21.BÖLÜM
-GERÇEKLER-"Çamağacı eğer beni duyduysan niye arkanı dönmüyorsun ki? Oha gerçektede popon harika bu arada"
Bill düşünceli bir şekilde konuşurken Dipper sinirle arkasına döndü. Hızlı adımlarla yanına gelip tekmesini düşünmeden geçirdiğinde ikiside sertçe yere düşmüştü. Bill beklediği karşılama komitesini alamadığı için somurtuyor ve bir yandan karnına yediği tekmeyi hazmetmeye çalışıyordu.
"Bunu hak etmedim bence. Belki küçük bir yumruğu hakettim ama bunu da yapmazsın bence-"
"Kes sesini aptal herif"
Dipper sinirle üstüne çıktığı gibi yumruğunu yüzüne geçirince Bill mükmmel yüzüne yerleşecek izi düşünüyordu. Muhtemelen 1 hafta kalırdı morarırsa. Burnunda hissettiği ağrı ile eli burnuna gitse bile Dipper ona izin vermeden yakasından çekip yüzünün hizasına getirmişti onu.
"Çok kabasın ama bunu sevdim sanki. Tabi her gün dayak yemek istemem çamağacı"
Dipper ellerini geri çekerken sakinleşmek için derin bir nefes aldı. İstemsizce yüzüne yayılan gülümsemeyi durdurmaya çalışırken Bill yerden doğrulup onun bu haline gülmeye başlamıştı bile. Yüzünde tüm kötülükten uzak bir gülümseme vardı ve bu biraz garip hissettiriyordu.
"Dün gece seni göremeyince biraz sinirlendim"
"Sen hep sinirleniyorsun çamağacı ama ben seni böyle de seviyorum merak etme"
Dipper yanan yanaklarını umursamadan gözlerini kaçırdı. Sevmek bu kadar kolay bir kelime değil demek için çırpınsa bile vazgeçti. Birkaç saniyelik bir sessizlikten sonra ikiside birbirini incelemeye başlamıştı. Sadece sessizce birbirlerine bakıyorlardı. Taki gözleri en sonunda birbirleri ile karşılaşana kadar.
"Garip hissettiriyor"
"Fazlasıyla garip zaten"
Göz temasları yavaş yavaş bozulurken sessizlik tekrar ele geçirdi ortamı. Birkaç dakika sonra ağacın altına yan yana oturmuşlardı.
"Bir gün gerçekten bunun olacağını tamamen unutmuşum"
"Artık gerçekten bir insan olmam korkutucu değil mi?"
"Hala aptal şeytani güçlerine sahipsin değil mi Bill"
Gelen soru bir sürelik takılmasına sebep olsada düşündü Bill. Asla eskisi gibi güçlü olamazdı. Ama tüm bu sözler planladığı onca şeyi aklına getirirken ister istemez kaşlarını çatmasına sebep oluyordu. Planladığı gibi güçlenmeli ve eskisinden de iyi olmalıydı. Ama buradan ayrılmak bile istemiyordu nedense.
"Basit şeyler hala var ama evet tam anlamı ile bir insan değilim demek bu"
"Merak ettiğim şey bu değil. Sende biliyorsun"
Gayet iyi biliyordu soruyu. Şimdi ne olacak?
Emin değildi. Gerçekten yapmak istediği şey hakkında kafası karışıktı ama belkide düşünmeyi sonraya bırakmalı ve devam etmeliydi. Tıpkı Dipper ile geçirdiği her saniye gibi. Ama bunların her iki taraf içinde farklı cevapları vardı.
Dipper bu soruya cevap veremiyordu. Ailesi ile karşılaşması gerekecekti. Bill nasıl bir yol izleyecekti ki zaten? Şuan ne oluyorlardı. Yakın arkadaşlar? Belki. Yada sadece iki ortak? Daha olasıydı.
"Ne düşündüğünü biliyorum... belkide şey yapmalıyız"
"Ne?"
"Dürüst olmalıyız...yani ailene karşı"