2.BÖLÜM
"YAŞLI ADAM"Olay Mahali Güncesi
2.günSabah sırtım ağrı içinde uyandım. Çok büyük kasaba olduğu söylenemez bu yüzden küçük bir moteli bile zor buldum. Yinede arabada uyumaktan iyidir. İlk iş olarak kasabayı turladım.
İlk izlenimlerimi biraz açıklamak gerekirse ilk söylemem gereken şey her şeyin fazla rahatsız edici hissettirmesi. Sanırım dava ile kafam çok bozuk olduğu için ama kasaba baştan aşağı beni ürkütüyor. Gerçi tüm kasabanın bir suç mahali olduğunu düşünmemde bunda oldukça etkili olabilir.
Buna rağmen tüm gün kasaba sakinlerinin gözlerini üstümde hissetmek biraz rahatsız hissettirdi. Orman kesimine yakın bir yerde bulduğum bir restoranda bir şeyler yerken yaşlı adamın biri benimle konuşmaya başladı.
Kasabalıların yabancıları çok sevmediği hakkında bir şeyler anlttıktan sonra söylediği hiçbir şeyi anlamadım. Biraz kafası gidik gibiydi. Belkide çok yaşlı olduğu için olabilir ama oldukça garip durmasının yanında kasabanın bir bütünü gibi hissettiyordu.
Yaşlı adamın adını sormadan restoranın sahibi kadın bana yemeğimi getirdi sonrada adam ortadan kayboldu. Restoranın sahibi Susan'a -adını iki kere sormama rağmen ancak üçüncüde beni duydu- burası hakkında birkaç soru sordum. Cana yakın birine benziyor ama o da biraz kafadan kontak gibi.
Ondan aldığım birkaç bilgiyi buraya not alıyorum:
1- Kasaba önceden çok tursitik bir yermiş ama zamanla bu hale gelmiş
2- Gözündeki mavi leke gençken yaşadığı bir kaza sonucunda oluşmuş(?)
Bunu sormamıştım ama yinede not aldım.3- Kasaba tamamen normal bir halde
4- Yaşlı adamdan uzak dur
Evet bu notlar pek yararlı durmasada kasabalıların fikirlerini not almak belkide sonradan işime yarayabilir.
Restorandan çıktıktan sonra kasaba meydanında biraz tur attım. Kurucunun bir heykeli biraz dikkatim çeksede onun dışında kasabadaki her yer aynı hissettirdi.
Tüm gözlerin üstümde olması oldukça gergin hissettirsede olay mahaline gitmeden önce kasabanın durumunu görmek benim için oldukça önemliydi.
Şimdiyse motele dönmeden önce olay ile alakadar olduğunu tahmin ettiğim bir patikanın yanındayım. Orman yoluna girme konusunda emin değilim o yüzden notlarımı almak için burada biraz durdum.
Kasabada konuşmaya çalıştığım birkaç kişiye bu orman yolunu sorduğum zaman ya kafalarını çevirip gittiler ya da abartılı bir oyunculuk ile hiç bir şey yokmuş gibi davrandılar. Ayrıca içlerinden birisi oraya girersem yolu kolay bulamayacağımı ve ormanın fazlasıyla tehlikeli olduğunu söyledi. Ayrıca gitmeden önce bir şeyler mırıldandı ama pek anlayamadım. Pembe gömlekli tıknaz kilolu bir adamdı. Sonradan işime yarayack biri gibi görüyor. Bu beni biraz tedirgin ediyor ama yarın bu yolu kullanarak olay mahali olan kulübeye gitmeye karar verdim. Dava ile ilgili kanıt bulmam ormanda bu kadar yıl sonra imkansız olsada olay ile ilgili bir şeyler canlandırabilir diye düşünüyorum.
Motelime dönmeden ve bugünlük yazımı bitirmeden önce bahsetmek istediğim bir şey daha var.
Gittiğim her yer o kadar tanıdık hissettiyor ki tüylerim ürpermeden edemiyor. Burada daha önce olmadığıma eminim ama dava resimlerine o kadar çok baktım ki artık alıştım diye düşünmüştüm. Bu yinede ortadaki durumu kaldırmıyor sanırım. Şimdiyse motele gidip biraz dinlenmek istiyorum.
Bu kasabada olduğum her dakika beni daha fazla geriyor ama beni buraya bağlayan bir şeyler olduğunu hissediyorum.
Tamam bunu hızlıca yazıyorum ve hava karanlık (şuan telefonumun ışığı ile yazıyorum) bu yüzden el yazım çok okunamayabilir. Şuan saat gece 4.26.
Sabah gördüğüm yaşlı adam camımı neredeyse kıracak gibi tıklatırken uyandım. 3.kata nasıl çıktı hiç bir fikrim yok ama birden karanlıkta onu görünce kafayı yediğimi sandım. Daha sonra camı açıp neler olduğunu sordum. Önce gülerek bir şeyler söyledi (gerçekten tüylerimi diken diken eden bir kahkahası var o gerçekten biraz deli) sonra elindeki metal kutuyu sallayarak bana gösterdi. Anladığım kadarıyla eski yapım bir bilgisayar çantası ama oldukça korunaklı ve değerli görünüyordu.
Daha sonra ben ne olduğunu anlyamadan çatıdan aşağı atladı ve aşağıdaki samanların içinden fırlayıp ormana doğru koşmaya başladı. Hemen üstüme ceketimi alıp peşinden çıktım ama ormanın girişinde durmak zorunda kaldım. Ormanın içine girmek beni nedense fazla korkutuyor. Ayrıca yanımda kendimi savunabileceğim hiç bir şey de yoktu. Kurt yada bir ayı ile karşılaşmak pek iç açıcı olmazdı sanırım.
Şuanda motele geri döndüm ama bundan sonra gözüme uyku gireceğini pek sanmıyorum. Yarın ilk iş orman yoluna ve olay yerine gitmem gerekiyor. Bir dakika daha geç kalmak istemiyorum.
Neden bilmiyorum ama bu yaşlı adamın olayla bir alakasız varmış gibi hissediyorum. Aslında tüm kasabalı bana böyle hissettiriyor.
Şimdilik bu kadar.