12.BÖLÜM
-FELAKET-Ve Dipper uyandı.
Çevresinde endişe ile onu izleyen gözlere baktı. Neler olduğunu anlamak ve kendine gelmek için biraz zamana ihtiyacı vardı ama çevresindekilerin sesleri net bile gelemiyordu kulağına.
Stan Mabel'ı geriye çekerken Ford'un karşısına geçip bir şeyler deyişini izledi ama uykudan tam uyanmış gibi hissetmiyordu. Ford'un parmak şıkaltması ile tüm ses ve duyuları geriye gelirken nefes aldı.
Düşünme yetisi kendine gelirken etrafına bakmaya çalışıyordu."Neler oluyor?"
Mabel Stan'in kollarından kaçıp yanına geldiğinde yine aptalca bir şeyler yaptığını anlamıştı. Neden bu kadar endişeli olduklarını anlamak için çabalasada uykusuna ne yapmış olabilirdi ki?
"Uykunda bağırıyordun. Endişelendik"
Stan kardeşinin konuşmasına izin vermeden öne atladı. Tüm o bağırışların arasında duyduğu isimi oda unutamıyordu. Ama şuan ne yeri ne de zamanı gibi görünüyordu.
Mabel ona sarılırken Dipper ise düşünceleri ile boğuşuyordu. Ford bir şey söylemeden odadan çıkınca düşünceleri artmaya devam etti. Uykusunda neler söylediğine odaklanmaya çalışsa bile sonuç tamamen belirsizdi.Tüm bu karmaşanın içinde durup söyleyebileceği şeyleri sıralamaya başladı. Çok fazla olasılık vardı ama ortamdaki tepkilere göre çoğunu eleyebiliyordu. Ford'un tepkisiz sessizliği birçok seçeneği baştan elerken odadan çıkarken günlüğünü aldığını fatk etmişti. Gerçekten söylememesi gereken bir şey söylediğine olan inancı hızla artıyordu ve bu onda kusma isteği uyadırıyordu.
Yine çok fazla düşünmeye başladığını ve çevresinden koptuğunu fark edince birkaç saniyede kendini toparladı. Düşünecek vakti yoktu sadece mantıklı ve güvenli adımlar atması gerekiyordu. Bunu düşünmek ona ailesini yabancılarla bir tutmak gibi hissettirdi. Böyle konuşamazdı onlar onun için çok çabalarken onları yok sayamazdı. Ama tüm bu ilgiyi hazmetmek kolay gelmiyordu belkide.
"Tamam Mabel her şey yolunda"
"Korktum! Neden böyle yapıyorsun Dipper?!"
"Uykumda neden bağırdım nerden bilebilirim? Sakin ol ben iyiyim sadece kmtü bir rüya görmüş olmalıyım"
"Ondan bahsetmiyorum aptal! Bir şeyler saklıyorsun herkesten her şeyden kaçıyorsun! Fark edebiliyorum! Sana yardım etmek istiyorum, istiyoruz ama senin umrunda değil! Bencil davranmayı kes artık! Ben-ben sensiz ne yapacağımı bilmiyorum?!"
Stan Mabel'ı yavaşça çekerken Dipper yüzüne çarpan tüm sözleri hazmetmeye çalışıyordu. Ama nedense hiçbiri kendine ulaşamıyor gibiydi. Sadece yok olmak istiyordu. Hiç var olmamış olmak. Böylece tüm bunlar yaşanmamış olurdu. Kimse onun hakkında endişelenmezdi. Her saniye dahada boşluğa yaklaştığını hissediyordu.
Ama tüm bu olanlar bundan çok uzaktı. Hergün birilerini endişlendirmekten ve insanları yormaktan bıkmıştı artık. Gerçekten kendisi için bir tür yaşama isteği yoktu. Sadece bu kadar karmaşadan uzak olsa belki de böyle olmazdı.
Daha az önce rüyasında yaşanan karmaşa hakkında bile düşünmeye vakti olmamıştı. Ormanda olanları düşünmeye ise vakti zaten yoktu. Tüm bu cevap bekleyen sorular biriktikçe endişesi artıyordu.
"Kollarını görmüyor muyum sanıyorsun?! Daha ne kadar bizden saklamayı düşünüyordun?! Neden konuşmuyorsun?!"
Mabel sinirle bağırırken ağlaması yavaş yavaş diniyor gibiydi. Ama kardeşinin bu tavırları onu deli ediyordu. Sanki istesede ona ulaşamaz gibiydi genç kız. Sanki yanında dururken, ona gülerken, öylece dururken hatta ağlarken bile asla ulaşamayacağı bir yerdeymiş gibiydi.