8.Olcayto

135 29 15
                                    

**

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


**

"Ejderha yumurtası bulmanızı istiyorum. Bunu size emredemem sadece rica edebilirim çünkü sağ dönebileceğinizin garantisi yok." 

Meraklı bir sessizlik. Ortama komutan Pixis'in dudaklarından bomba gibi düşen, beklenmedik kelimeler. Komutan onları çadırına topladıktan hemen sonra konuşulanların sadece orada kalması gerektiğini tehditvari bir şekilde belli etmişti. Hemen ardından onun tarafından gelen istek ise daha büyük sorular uyandırarak meraklarına cevap olmuştu. Ortamda yaşanan onca şeyden sonra kasvetli bir hava vardı. Ve söze dökülen her kelime havayı daha da ağırlaştırıyordu.

"Neden böyle imkansız gözüken bir şeyi sizden istediğimi merak ediyorsunuz. Ama bunu ben istemiyorum," Elindeki rulo olmuş bir parşömeni açtı "Kral istiyor." Ve sizden istediğim yumurta bu ejderhaya ait olmalı." Parşömenin iç tarafını karşısında yarım daire şeklinde dizilmiş bir düzine askere dönderdi.

 "Edindiğim bilgilere göre Ejderha yumurtası bin yılda bir bulunan nadide şeylerden biri ve her yumurtanın üzerinde bulunan desen ve renk ebeveynlerinin derisindekiyle aynı veya benzer oluyor. Bana verilen bir bilgiye göre bin yıldan sonra bu ejderhanın bir yumurtası var. Unutmayın yavrular yumurtanın içinde yüzyıllarca bekleyebilir ve bu yumurtanın kaç yüzyıllık olduğunu ve ne zaman çatlayacağını bilmiyoruz. Ama eğer çatlarsa ve yavru dünyaya gelirse daha büyük felaketlerin kapıda olduğunu üzülerek söyleyebilirim."

Bu ayrıntılı çizim karşısında ve duyduklarından dolayı nefesler tutulmuştu, Olcayto'nun kaşları ise çatılmış, arkasında birleştiği elleri gerginlikle yumruk olmuştu. Bu çizim Elafer'e aitti. Çadırına girdiği gün masasında bulduğu parşömendi. Konuştuğunda sesinin sakinliği ve kontrollü olmasına kendisi de şaşırdı. "Ben varım fakat ejderha yumurtasını bulduğumda onu Kral'a kendim götürürüm."

Tok ve kalın bir ses daha yükseldi. "Ben de varım." 

Olcayto, Benton'a döndüğünde göz göze geldiler. Benton'un bakışlarındaki kararlılığı görünce söyleyeceklerinden vazgeçti. Onlardan başka gönüllü olan olmamıştı fakat komutan dahil herkes Olcayto'nun bu imkansız göreve hâlâ tam iyileşmemişken ölümüne neden atladığı tahmin edebiliyorlardı. Onu bundan vazgeçirmek görevin kendisi kadar imkânsızdı. 

*

"Kendini gelmek zorunda hissetmemen gerektiğini söylemem gerekir mi?" Elindeki kıyafeti sırt çantasına tıkarken arkasına dönmüştü.

"Hayır Olcay, kendimi bir şeye zorlamıyorum. Olmak istediğim gibi dostumun yanındayım." 

"Pekala, hazırsan zaman kaybetmeden çıkalım o halde."

İlk başta Geçilmez Orman'ın etrafında gezindiler. Kamp alanının dışında kalan bölgede birkaç metre aralıklarla batık izlere rastladılar. Bunlar neredeyse bir çadır büyüklüğünde, dikkatli bakıldığında önlere doğru üç yerden incelen bir elips şeklindeydi. Benton izlerin etrafında bir tur attı. "Bunlar ayak izleri. Büyük bir ejderhaya ait ayak izleri."

SUYUN VALSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin