18.Gizli Ziyaret

59 11 2
                                    

**

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**

Yemekte kralın ağzını aradım fakat yumurtaya ve Olcay'a dair tek bir bilgi kırıntısı bile alamadım. Odama geçtiğimde beni yatırıp gitmek üzere olan Alise'i durdurdum. "Alise, Prens Viridian'ın odası neredeydi?" 

Sözcükler ağzımdan döküldüğü anda bir bahane üretmem gerektiğini anladım. "Benden kendisini çizmemi istemişti de yarın uğrayayım diyordum."

Alise, Veliaht Prensin böyle bir şey istemeyeceğini bilecek kadar onu tanıyordu. Fakat yorum yapmadı. "Bir üst katta."

Anlamaya çalışarak kaşlarımı çatmıştım. "Nasıl yani, tam olarak kaçıncı odada?" 

"Senin odanın tam üstü."

Bakışlarımı yukarı kaydırdım. Demek bunca zaman üst katımdaydı ve benim ruhum bile duymamıştı. Tam da ondan beklenecek bir hareketti. 

Ben bir şey demeyince Alise çıkmaya yeltendi. "Tamam ben gidiyorum o halde." 

Komodinin üzerindeki boş bardağı almış tam çıkıyordu ki açık camlardan esen akşam rüzgarı boş taraflarını çevirip koyduğum kağıtları uçurdu. Hızla kalkıp kağıtları toplamaya başladığımda ise geç kalmıştım. Alise yerden bir tanesini alıp değişen yüz ifadesiyle inceledi. Bana baktığında şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemiyordu. Bir şey söylemek için açtığı ağzı ne diyeceğini bilemeyerek geri kapanmıştı. Donmuş bir şekilde adeta bir mahkum gibi vereceği hükmü bekliyordum. Midem düğümlenmişti.

"Elafer," Bir bana bir  elindeki kağıda bakıyordu. Dudağımı ısırdım. "Bu harika!"

Şokla karışık bir rahatlama yaşadım. Kasılan omuzlarım gevşedi, midemdeki düğüm çözüldü. Böyle bir tepki beklemiyordum. O ise konuşmaya, beni övmeye devam ediyordu. Çizimin arkasındaki gerçek hikayeden ve bende bıraktığı derin hissiyattan haberi yoktu. O onun için sadece bir çizim, tasvirdi. Benim içinse kabuslarımın gerçek dünyada yer edinmiş hali.

"Sanki ejderha kağıttan çıkıp üzerime atlayacak gibi! O kadar gerçekçi çizmişsin ki... Bu balo gecesinde saraya saldıran ejderha mı yoksa?" Başımla onayladım ve iltifatlarını seve seve kabul ettim. Böylesi daha iyiydi. En azından biri çizimlerime bakınca var olan dehşeti ve korkuyu değil arkasındaki yeteneği görüyordu. 

"İlk başta Prens Viridian'ı çizeceğini söylediğinde ne yalan söyleyeyim inanmamıştım. Fakat şimdi prensin senden neden böyle bir şey istediğini anlayabiliyorum."

Ona kibarca teşekkür edip yorgun olduğumu söyledim ve dilerse kendisini de çizebileceğimi belirttim. Bundan oldukça memnun olup nasıl teşekkür edeceğini bilemedi.

"Teşekküre gerek yok Alise, bunca zaman her sıkıntımda yanımda oldun. Küçük bir şey de olsa bunu yapmak beni çok mutlu eder." 

Alise yattığımdan emin olduktan sonra çıktı. Ben ise o kapıdan çıkar çıkmaz yatağımdan kalktım ve üzerime sabahlığımı geçirip sessizce biraz bekledikten sonra ses çıkarmadan kapıyı açtım. Saray aralıklarla yerleştirilmiş duvardaki gaz lambalarıyla aydınlatılıyordu. Etrafta kimseyi göremeyince çıplak ayaklarımın parmak uçlarında yumuşakça yürüyerek merdivenlere yöneldim. Bir gölge görünce kendimi kolonların arkasına attım ve beni görmemesini dileyerek her kimse gitmesini bekledim. Öyle de oldu. 

SUYUN VALSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin