8

487 56 86
                                    

8.BÖLÜM
-KABUS GİBİ BİR GÜN-

"Ne yapıyorsun?!" Dipper istemsizce yüksek çıkan sesinden biran rahatsız olsa da bulunduğu durum itibari ile gayet haklıydı.
Kendi sesini düşünmek yerine içine düştüğü bu ironik berbat durumu değerlendirmesi gerekiyordu ama bütün beyin fonksiyonları durmuş gibiydi.

Bill ise karşısında ona bağırmaya ve durumu kabullenmeye biraz bile yakın olmaya Dipper'a bakıyordu. İçinde ilk defa hisettiği bir duygu vardı ve bu duygunun adını kendi adı ile yan yana hiç düşünmemişti.

Tedirginlik

Gerçekten daha bulunduğu insan vücudunu bile gerçek anlamda kullanalı birkaç dakika oluyordu ve bir ölümlünün vücuduna sahip olma hissi çok farklıydı. Bulunduğu durumun konumu altında ezildiğini hissetse de boktan gururuna yediremiyordu işte.

Gerçekten birkaç insana yenilmişti. Aptallığının cezasını böyle ödemektense yok olmayı tercih ederdi. Tüm bu duygu ve mantık karmaşası öncekinden çok farklıydı. Önceden hissetmeye gerek duymuyordu çünkü. Ama şimdi gerçekten ve gerçekten buradaydı.

Bir şeytanın yıkılışını izlemek ne kadar zevkliyse o kadar zevk alması gerekmez miydi peki Dipper'ın. Onlara yaptıklarını düşündüğünde ve sinirini haklı bulduğunda ilk defa empati kurduğunu fark etti. Bundan da nefret etti. Gerçekten insani olan her şey karmaşıktı!

Dipper hiç durmadan ona ne kadar pislik olduğunu bağırırken yine de zevk aldı bu durumdan Bill. Hala bir şeytandı sonuçta. Ne kadar şeytanlar arasındaki konumu en diplere düşse bile!
Aptal bir gülümseme ile havaya doğru süzüldü ve küçük bir daire oluşturdu.

Dipper ise sonunda hırsını çıkratmıştı ve karşısındaki adamın onu dinlemediğini fark etmişti. Derin bir nefes verip elleri ile şakaklarını ovdu. Şimdiden başının ağrıdğını hissediyordu.

Uzun bir süre sessizlik hakim oldu. Bu sırada iki trafta birbirini süzmekle meşguldü. Dipper gerçekten karşısındakinin birkaç sene önceki 'üçgen' olduğuna inanmakta zorluk çekiyordu. Hem insan oluyorsa neden bu kadar ultra mega mükemmel bir vücuda sahip olmak zorundaydı!

Bill de onu incelemesini ancak bitirebilmişti. Son gördüğünden beri karşısında yeni bir genç olduğunu yeni fark ediyordu. Artık çocuk değildi hatta yetişkin olmak üzereydi. Gerçi Bill bu kavramnların farkını bile yeni fark ediyordu.

"Tamam şimdi neler olacağını tekrar anlat ve uzatma gerçekten"

Bill şaşırdı. Bu kadar hızlı kabullenmesini beklemiyordu.

"Ihmm peki çamağacı! " Gözlerini devirdi Dipper. Bunu kaç kere daha yapabilirdi bilmiyordı ama yaptı işte.

"Varlığımın tek gerekçesi bir zihin özetle, yaşayabilmem için bir zihne ihtiyacım var. Orası da burası olacak! Tekrar anlatmaya üşeniyorum anladım de artık"

Dipper sessizce arkasında hayal ettiği koltuğa bıraktı kendini. Sonuçta kendi zihninde istediğini yapabilme gücü ondaydı.
Bezgin gözleri ile ona baktığında gerçekten ne demek istediğini anlamadı Bill. Ne demek istiyorsun diye sormak istese de sessiz kalmayı tercih etti.

"Düşünmeye ihtiyacım var... yani uyanıyor muyum yada ne yapıyorsam çıkar beni burdan"

Ses tonunda ki sert tını hem hoşuna gitmiş hemde sinirini bozmuştu. Şuan gerçekten ona muhtaç olması sinirini bozuyordu. Gerçekten iğrenç bir duyguydu bu.

"Peki... yani bende bilmiyorum daha önce rüya görmedim nasıl uyanılıyorsa öyle yap işte"

Dipper homurdanarak ayağa kalktı. Nasıl yapacağını o da bilmiyordu ki!
Sonra birden yatağında buldu kendini. İstemeden uyanmıştı.

trust  /bipper Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin