28

275 13 0
                                    

"Önerileri alalım" konuşan Ahmete baktım.

Çayımdan bir yudum aldım. Kimse konuşmayınca Ahmet tekrar konuştu.

"Ayşe bacımızı benim yöntemimle yurt dışına çıkaralım"dedi.

Dediği çok mantıklı gelse de pek güvenli değildi.

"A-asla" dedi Ayşe. Önündeki tabağın içindekilerle uğraşıyordu.

"Bana soracak olursak yeni bir kimlik verelim"dedi Erkut.

"Polis olduğumun farkında mısınız?" diye sordum.

Sabahın köründe kahvaltı masasında konuştuğumuz mevzu saçma olsa da bir çözüm bulunmalıydı.

"Şe-şey burda sizinle yaşasam" diye sordu Ayşe.

Çok yüzsüz davranıyordu.

"Ayşe biz yakında evlenip bu şehirden gideceğiz"dedim.

"Be-bende sizinle gelsem"diye diretti.

"Ya sabır" Ahmet cebinden sigara paketini çıkardı.

"Önce kahvaltını yap"dedim. Oflayıp dediğimi yaptı.

"Bak Ayşe, aramızdaki her şey geçmişte kaldı. Kimimiz hayatını düzene soktu kimimiz ise koca bir tümsekte takılı kaldı. Bizim tek derdimiz seni o tümsekten kurtarmak" dedim.

"Yağız beni anlamıyorsun ben tek değilim. O bizi yaşatmaz öldürür. Beni senden başkası koruyamaz"dedi.

"Dünyanın öbür ucunda kim ne bok yapabilir sana?"diye sordu Ahmet.

Kendini frenlediği aşikardı.

"Yapamam orada çok uzak"diye karşılık verdi Ayşe.

"Neyine yapamazsın? Seni güvenli şekilde göndereceğim ve bir süre orada maddi yardımda bulunacağım daha ne yapayım?" Ahmet mantıklı konuşuyordu ama Ayşe burayı bırakacak biri değildi.

"Ben işe gidiyorum akşam bu konuyu tekrar konuşalım"dedim. Masadan kalkıp üniformamı düzelttim.

"Ama" Ayşeyi duymazdan gelerek mutfaktan çıktım.

---

Ne sapıkçısı ne de hırsızı asla bitmiyordu. Tüm gün sahada ordan oraya koşuşturarak suçluları yakalamıştık.

"Gençler ben çıkıyorum"dedim sandalyeye yayılan guruba.

"Allaha emanetsin"dedi Tolga, Cansel de el sallayıp önüne döndü.

Gülümseyip karakoldan çıktım.

İyi ki ev iş yerime yakındı yorgunluktan ölmek üzereydim. Ayaklarımı sürüye sürüye eve doğru yürüdüm.

Pencereye baktığımda içeride ışık yoktu. Bensiz bir yere mi gitmişlerdi.

Kapının önüne gelip cebimden anahtarı çıkardım. Anahtarla kapıyı açmaya çalışırken kapı bir anda açıldı.

Gülümseyerek başımı kaldırdığımda karşımda kirli sakallı orta yaşlı bir adam elindeki silahı bana doğurtmuş şekilde duruyordu.

Silahıma elimi attığımda konuşmaya başladı.

"Tek bir yanlış hareketinde içerdeki ölür" silahlı elini yana kaydırdığında bir kumanda gördüm.

"Bom"diye tısladı.

Elimi silahımdan çektim önümden çekildiğinde içeri bir adım attım. Uzanıp silahımı aldı ve beni içeriye itekledi.

Işıklar yaktığında karanlığa alışmış gözlerimi yumdum.

HatamsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin