13.BÖLÜM
-UYANIŞ-Gözlerini kapatıp hala ona ördüğü kazak hakkında komik bir hikaye anlatmaya çalışan kardeşini görmezden geldi. Uykusu olduğunu söyleyip yorganı üstüne çektiğinde kardeşi de ışığını kapatıp sessizleşmişti.
Dün olan her şeyi düşünmekle o kadar meşguldü ki tüm gün kulübeye gelmemişti. Yeterince yorgundu ama şimdi uyuması ve üstüne Bill ile karşılaşması gerekiyordu.
Gerçekten tüm bu kaosun içine ne zaman sürüklendiğini kendi bile bilmiyordu."Dipper?"
"Efendim Mabel"
"Sende garip hissediyor musun? Emin değilim ama içimde garip bir şeyler var eksik bir şey varmış gibi"
Dipper gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Sırtı dönük olduğu için yüzünü göremiyordu ama dönerde sanki her şeyi hatırlayacakmış gibi hissediyordu.
"Hayır? Uykusuz olduğun için olmalı dinlen biraz"
Mabel anladığını söyleyen birkaç mırıltı çıkardıktan sonra yatağına girip gözlerini kapattı. Birkaç dakika sonra uykuya dalmıştı. Dipper ise aynı pozisyonda sesizce bekledi.
"Mabel?"
Cevap alamadığında ve bir süre sonra düzenli nefes alış verişlerini duyduğunda uyuduğuna emindi. Yatağından doğrulup kız kardeşine baktı. Tüm bu saçmalıkları yapmak istememişti. Ama hiçbiri de elinden gelen şeyler değildi. Yorgun bir nefes verdi genç çocuk. Artık düşünse bile zamanı geri alamazdı.
Gözlerini kapatıp dışarıdaki yağan yağmurun sesi ile uyumayı bekledi.
×××
Bill yavaş yavaş aydınlanan çevresine baktı. Ama haraket edecek enerjiyi kendinde hissetmedi. Gerçekten şimdi ne yapması gerektiği hakkında düşünmüştü ama elinde fazla seçenek yoktu. O yüzden akışına bırakmaya karar verdi.
Bomboş beyaz boşluğa bakarken yutkundu. Ona doğru yaklaşan Dipper biraz heycanlanmasına sebep olmuştu. Bu kadar zeki olduğunu fark ettiğinden beri sinirini çok daha fazla bozuyordu.
"Hey"
Dipper herzaman ki gibi selam verip o an hayal ettiği mavi pufa kendini bırakırken Bill dehşetle onu izledi. Neden bu kadar normal davranıyordu şimdi? Aklında ne vardı ? Bill düşünceleri arasından doğrusunu seçemeyerek yanına oturdu.
"...Naber?"
Sessizliği bozan yine Dipper olduğunda Bill yine dehşete kapıldı. Gerçekten normal davranıyordu! Elindeki oyun konsolu denilen şeye ve bir tür savaş oyunu oynayışını gördüğünde derin bir nefes verdi. Ondan duyguları öğretmesini beklemek ne kadar doğru emin değildi. Bu kadar çelişkili biri daha tanımıyordu. Gerçi pek insan tanıdığı da söylenemezdi.
"Ciddi misin?"
İstemeden bunu sorarken Dipper ona en normal bakışını yolladı.
"Sorun ne ?"
"Bilmiyormuş gibi yapmayı kes! Benim seni izlediğimi madem biliyordun neden söylemedin?! Ayrıca dün olanlar da neydi?"
Dipper omuz silkip oyununa döndü. Bill gerçekten hangi duyguyu yaşayacağını anlayamadı. İnsan olmak çok zordu. En zor olanda iletişim kurmaktı.
"Bir şey olduğu yok"
"Çamağacı-"
"Bana böyle seslenme!"
Elindeki oyun konsolunu sıkarken oyunun olduğu ekranda kaybettiğini ifade eden bir yazı belirmişti.
"Neden bu lakaptan hoşlanmıyorsun ki? Günlüğünü üstünde bile o varken hemde"