Ahmet..
Erkut sandalyeyi çektiğinde düşüncelerimden sıyrılıp ona baktım.
"Uyudu mu?"diye sordum.
"İlaçlarını içip uyudu"dedi.
Kazadan sonra Yağız bambaşka birine dönüştü. Eskisinden çok gülüyordu.
Saçma sapan konuşup kafamı attırması dışında şikayetçi değildim.
"Yağız değişti"dedim.
Erkut masada duram paketimden bir dal alıp pembemsi dudaklarına yerleştirdi. Çakmakla ucunu tutuşturup bana baktı.
"Sen değiştirdin onu"dedi.
Ben ne yapmıştım ki değişmişti?
"Ne alaka lan"dedim.
Diğerlerindeki zehirli havayı dışarı bıraktı.
"Ben kendimi bildim bileli onu tanırım. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. İlk değişmesi eşcinselliğe olan bakış açısıydı. Yetimhanede ibne diye az insan dövmedi. Gerçi dövdüğü biri dişli çıkmıştı onu tuvalette sıkıştırıp tacize kalkışmıştı"dedi.
Dediklerinin karşısında sinirlerim altüst olmuştu. Bunu ona yapan karşımda olsaydı kandan yüzü görünmezdi.
"İkincisi ise sen onun gerçek benliğini ortaya çıkardın. Yağız gülmeyi kendine hiç yakıştırmazdı. Parka gittiğinde farkında olmadan gülerdi"dedi.
"Park mı?"diye sordum. Erkut sanki bambaşka birinden bahsediyordu. Belki de ben Yağızı hiç tanımıyordum.
"Belki biliyorsundur, yağızın ailesi trafik kazasında öldü"dedi.
Ailesinin olmadığını biliyordum ama terkedilmiştir diye düşünmüştüm.
"Bunun parkla ilgisi ne?"diye sordum.
"O arabada kundakta bir bebek de vardı yani Yağızın yeni doğan kardeşi" küllüğe sigarasını bastırdı.
"Yağızın canı ne zaman sıkılsa parka koşar oynayan çocukları akşama kadar izler kimi zaman orda uyur"dedi.
"Ah yağızım ah"dedim.
"Şimdi yağız gülmeden duramıyor. Onu sevgin iyileştirdi. Yağız hastanede bana ne söyledi biliyor musun?"
Tek kaşımı kaldırıp söyleyeceği şeyi merakla bekledim.
"O hayatımda olan biri değil, o hayatımın ta kendisi"dedi.
Kalbimin teklemesiyle başımı masaya eğip gülümsedim. En büyük şansım Yağızın hayatımda olmasıydı.
"Kaza olmadan önce Yağız bana her an gidebilirim dedi" ikinci sigarasını yakan Erkutun cevabını bekledim.
"Yalnızlığından kaçar hep. Şehir şehir gezer, bir yerde uzun kalamaz hele de bir insanda. Ayşeyi çok sevdiği halde onu ardından bırakıp buraya geldi"dedi.
Ayşe mi?
"Devam et"dedim.
"Ayşe onun yaşadığı mahallenin okulunda türkçe öğretmeniydi. Çocuklara ödül olsun diye hep parka götürüyordu orda tanıştılar Yağızla" derince sigarasından bir yudum aldı.
"Yağız ayşenin çocuklara olan şefkatinden büyülenmişti. Çocuğumuz olursa ondan sevgisini esirgemez diye düşündü ama dediğim gibi yürütemediler bir gece ansızın Yağız bir şey demeden bavulunu alıp buraya geldi. Ben de peşinden geldim"dedi.
"Neden yürütemediler?" dedim.
"İş ciddiye bindiğinde ayşe sürekli ya çocuklarımızın kaderi sana çekerse demeye başladı. Bu dediklerine yerli yersiz kıskançlığı da eklenince Yağız yapamadı. Köpek gibi seviyordu ama ikimizin iyiliği için gitmem gerek demişti bana" dedi.
Masadan kalkıp dolaptan kendine de bana da bira çıkardı.
"Yağız bunları sana anlattığımı bilse yaşatmaz beni"
Güldüm eski yağız yaşatmazdı ama şimdiki yağız trip atardı sadece.
"Aramızda"dedim.
"Yağızın kan kardeşi olarak sana teşekkür borcum var"dedi.
Anlamamıştım teşekkürün sebebini. Yüzümden bunu anlamış olacak ki dudaklarını araladı mavi gözlerine bakıp cevabı bekledim.
"Onu sevdin ona hayat oldun"dedi.
"Erkut asıl o bana hayat oldu. Ben onunlayken aslında aşkın iki taraflı bir bütün olduğunu öğrendim."dedim.
Elbette neden böyle bir cümle kullandığımı bilmiyordu.
Selin ailesi ve ben vardık hep. Onlar kalabalık ben yalnızdım. Biz yoktuk.
"Ee abi sen kendinden bahset ne iş yaptığını Yağız da bilmiyormuş"dedi.
İşimi söyleyemezdim.
"Bir firmada üst düzey yöneticiyim"diye yalan söyledim.
"Bu değirmenin suyunun nerden geldiği belli oldu" dedi.
Sırıttım ama yalan söylediğim için kötü hissetmiştim.
"Şu bizim senetler ne olacak?"dedi.
İlk başta anlamasam da sonradan aklıma geldi.
"Seninkini yırtıp attım"dedim.
"Adam be valla 50 bini ödemek için götümü satacaktım"dedi.
Yüksek bir kahkaha attım daha sonra aklıma yağızın uyuduğu geldi öksürüp kendimi toparladım.
"Abi Yağızınkini niye yırtmadın"dedi.
"Onu süründürmek için"dedim.
Elime koz geçmişti elbette sonuna kadar kullanacaktım bunu. Yoksa yeni Yağızı asla zapt edemezdim.
"Süper fikirmiş"dedi. Bir süre daha sohbet ettik saat ilerlemişti.
"Ben kalkıyorum"dedim.
Başını olumlu anlamda salladı. Ayağa kalkıp ona yaklaştım. Kulağına doğru konuştum.
"Bir daha yağıza dokunursan o parmaklarını kırarım"dedim.
Benden uzaklaşmaya çalıştığında sandalyeden düştü üstüne de yarım birası döküldü. Bu görüntüye karşı sırıttım.
"Allah çarpsın dokunursam"dedi.
"Aferin koçççumm"dedim. Onu mutfakta bırakıp Yağızla odamıza girdim.
İçerisi karanlıktı ışığı yaktım. Yağız yatakta sırt üstü uzanmış uyuyordu.
Yanına yaklaşıp gözler önünde olan göğsünün altındaki yarayı öptüm.
Işığı geri kapatım odadan çıktım.
Ona sinirim geçmeden yanında uyuyamazdım. Gerçi yanına uzansam uyumak dışındaki şeyleri yapardım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatamsın
Fiksi RemajaBirbirine zıt işler yapan iki kişi. Her beraber olduklarında ödemeleri gereken bir bedel vardı. Beraber olmaları evren için koca bir hatadan ibaret. Zıtlıkları aşıp mutluluğa ulaşabilecekler mi? (Eşcinsel romandır)