20.BÖLÜM
-KAYIP-Bir haftadır birçok kez olduğu gibi yatağından terler içinde kalktı. Gözü yine pencereden yansıyan ay ışığına kayarken komidinin üstündeki kağıt parçasını görmüş ve kahkahasını zar zor tutabilmişti. Kağıdı alıp üstündeki karalamayı inceledi. Sarı ve mavi ile çizilmiş acemi ve hızlı çizgilerin altında yazan çamağacı ve doritos yazısı yüzündeki sırıtışı büyütmesine sebep olmuştu.
Bir haftadır Bill ile yaptığı bu garip vücud paylaşma durumu o kadar hızlı ilerliyordu ki ikiside yetişemiyordu. Sanki artık birbirlerinin içini bile okuyorlardı ama bunun anlaşma ile alakası olmadığını da biliyorlardı. İkiside artık karşı tarafın yada kendisinin geçmişini düşünmek istemiyordu sanki. Sadece anı yaşayıp mutlu olmak yeterliydi şimdilik. Bir süre gerçeklerden kaçsalarda olurdu.
Kağıdı katlayıp günlüğünün arasına koyarken Bill yüzündeki büyük bilmiş gülümsemesi ile ona bakıyor ve yanaklarının gülmekten ağrıdığını hissediyordu. Bir süredir düşünmeyi bıraktığı şeytanlık planları gelip kapıyı çalıncaya kadarda bu şekilde kalmayı istiyordu. Ne olduğundan emin değildi ama her şeyi ile seviyordu bu olanları. Sadece devam etsin yeterliydi.
Dipper ise yatağından kalkıp merdivenlere yönelerek su içmek için mutfağa girmişti. Dolaplardan birini açarak temiz bir bardak alıp sürahiden içine dengesiz bir şekilde doldurduğu suyu içerken esnedi. Arkasından beliren gölge ile içtiği suyu nerdeyse tükürecek olsada karanlıktan beliren amcası ile kendini tutmuştu. Bu saatte uyanık olmasını beklemediği için biran korkmuştu.
"Dipper, bu saatte ne yapıyorsun?"
"Su içiyordum. Sen uyumadın de galiba Ford Amca?"
Ford morarmış göz altları ile başını olumlu anlamda sallarken derin bir nefes verdi. Birkaç gündür istese bile uyuyamıyor yatakta debelenip duruyordu. Bunu sebebi birkaç gündür aklına takılan bazı eksiklikler olsa bile sorunun nereden başladığına bile emin değildi. Umutsuz bir şekilde mutfak masasına oturdu.
Dipper amcasının bu hâline şaşırsada belli etmeden yanına oturmuştu. Onu uzun zaman sonra ilk kez bu kadar uykusuz ve dağınık görüyordu ve bu haline alışık değildi artık. Anlayışlı bir şekilde ona bakarken içten içe aklına kendi hataları geliyor ve içini bir kurt kemiriyordu. Yakalanmış olma korkusu adla peşini bırakmayacaktı ve bunu bilmem bile sinirini bozuyordu.
"Sorun ne?"
Ford gülümseyerek yerinden kalkarken Dipper'ın saçlarını karıştırmayı unutmamıştı. Kafasına takılan birkaç şey yüzünden ailesinin kafasını ağrıtmak istemiyordu. Elinde daha düşüncelerine dair net bir veri bile yokken çene çalmaya gerek yoktu sonuçta. Ayrıca Dipper'ın onun düşündüğü şeyler üstünden bir şeylere kafa yormasını da istemiyordu. Sakince tatilini yapsın yeterdi onun için.
"Sadece uyku tutmadı"
Dipper gergin bir şekilde gülümseyerek ayağa kalktı. Yüzündeki gerginliği sakladığı için karanlığa ve kapalı olan mutfak ışığına teşekkür etti içinden. Ama orada durduğu her saniye biraz daha baskı uyguluyordu üstüne sanki her şey. Sanki ışıklar birden açılacak ve her şey ortaya çıkacakmış gibi. İster istemez elleri kontrolünün dışında haraket ederken yavaş yavaş terlediğini hissediyordu.
Ne olduğunu bile hatırlayamadığı birkaç şeyi söylediği gibi merdivenlerden çıkmış ve odaya girip yavaşça kapıyı kapatmıştı. Her yer dönüyordu etrafında. Başı ağıyor bunca şeyi daha da katlanılmaz yapıyordu. En küçük baskıda böyle olmak istemiyordu ama suçluluk asl kaçamayacağını bildiği tek şeydi. Tıpkı ölüm gibiydi. Gerçekten gerçekten kaçamıyordu.