Adımlarım geri geri gidiyordu. Pes edip durdum.
Çıktığım o eve doğru yürümeye başladım.Avuç içlerim heyecandan terlemişti.
Zile bastım bir iki dakika içinde kapı açıldı. Karşımda Ahmet duruyordu.
Bir şey demeden içeri yürüdüm yatak odasına geçip kendimi yatağa attım. Seke seke yanıma geldi.
Ben onun yatağında uzanmış tavanı izliyordum o ise yatakta oturmuş sessizce bekliyordu. Ne soru soruyor ne de ağzından tek bir kelime çıkmıyordu.
"Yanıma uzan"dedim.
İkiletmeden yanıma uzandı kafasını tavana değil de bana doğru çevirmişti. Bir süre o beni ben tavanı izledim.
"Açık konuşacağım Ahmet"dedim. Tavanı izlemeyi bırakmayarak.
"Benden ciddi bir ilişki bekleme. Seninle yaşayacak olmam her şeyime karışacağın anlamına gelmiyor. Sana karşı ne hissettiğimin farkında değilim belki de zevkimi karşılayacak birisindir"dedim.
Sustum onun tepki vermesini bekledim ama sesi çıkmadı.
"Birbirimizin hayatına müdahale etmek ya da soru sormak yok. Kıskançlıkmış kavgaymış tartışmaymış yasak. Ayrıca bir sabah uyandığında ortadan kaybolmuş da olabilirim. Beni her an kaybolacak biri olarak gör"dedim.
"Kaybolacak biri mi? Yağız dalga mı geçiyorsun?" dedi.
"Evet, bir yerde uzun süre kalamıyorum. Sürekli şehir değiştiririm. Buraya da yeni gelmiştim"dedim.
Kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum. Nereye gitsem o koca yalnızlık beni takip ediyordu.
O berbat histen kaçmaktan başka çarem yoktu. İşim de tayin vermeme müsait olduğundan işime geliyordu bu durum.
"Bir anda geri dönüyorsun, seninle kalacağım ama ansızın bir sabah kaybolabilirim demek ne? Ne sandın beni istediğin an terkedecek biri miyim?" sesi titriyordu.
"Kabul etmiyorsan gidiyorum"dedim.
"Dur"dedi. Kafamı tavandan çekip yüzüne baktım. Kızaran gözlerine içim gitti.
Bakışımı fark etmiş olacak ki gözlerini yumdu. Uzanıp göz kapaklarından öptüm.
Geri çekildiğimde canı yanarcasına bir damla kapalı gözlerinden akıp gitti.
Dudaklarına yaklaştım yumuşak olmayacak şekilde öptüm.
Karşımdaki beden dediklerimden dolayı öfkeliydi. Bu öfkesini bana karşı kullandı.
Ani bir hareketle üzerime oturdu. Dudakları dudaklarımdayken üzerimdekileri tek hamlede çıkarıp kenara attı.
Boynumu sert şekilde öptükçe inlememe engel olamadım. Sert davrandıkça nefesim kesiliyordu.
Meme ucuma geldiğinde dişlerinin arasına aldı sert ısınırken meme ucuma diliyle darbeler vuruyordu. İnledim kafamı geriye atarak.
Tekrar dudaklarıma yöneldi. Sertçe öptüğü dudaklarımdan ağzıma metalımsi bir tat geldi.
Büyük ihtimalle ikimizden birinin dudağı kanamıştı.
Ona karşılık verdim, sertçe dudaklarını emerken bir elimi de onun pantolonuna attım. Sertleşen aletini pantolonu üzerinden okşadım.
Benden ayrıldı tişörtünü çıkardı. Komidine uzanıp çekmecesini karıştırdı elinde bir makasla tekrar üzerime oturduğunda gözlerimi irileştirerek ına baktım.
"Lan napıyorsun?"dedim dehşetle. Koca bir kahkaha attı.
"Keseceğim başka yolu yok"dedi.
"Ah-Ahmet saçmalama"diyebildim.
Ben altından çıkmak için hamle yaptığımda o pantolonunun fermuarını açtı şükür benimki kesilmeyecekti.
Şaşkınlıkla onu izledim. Pantolonunu indirdi bir ayağından çıkardığı pantolonunun diğer kısmını makasla kesti.
Doğru ayağı alçıdayken nasıl çıkarabilirdi ki?
"S*k kafalı ben de ne sandım?"dedim.
Kahkaha atıp üzerime atladı. Tekrar öpüşmemiz derinleşti. Dili dilimle adeta dans ediyordu.
Bir hamleyle onu bu sefer ben altıma aldım. Sırtı bana dönük şekilde duruyordu.
Kulak memesini yalayıp yavaş yavaş aşağı indim. İç çamaşırının üzerinden kalçasını onun beni ısırdığı gibi ısırdım. İnledi.
"Çe-ah-çekmecede kayganlaştırıcı var"dedi.
Onun dediğini yapıp komidin çekmecesini karıştırdım. Hazırlıklıydı, kayganlaştırıcı ve prezervatif karşımda duruyordu.
Kayganlaştırıcıyı tek aldım. Komidinin üstüne bıraktığı makası alıp iç çamaşırını keserek üzerinden çıkardım.
Dolgun kalçası karşımda duruyordu. İçim gitti bu görüntüye. Kalçasının her noktasına öpücükler kondurdum. Deliğinin üstünü de öpüp elimle ikiye ayırdım.
Bir elimle kayganlaştırıcıyı kalçasına döktüm. Üzerine uzandım Ahmetin.
Dudaklarımla tekrar boynunu emerken iki parmağımı aynı anda kalçasına soktum.
Altımda zevkten titremesi beni deli etti. Üçüncü parmağımı da sokup deliği genişlettim.
"Ya-yalvarırım gir"dedi.
Zevkten nefes nefese kalmış haline sırıttım. Üzerinden kalkıp doğruldum.
Kendi aletime de kayganlaştırıcı sürüp aletimin başını deliğine dayadım. Zevkten altımdaki beden boğuk bir inleme sesi çıkardı.
Hiç beklemeden aletimi kalçasına itekledim. Aletimi sıkan o sıcaklıkla ufak bir titreme yaşadım.
Ger git yaptıkça o bağırıyor ben inlemeyle karışık şekilde ona karşılık veriyordum.
Onun doruk noktasına darbe atarken aletim seğirmeye başlamıştı bile.
Kusa bir süre içerisinde büyük bir titremeyle içine boşaldım.
"Lan şerefsiz prezervatifi boşa mı aldım?"dedi.
"İçine boşalmak daha çok zevk veriyor"dedim. Aletimi içinden çıkardım bu sefer o beni altına aldı.
"Bakalım nasıl zevk veriyor"dedi.
Kayganlaştırıcıyı kalçama sürüp aletine sürmeden içime soktu. Acıyla kıvrandım.
Gel git yapmaya başladı. Bir eliyle de kalçama vuruyordu.
On dakikadan fazladır içimde hareket ediyor artık acıdan kıvranacak duruma gelmiştim.
"Lan boşalsana artık"dedim.
Kahkaha sesi sinirlerimi bozdu.
"Adımı söyle"dedi.
"Ah-ahmet hadi"dedim.
Bu cümlemle daha sert çekilde içime girip çıkmaya başaladı.
Üstümdeki kişinin duraksamasıyla boşaldığını anladım. Aletini kalçamdan çıkarıp üstüme düştü.
Dudakları boynumu öperken gözlerimi yumdum.
Zevkin doruğunu hemcinsimle yaşamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatamsın
Novela JuvenilBirbirine zıt işler yapan iki kişi. Her beraber olduklarında ödemeleri gereken bir bedel vardı. Beraber olmaları evren için koca bir hatadan ibaret. Zıtlıkları aşıp mutluluğa ulaşabilecekler mi? (Eşcinsel romandır)