3

667 76 139
                                    

3.BÖLÜM
-GÜVEN-

Sabah yatağından öğlen güneşi ile uyandı. Yüzüne çarpan ışın ve havasız kalmış odadaki görünen toz tanelerini izledi.
Uyuşuk haraketler ile yatağından doğrulup oturdu. Mabel'ın olduğu tarafa baktı ama yatağı boştu.
Aşağıdan gelen gürültüye bakılırsa herkes uyanıktı.

Kendini tekrar yatağa atıp gece olanları düşünmeye başladı. Aklında ki fikirler çok karmaşıktı herzaman ki gibi. Uyuşuk haraketler ile yatağından çıkıp odanın camını açtı hafif esen rüzgarın yüzüne değmesine izin verdi.

Ormana bakıp iç çekti. Temiz hava biraz daha sakinleştirmişti ve kendine gelmesine yardımcı olmuştu. Gece gördüğü gözü düşünmeye başladı. Gerçekten birden neden aklına Bill gelmişti ki. Fazla paronayak düşünmüştü işte.

Bu kadar zamam sonra aklını bunun meşgul etmesi sinirini bozmuştu. Düşünmemeye karar verip banyoya ilerledi. Küçük rutinlerini yapıp üstünü değiştirdi ve kahvaltı yapabilmek için aşağı indi.

Sonunda durgun bir hal alan zihni için müteşekkirdi doğrusu. Paranoyak gereksiz düşüncelerden kurtulduğuna göre sonunda birkaç gizemli maceraya atılabilirdi belki. Bugün dışarı çıkıp o gözü aramaya karar vermesi de bu şekilde olmuştu.

Bir kaseye mısır gevreği ve sütü boşaltırken sevdiği şarkılardan birini mırıldanıyordu. Mabel içeri girip saçlarını dağıtan kadar şarkıyı söylemeye devam etti.

"Hey!"

"Bu enerji de ne bakalım"

"Herzamanki halim Mabel"

Mabel gülümseyerek önündeki mısır gevreğini yemeye çalışan ikizini izledi. Onu neşeli görmeyi seviyordu. Bazen onun için çok endişeli oluyordu çünkü Dipper inatçı huysuz biri gibi davranabiliyordu. En azından Mabel böyle tanımlayabilirdi.

İkizinin neşeli olması birden enerjisini tavan yapmıştı. Bilirsiniz ikiz güçleri falan.
Dolaptan koca bir paket şekeri alıp midesine göndermeye başlamıştı bile. Dipper onun kilo yapacağını söyleyene kadar gayet rahat yiyordu. Şimdiyse yine de yiyordu.

Dipper ikizinin komik hareketlerine gülerek mutfaktan çıktı. Kulübenin ön tarafına gidip Soos ve Melody'nin işlerine baktı bir süre. Kulübe herzamanki gibi saçma uyduruk eşyalar ile doluydu.

Ford'un yanına inmek için şifreyi girip aşağı kata inmeye başladı. Stan ve Ford'un seslerini duymuştu bile.

"Hayır asıl sen şu fotorafa bak"

"Bunu ne zaman çekmiş olabilirsin ki? İmkansız!"

"Stan kanunlarında imkansız yoktur!"

Araştırma yolculuklarında çektikleri fotoraflara bakıp konuşuyor yada tartışıyorlardı. Ama dinlemesi gerçekten zevkli oluyordu. En azından Soos öyle söylüyordu.

"Hey Dipper"

"Napıyorsun çocuk"

"Siz iki ihtiyara bir bakayım dedim"

Dipper yakındaki eski püskü koltuğa kendini atıp ikisinin ona anlattığı saçma salak maceraları dinlemeye odaklandı. Stan bir keresinde Ford'u nasıl yem olarak kullandıklarını azaltırken Ford ona inat Stan'in deniz kızına nasıl yürüdüğü anlatmaya başlamıştı.

Dipper gülerek ikisinide dinlemeye çalışıyordu. Yine birbirlerine laf atmakla meşguldüler tabi. Bir süre sonra üçü de gülüyordu.

"Ee bugün için planın ne ?"

"Bilmiyorum belki ormana gidip bir şeyelere bakarım"

Dipper elindeki üstünde çam ağacı olan günlüğünü göstererek söylemişti. Ford gülümseyerek omzunu sıvazladı ve ona birkaç öğüt vermeye başladı. Stan gözlerini devirerek dinledi ikisinin inek muhabbetini.

trust  /bipper Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin