Gözlerimi yorgunlukla araladım. Üzerimde koca bir yorgunluk vardı.
Bacaklarım parçalanmışçasına ağrıyordu. Odayı incelediğimde şaşkınlıkla yataktan düştüm.
"Günaydın sevgilim" Ahmet kafasını yataktan uzatıp yerdeki bana gülümsedi.
"Ne işim var benim burada"duraksadım.
"En son ormanlık evimdeydim"dedim.
"Ne evi ne evi?"
"Sonra açıklarım önce sen söyle nasıl buraya geldim?"diye sordum.
Dün gece olanları özet geçti. Başımı anladım anlamında salladım.
"Yağız bu son seni affedişim" dedi. Yüzünde oluşan ciddi ifadeyle onu ne kadar korkuttuğumu anladım.
"Söz veremem"dedim. Yalan söyleyerek onun huyuna gidemezdim.
"İyi"diyip yataktan kalktı. Arkasına bakmadan odadan çıktı. Ben de yerden kalkıp kendimi tekrar yatağa bıraktım.
Bir süre telefonla uğraştım. Ahmet tekrar odaya girdi. Benimle göz teması kurmaktan kaçınıyordu.
Dolaptan bir takım elbise çıkarıp yatağa fırlattı. Takım elbiseyi bana arkası dönük giydi.
Kendini aynadan inceliyordu. Üzerine tam oturan takım elbiseyle onu gördüğümde ağzım sulandı.
"Nereye?"diye sordum.
"İşim var"dedi.
"Telefonunun sesi açık olsun"dedim.
"Söz veremem"diyip odadan çıktı.
Oflayıp yataktan kalktım. Dış kapının açılıp kapanma sesi gelmişti.
Komidine baktığımda Ahmetin telefonu duruyordu. Sinirlenince hayattan kopuyordu bu çocuk.
Telefonu alıp koşar adım Ahmetin arkadından gittim.
Çoktan arabasına binmişti bile. Koca adımlarla arabaya doğru yürüdüğümde arabayı çalıştırdı.
Etrafıma baktım şanslıydım yoldan geçen bir taksiye denk geldim.
Elimle dur işareti yaptığımda önümde durdu. Arkaya geçip oturdum.
"Abi öndeki siyah arabayı takip et"dedim. Adam dediğimi yapıp arabayı takip etti.
"Bu yasa dışı ama"diye de söylendi.
"Kocamın arabası"dedim. Adam öyle bir öksürmüştü ki buna sırıttım.
Arkaya yaslandım ve arabanın beni Ahmete götürmesini bekledim. Yolculuk çok uzun sürmüştü.
Etrafıma baktığımda ağaçlık bir yerdeydik. İlerdeki araba durmuştu.
"Abi geldik"dedi.
Cebimden parayı çıkarıp adama uzattım. Üstünü almadan arabadan inip Ahmeti takip ettim.
Geldiğimiz yer koca bir depoydu. Depo pas tutmuş eskimiş duruyordu. Hatta kullanılmıyor gibiydi.
Ahmetin ne işi olabilirdi burda?
Ahmet koca sürgülü kapıyı tek eliyle açıp içeri girdi. Seslenmiştim ama kapının gürültüsünden beni duymamıştı.
Kapıyı tekrar kapattı ama yarım aralık kalmıştı.
Koca adımlarla kapının önüne geldim. Kapının aralık kısmından içeri baktığımda dehşete düştüm.
Koca depoda bir sürü insan vardı. Gruplara ayrılmışlardı. Üzerleri yırtık perişan görünüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatamsın
Teen FictionBirbirine zıt işler yapan iki kişi. Her beraber olduklarında ödemeleri gereken bir bedel vardı. Beraber olmaları evren için koca bir hatadan ibaret. Zıtlıkları aşıp mutluluğa ulaşabilecekler mi? (Eşcinsel romandır)