•°2°•

521 44 125
                                    

**

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


**

Bu mektup eline geçtiyse beni merak etme Olcay, ben gayet iyiyim. Ama senin için çok endişeleniyorum. O gün sırtına derin yaralar almıştın. İyileştin mi? Lütfen beni en kısa sürede bilgilendir. Biliyorum, çok kızdın bana o gün seni kurtarmak için ölüme atladığım için... Ama şu koca evrendeki tek dostumu gözlerimin önünde hiçbir şey yapmadan kaybetmeye dayanamazdım. Ayrıca ölmedik değil mi? Biliyor musun burası çok güzel, hayallerimizdekinden çok daha ötesi ama burada çok önemli bir şey eksik: sen eksiksin. Olabileceğim en iyi yerde, Saraydayım diye düşünme. Benim olabileceğim en güzel yer senin yanın. Burada benimle ilgilenen bir sürü kişi olmasına rağmen çok yalnız hissediyorum. Senin olmadığın her yerde ben çok yalnızım Olcay. Ve o gün yaşananlar, seni o şekilde gördüğüm zamanki dehşetin ağırlığı üstümden gitmiyor. Geceleri zihnimin her karışını ele geçiriyor, kabuslar çığlıklar atarak uyanmama neden oluyor. Bizi birbirimizden ayırdıkları o gün gözlerindeki korku muydu yoksa endişe miydi bilmiyorum. O günü hiç unutamıyorum.

Biricik dostun Elafer

**

"Elafer, Elafer!" Çadırımın aniden açılmasıyla gün ışığının kirpiklerimin süzgecinden geçerek gözüme batması bir oldu. Söylenerek yatak olarak kullandığım şilteden doğruldum. Tek eli belinde kaşlarını kaldırmış çadırın kapısında duran Olcay'a esneyerek 'ne var' dercesine baktım. Oflayarak yanıma gelip oturdu ve gözlerini kısarak baktı yüzüme.

"Neden bu kadar geç kalktın ve yorgunsun?" Bakışlarımı kaçırmamdan, susarak verdiğim cevabı almıştı. Eski tahtalardan yapılmış çalışma masasına giderek çizim kağıtlarımı karıştırdı. Sonunda aradığını bulmuş olacak ki elindeki kağıdı inceledi dikkatle. Saman sarısı kağıdın üstünden bakışları bana dokundu.

"Yine aynı rüyayı gördün ve o ejderhayı çizdin değil mi? İnanamadığım şey nasıl bir rüya böylesina ayrıntılı bir çizimin sahibi olacak kadar mükemmel olabilir?"

Endişelenmeye başladığını anlıyordum. Derdimi anlatabilmek için hemen yanına gidip yapıştım koluna. Çizdiğim ejderha elinde tuttuğu basit bir kağıtta bile inanılmaz derecede göz kamaştırıcı duruyordu. "Bu sefer farklıydı Olcay. Bu sefer benimle konuştu. Onu daha yakından görebildim, inanılmazdı."

Kolunu elimden çekip sarsarak sertçe tuttu omuzlarımdan. "Elafer, bu şekilde devam edemezsin. Biliyorum herkesin, her canlının yaptıklarının bir nedeni olduğunu düşünüyorsun. Ama o Ejderha rüyalarına girip seni kandırıyor! Bunca zaman haklı olabileceğini düşündüm. Ama şu haline bak..."

Hayattaki tek dostumun da artık bana inanmadığını görmek gözlerimi doldurdu. Olcay beni derin bir kuyudan çekip kurtarmak istermiş gibi hüzünle baktı gözlerime. Bakışlarımızda kurduğumuz köprünün demirlerini ruhumuzdan; halatları birbirimize güvenimizden inşa etmiştik. Dudakları hareketlenmeden bakışlarında görmüştüm Olcay'ın benim için endişelendiğini, korktuğunu, bahanelerini.

SUYUN VALSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin