17.BÖLÜM
-UYKU-Dipper sessizce esnerken ince yorganı ayağı ile üstünden itti. Yatağından doğrulup karşısındaki dağınık ve boş yatağa baktı. Son bir haftadır olduğu gibi geç kalkmış olmalıydı. Kollarını gererek yatağından doğruldu. Kokmadığından emin olduktan sonra bir tişörtü alıp üstünü hızlıca değiştirdi.
Merdivenleri hızlıca inerek mutfağa girdi ve dolabı karıştırıp bir kaseye mısır gevreği ile sütü boşaltıp televizyonun yanına kadar ağzına kadar dolu olan kaseyi dökmeden yürüdü. Koltuğa oturup televizyondan hayalet avcılarının yeni sezonunu izlemeye başladığında Bill göz devirdi. Tüm gece bunun hakkında konuşmuştu üstelik!
Gevreğini yemek ve televizyonu izlemek arasında ki ince çizgide gidip geliyordu. Bill'in ona ettiği küfürleri duyuyor gibiydi içinden. Kendi kendine gülüp kaseyi kafasına dikti. Tüm odağını ekrana vermek için her şey hazırdı artık.
"Dipper! Neye gülüyorsun bakalım?"
Mabel elindeki büyük paketi koltuğun kenarına yığarken arkasından Ford içeriye girmişti. O da elindeki büyük çuvalı duvara yasladığında yaşlanmaya başladığını hissettiren belinin ağrısı onu delirtiyordu. Dipper onun bu haline gülmek istesede kendini tuttu.
"Hayalet Avcıları yeni sezonu başladı. Siz ne taşıyorsunuz öyle?"
"Hayalet Avcıları yeni sezonu mı çıktı?"
Ford heyecanla Dipper'ın yanına sandalyeyi çekip ekrana baktı. Beklediği gibi tahminleri tutmuş ve ana karakter saçını maviye boyatmıştı. Gururla gözlüklerini düzeltirken yan odadan olanları duyan Stan itiraz edercesine ona bağırıyordu. Şu dizi saçmalağını bir türlü anlamıyordu zaten. Mabel ise onları umursamadan elindeki telefona bakmaya devam ediyordu.
"Hey Dipper şu konuştuğun kıza ne oldu?"
Pasifica ile tüm gece mesajlaşmış oldukları için yaşanan her şeyi öğrenmişti. Bir hafta olmasına rağmen Dipper'dan herhangi bir cevap gelmemesi sinirini bozmuştu biraz. Sonuçta kimse onu kabul etmesi için zorlamıyordu. Ayrıca önceden biri ile konuştuğunu söylemişti ve Mabel şimdi hatırlayabilmişti. Yani bu çocuk ne halt ediyordu belli değildi!
İyice düşününce neden unuttuğunu bile hatırlamıyordu birinden bahsettiğini. Birkaç şey eksik gibi hissediyordu ama nedeninden emin değildi.
"Kız olduğunu kim söyledi"
Ford elindeki patlamış mısırı ağzına tıkmaya çalışırken gözünü televizyondan ayırmadan konuşmuştu. Stan boğazına kaçan mısır ile öksürmeye başlarken odaya girmişti ve Dipper'ın da pek farkı yoktu bu durumdan.
"Ne var olabilir sonuçta?"
"Olamaz demedik zaten Ford"
Stan gözlerini devirerek konuştuğunda Mabel'da doğru olduğuna dağir birkaç mırıltı çıkarmıştı. Dipper boğulmaktan son anda kurtulmuş koltuğa gömülmüştü. Biri ile konuştuğunu söylediğinde bahsettiği kişi dolaylı yoldan Bill olduğu için bu biraz garip bir tesadüf olmuştu aslında.
Ford Dipper'ın utangaç hallerine gülerek saçlarını karıştırdı. Onun böyle şeyleri düşünebilmesini seviyordu. Kendini tamamen bilimsel şeylete adaması onu görünmez bir çukura düşürürdü. Duygular kim ne derse desin insanın bir parçasıydı sonuçta. Tecrübeleri sayesinde biliyordu bunları maalesef. Hatta bir iki hafta önce onunla bunu konuşmuşlardı.
Bekle. Konuştum değil mi? Aklındaki anılar darmadağan bir şekilde dikkatini dağıtırken ikizler ile uğraşan kardeşine baktı. Bir şeyler eksikti bunu zaten hissediyordu ama tam olarak eksik parçaları bilmiyordu. Belki de abartıyordu. Ama abartmadığını da çok iyi biliyordu.