Melez Kampı Tarzı Düğün Şöleni

2.2K 98 66
                                    

Selamlar. Şimdi öncelikle bunu taa Olimpos Tarzı Düğün Şöleni'ni yazarken yazmayı planlıyordum ama fırsat olmadı. Kısmet bugüne, bu geceyeymiş. Bayadır da dram yazdığım ve sizi ağlattığım için şikayet geliyordu, umarım bu işinizi görür. İyi okumalar :)

Büyük not. Bunu sahurdan sonra yazdım ve şu an beynim yerinde değil. Hatalar ve saçmalıklar için özür dilerim. Çok beğenmedim ama yapacak bir şey yok. İyi geceler! Oylamayı unutmayııın!

Bu arada bir özgün hikayem var, Bengü Ağacı. Hani isterseniz ona da bir ara göz atabilirsin. Sizin dışında destekçim yok, biliyorsunuz. Şimdiden teşekkürler! :3

---

Annabeth, Afrodit kulübesinde olmaktan kesinlikle mutlu değildi. Burası Barbie'nin Melez Kampı şubesinden başka bir şey değildi. Çoğunlukla sadelikten yana olan Athena kulübesinden sonra burası Annabeth'in gözlerini yormuştu ki Annabeth kulübenin daha bir kısmını görmüştü.

Normalde olsa asla bunu kabul etmezdi fakat bugün evleniyordu. Evet, sonunda başarmıştı! Bütün o canavarların, kafayı yemiş tanrıların kıçına tekmeyi basmalarından çok kısa bir süre sonra Annabeth'in şaşkın sevgilisi Percy Jackson ona evlenme teklif etmiş ve onlar da 'basit' bir düğün yapmaya karar vermişlerdi.

Bunun basitlikle alakası yoktu. Her ne kadar Melez Kampı'nda olsalar da.

Annabeth makyajını yapan, adını bilmediği esmer kıza çok sade bir makyaj yapmasını söylemişti. Makyaj ve güzellik hakkında en ufak bir şey bile bilmeyen Annabeth bile kızın şu an yüzüne yaptığı makyajın basit bir makyaj olmadığını biliyordu.

''Ee... Acaba bu kadarı yeterli değil mi?'' Annabeth bunu söylediğinde Afrodit kızı çikolata rengi gözlerini onun aynadaki yansımasına çevirmiş, oldukça ciddi bir ifadeyle yanıtlamıştı sorusunu.

''Annabeth Chase, normalde güzellikten uzak olan birisi olabilirsin fakat bugün senin düğünün var. Sen bir gelinsin ve gelinler güzeldir. Ayrıca o Poseidon çocuğunun seni beğenmesini istemiyor musun?''

''Percy'nin beni böyle de beğeneceğ-''

Kız onun dudaklarına ruju sürmeye başladığında Annabeth konuşmasına devam edemedi. Zaten Athena kızlarını bilgelikte yenebilecekleri tek konular bunlardı: Moda ve Güzellik. Ki buna bilgelik demek de doğru değildi. Sonuçta dudağına şu ruju taşırmadan sürmek insan kurtarmıyordu oysa okuduğunuz bir kitap savaşta sizi hayatta tutan şey olabilirdi. 

Annabeth tam düğünü gece yarısına ertelemeleri gerektiğini düşünmüştü ki esmer kızın elindeki şeyi bırakmasıyla derin bir nefes aldı.

''Ah, gerçekten hiç bitmey-''

''Daha saçın var. Manikür ve pedikürün tabii. Ayrıca takılarını da seçmedik.''

Afrodit, diye geçirdi içinden. Eğer beni buradan kurtarmazsan ağlamaya başlayacağım ve bir gelinin ağlayıp makyajının bozulmasını istemeyiz, değil mi?

Annabeth aslında blöf yapıyordu. Afrodit'in bir anda orada belireceğini de düşünmemişti fakat Aşk ve Güzellik tanrıçası yine muhteşem görüntüsüyle -sürekli değiştiği için Annabeth bunu tasvir edemiyordu- orada belirdiğinde gerçekten şaşırdığını kabul edebilirdi.

''Sen, Annabeth Chase, gözünden bir damla yaş akarsa sana aşk büyüsü yaparım, ona göre!'' Afrodit, neredeyse telaşlı bir ifadeyle ona baktığında Annabeth kaşlarını çattı. Evet, tanrıçalar bazen gerçekten insani bir karaktere bürünseler de endişenin onların sıfatında olmaması gerektiğini düşünürdü hep. Sonuçta onlar ne isteseler yaparlardı ve Annabeth, Afrodit'in onun gözyaşının akmasını durduracağından da emindi.

Tek Bölümlük Percy Jackson HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin