12

520 31 1
                                    

"Onsuz ben nefes alamam buralarda hiç duramam"

"Yağız kafamı şişirdin bir de doğru söylesen"

Bavulumu hazırlayan Erkuta baktım. Bu sefer sesimi daha da yükselttim.

"Tek başına yalnız kalamam
Senin kokunu özlerimmmm"

"Hep yollarını gözlerim
Götür beni gittiğin yereğğğeeee" soluksuz söylediğim şarkının sonunda öksürük krizine girdim.

Erkut işini bırakıp bana su doldurdu.

"İç detone kralı geberecen"dedi.

Sudan bir iki yudum alıp komidine bıraktım. Bir haftadan fazladır hastanedeydim ve Ahmet ne aramış ne de gelmişti.

Gece Erkan onu hastanenin bahçesinde sigara içerken görmüş ama ne kadar doğru bilmiyordum.

"Napacam...öhö öhö" öksürüğüm cümlemi kesti. Uzanıp suyu aldım ve hepsini içtim.

"Oğlum napacam onsuz la izin verdiler iş de yok bir iki hafta sokağına girmem için bahanem yok"dedim.

"Yağız sus"dedi.

Erkutun kafasını günlerdir şişiriyordum. Çocuk uyurken benim söylediğim şarkıları mırıldanıyordu.

"Kardeş kardeşe böyle öneri mi verir?"dedim.

"Taburcu oluyorsun belki seni almaya gelir"dedi.

Aniden yataktan fırladım gelirdi belki. Erkutun giymem için kenara bıraktığı kıyafetlere baktım.

Üzerimdeki hastane eşofmanını çıkardım. İç çamaşırıyla duruyordum üstüm ise çıplaktı.

Kendi kıyafetime uzandığımda kapı açıldı.

Bir insan aynı olayı neden ikinci kere yaşardı ki?

Ahmet karşımda ben çıplak Erkut bavulumun başında üçümüz de birbirimizle bakıştık.

"Ahmet açıklayabilirim"dedim.

"Sikerler açıklamanı"dedi.

"Lan valla bak seni aldatmıyorum"dedim.

Aldatma kelimesini niye kurdun be salak Yağız.

"İyilik yapmak isteyende kabahat"dedi Ahmet.

Uzun zamandır görmediğim yüze baktım. Göz altları uykusuzluktan morarmıştı. Saçları yüzünün tersi olarak düzenliydi ve üzerindeki kıyafetleri vücudunu sarmıştı.

"O tayt mı la"dedim.

"Yuh Yağız pantolon lan"dedi Erkut.

"Niye o kadar dar giymiş Erkut"dedim.

"Valla yakışıyor ki giyiyor hele arkasına dönsüz taş gibi kalçayı gör sen"dedi Erkut.

"He valla taş gibidir ha"dedim.

Birbirimize bakıp saçma sapan sırıttık.

Bir dakika.

Ahmet odadayken Erkutla saçma bir sohbete mi dalmıştım?

Dehşetle Ahmete döndüm. Pancar gibi kızaran yüzü ve sıktığı yumruklarıyla bizi pür dikkat izliyordu.

"Giy lan üstünü"dedi.

Emir almış asker gibi üzerimi giyinmek için hamle yaptım.

Bir ayağımı eşofmana soktum aynı anda diğer ayağımı da koyunca dengemi kaybettim tam düşerken bana yakın olan Erkut uzanıp tuttu beni.

HatamsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin