9

438 62 122
                                    

9.BÖLÜM
-DAHA İYİ-

Bir hafta geçmişti ama iki taraf için de alışılan bir durum yoktu. Dipper ne zaman uykuya dalsa kendini yine o beyaz boşlukta ve içinde hayal ettikleri karmaşık yapılarda buluyordu.

Gerçekten her geçen gün dahada sıradan ve sessiz geçiyordu ve el sıkıştıkları günden beri tek kelime bile etmemişlerdi. Onun açısından hiç sorun değildi. Zaten bu olanlardan dolayı kendini iğrenç hissediyordu. Amcalarına, kardeşine ve herkese yalan söylüyor gibiydi. Yada onlara ihanet etmiş gibi de denilebilirdi.

Hava kararmaya başlarken elindeki kitabı kenara bıraktı ve batan güneşe baktı. Kız kardeşi görüş alanına girince gülümsedi. Yanına gelmesini beklerken bir şarkı mırıldanıyordu.

"Hey!"

Mabel'ın her zaman yaptığı gibi saçlarını karıştırmasına izin verdi. Gülerek onu kendinden uzaklaştırdı. Kardeşi bugün ormanda bulduğu tatlı bir kedi hakkında uzun bir konuşma yaparken onu dinlemeye çalıştı ama yetişemedi. Herzamanki halleriydi yani.

Ama hissettiği ihanet hissi tekrar ortaya çıkıyordu ve bu yüzden odaklanamıyordu. Bunu bu hafta birçok kez yaşamıştı ve artık bitsin istiyordu. Ama yapabileceği bir şey yoktu artık. Zaten bir yol bulsa bile yapacağınıda sanmıyordu. Diğerleri anlamadığı sürece bir sorun olmayacaktı sonuçta bu durum.

Mabel konuşmasını bitirip nefes nefese bir tepki alabilmek için kardeşine dönsede onu dinlemediğini fark etmişti. Dalgın bir şekilde bir şeyler mırıldanıyordu yine. Genç kız bıkkınca nefesini verdi. Buraya geldiklerinden beri her şey onları geriye götürüyor gibi hissediyordu.

"Dipper?"

Dipper ona seslenildiğini duyamayacak kadar dalgındı. Kaşlarını çatmış zihni içindeki derin düşünceleri ile ilgileniyordu.
Mabel birkaç kere daha seslense bile dönüş alamadı. Derin bir nefes verdi genç kız.

"Mason!"

"Ha?"

Transtan çıkar gibi birden gerçekliğe döndü. Kardeşine ne olduğunu soran bakışlar atarken kaşlarını ne kadar çatabilirse çatmıştı. Bu ismin kullanılmasına alışık değildi. Yada alışmak istemiyordu.
Mabel başını onaylamaz bir şekilde salladı ve ayağa kalktı.

"Bu kadar önemli ne düşünüyorsun bakalım?"

Kardeşinin sorusu soğuk terler dökmesine yetmişti. Yalan söylemekte iyi değildi ama şuan ki durumda ne söyleyebileceğini seçmek zorunda olması da ona yardım etmiyordu.

"Şey hakkıda...şey"

"Evet?"

"Ihm- Hoşlandığım-Evet hoşlandığım biri var!"

Mabel gözlerini sonuna kadar açarken sevinçle bir çığlık attı. Sonunda kardeşinin normale dönmesini görmek rahatlatmıştı genç kızı. Onca şeyden sonra sonunda normal bir genç haraketi diye bağırmak istedi ama bunu yapmadı.

"Ciddi olamazsın! Kim?!"

Dipper yalanını nasıl devam ettireceğini düşünürken Mabel ne kadar bağırabilirse o kadar bağırıyordu.

"Aslında geceleri konuşuyoruz. Eee...telefondan"

"Bu çok tatlı! Tanıyor muyum peki?"

"Hayır! Eh yani tanımıyorsun çünkü...çünkü buraya gelen turistlerden biriydi! Evet öyle"

"Awee onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum!"

"Ne demezsin" mırıldanarak söylediği şeyi kardeşi duymamıştı tabi. İstesede duyamazdı zaten çünkü şimdiden düğün planlamak gibi bir işe girişmişti.

trust  /bipper Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin