim.''
Reyna gözlerini bu sefer bana çevirdi. Az önce Percy'nin neden beni arkasına geçirdiğini anlamam zor olmadı. Reyna'nın gözleri o kadar korkunçken yapabilecekleri hayal gücünün sınırlarını zorluyordu.
''Elbette onunla vakit geçireceksin Percy,'' dedi Reyna.''ama önce onunla biraz konuşmak istiyorum.''
''Ne ile alakalı?'' diye sordu Percy. Reyna buna cevap vermek yerine arkasındaki sarışın çocuğa döndü.
''Octavian herkesi Forum'a götür. Misafirlerimize doğru düzgün bir hoşgeldin diyelim.'' Arkasındaki sarışın çocuk homurdana homurdana yürüyüp gitti. Ardından gözlerini bana çevirdi.
''Benimle gel Athena kızı. Barış yapacaksak konuşacaklarımız var.''
---
Bu arada küçükken Reyna'yı hiç sevmezdim. Sen kimsin de bizim Percy'ciğimize yürüyorsun, ayıp değil mi falan... Sonra büyüyünce anladım ki Reyna sen bu serinin en kral karakterlerinden birisin... Burada azıcık nefretimi kusmuşum ama bunlar gerçeği yansıtmamaktadır, belirteyim. YORUM ATIN BOL YORUM ATARSANIZ DİĞER VELED HİKAYELERİMİ DE PAYLAŞIRIM HEPİNİZİ ÖPÜYORUM <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük Percy Jackson Hikayeleri
FanfictionHer bölüm farklı kurgu, her bölüm farklı heyecan! Tek bölümlük Percy Jackson hikayelerine hazır mısınız?