1.BÖLÜM
-GERİ DÖNÜŞ-Otobüsün aldığı keskin viraj ile biran için yüzü soğuk cama çarptı. Açılan uykusu ile oturduğu berbat otobüs koltuğunda doğruldu. Kollarını arkasına atarak gerindi.
Yanından gelen hafif hırıltılar ile neredeyse üstüne düşmek üzere olan ikiz kardeşine baktı. Hafif bir gülümseme ile nazikçe başını omzuna yatırdı ve rahat ettiğinden emin oldu.
Kolunu camın kenarındaki çıkıntıya dayayarak dışarıyı izlemeye başladı. Tanıdık gelmeye başlayan yolu görünce istemsizce içi kıpır kıpır olmuştu. Birkaç dakikaya varacaklarını fark etmek bir an için heyecandan kolunun çıkıntıdan kaymasına ve tökezlemesine sebep olsada hiç bozulmadan yanında uyanmaya başlayan kardeşine baktı.
Mabel gözlerini ovuşturup saniyeler içinde enerjik haline dönmüştü bile. Heycanla ikizinin üstüne atlayıp cama doğru döndü. Tanıdık yol ve yavaşlaysan otobüs ile hızlıca oturduğu koltuktan kalktı.
"Sakin ol Mabel" Dipper gülerek söylediği sözlere kendi bile uymuyorken Mabel çığlık atmak ile meşguldü. Şoför bir an için arkasına bakıp neler olduğunu sorgulsa da arkada iki tane ergen olması onun için yeterli bir cevap olmuştu.
"Nasıl sakin olabilirim Dipper!?" Mabel sevinç çığlıkları arasından bir yandan Dipper'ın tepesine çıkıyor bir yandan da camdan dışarıyı görmeye çalışıyordu.
En sonunda otobüsün durması ile iki genç ellerine aldıkları bavulları ve çantaları ile otobüsten indiler. Tanıdık eski püskü durağı ve orman patikasını görünce istemsiz bir şekilde gülümsediler. Hızlı adımlar ile yıllardır geçmedikleri yollardan ilerlemeye başladılar.
Dipper nefes nefese kalmış bir şekilde önünden koşan kardeşine yetişmeye çalışıyordu. Bir yandan da aklına dolan hatıralar ile gülümsüyor ve geleli birkaç dakika olmasına rağmen içine dolan duygulara izin vermişti.
Farkına bile varmadan vardıkları kulübe ikisinide yavaşlatmış ve nefeslerini toparlamak için birkaç saniye durmalarına sabep olmuştu. Birbirlerine bakıp güldüler ve yavaş adımlar ile kulübenin kapısına yürüdüler.
Dipper kapıyı tıklatırken kafasında binlerce soru dolanmaya başlamıştı bile. Kapı yavaşça açılırken hepsi kaybolmuş ve karşısında gördüğü kızıl saçlar ile yutkunmuştu.
Wendy saçlarını kesmiş ve kısacık yapmıştı ama kızıl saçları ve doğal çilleri ile herzaman ki havası inanılmazdı. Artık 20 yaşında genç bir kadındı ama hala aynı kişi olduğuna şüphe yoktu.
Kızıl saçlı genç karşısında gördüğü ikizler ile elindeki telefonu kapattı.
"SİZ İKİNİZ!"
İkisinide kendine çekip sarılırken ikizler de gülerek karşılık verdiler. Wendy Dipper'ın saçlarını karıştırıp boğmakla karışık bir sarılma ile uğraşırken bir yandan da Soos'a sesleniyordu.
"SOOS BUNU GÖRMEN LAZIM KOCA POPONU KALDIRIP BURAYA GEL!"
Melody çıkan gürültüye bakmak için geldiğinde sevinçle gülümsedi ve Soos'u çağırmak için hızlıca kulübenin önüne doğru koştu. Mabel bağırarak eski kokuşmuş salona girdiğinde en küçük bir değişikliğin olmadığını görmek içini ısıttı.
Dipper ise Wendy'den kurtulmuş gülerek içeri girmekle meşguldü. Wendy ise Dipper'ın boyuna bakıp kafayı yemek ile ilgileniyor gibiydi. Çünkü yüz yüze görüşeli yıllar olsa bile bu şuan ondan uzun olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
"Henüz 17 sin ve şimdiden benden uzun musun? Hadi ama erkek hormonları !"
"Yine de hala benden güçlüsün "