24

308 33 189
                                    

24.BÖLÜM
"ORMANIN DERİNLİKLERİ"

Tam anlamı ile her şey yokuştan aşağı yuvarlanır gibi oluveriyordu. Hatta o kadar hızlı gelişmişti ki karşısında durmuş birbirlerine laf sokan kız kardeşi ve Bill'in gerçek olduğundan emin değildi.

Konunun ne olduğunu bile bilmiyordu ama sadece ikizinin bu kadar çabuk tav olması şaşırtıcıydı. Bill ona birkaç saniyede nasıl burada olduğunu özetlediğinde onun aklına bile gelmeyen sorular sorup durmuştu. Ve tanrım Bill ciddi bir şekilde nasıl bu kadar yakışıklı olduğunu bilmediğini açıklarken çok komikti.

Sadece birkaç saat sonra ise yatağında uzanmış kız kardeşinin saçlarını kurutmasını izliyordu. Bugün o kadar hızlı bir şekilde geçmişti ki gerçek anlamda bir şeyleri kaçırdığını düşünüyordu.

"Yani bu durum hala garip"

Mabel elindeki havluyu yatağına bırakıp saçlarını taramaya başlarken konuşuyordu.

"Ama en azından kafayı yemediğin için mutluyum. Yani gerçek anlamda çünkü aslında ikimizde biraz kafayı yemişiz"

Dipper gülerek elindeki günlüğü kapattı. Gerçekten ikiside biraz kafayı yemişti. Yoksa bu olanların hiçbir açıklaması olamazdı.

"Sağol Mabel. Bugün başka şekilde davransan ne yapardım emin değilim"

Mabel gülümseyerek ikizinin yanına gelmiş ve gülmüştü.

"Ne olursa olsun biz ikiziz. Her zaman arkanadayım Dipper"

"Teşekkürler"

Mabel sıkı bir sarılma için üstüne atladığında kollarını açmış ve kız kardeşini tutmuştu. Ona sarılmayı gerçekten seviyordu ama bunu hiç sesli söylememişti.
Mabel ise geri çekilirken yüzünü ciddi tutmaya çalışıyordu. Fısıldar gibi konuştu.

"Yinede biliyorsun bu durum... o kadarda basit değil"

Dipper ona mırıltı gibi gelen sesi duymamıştı bile. Sakince ona baktı.

"Duymadım bir şey mi söyledin?"

O kadar sakin bir ses tonuydu ki Mabel söyeyeceği her şeyi unuttu. Kardeşinin en son ne zaman bu kadar rahat hissettiğini hatırlamıyordu bile. Bu yüzden ona izin vermek istedi. Gerçekten bunun hakkında en yakın zamanda konuşmak istiyordu ama belki bir gece için bekleyebilirdi. Sadece bir gece ve daha sonra onunla konuşması gerekecekti.

"İyi geceler dedim"

"Ah iyi geceler"

Işığını kapatıp yatağına geçerken düşünceler peşinin bırakmıyordu. Ona göre anlatmak gerekirse korkunç bir ahtapotun dokungaçları onu sürüklemek istiyordu sanki. Düşündü. Bunu yapmaktan nefret etti ama başka bir seçenek görünmüyordu önünde. Bu yüzden erkek kardeşinin bu durumla nasıl baş ettiğini alamak istedi.

Gerçekten ne zamandır bunlarla uğraşıyordu, ne zamandır tüm bu zorlu süreci onlardan saklıyordu... Ve Mabel ikizini çok iyi tanıyordu. Bir şeyleri kafaya taktığında nasıl delireceğini iyi biliyordu. Ama ona bu kadar büyük bir yalan söyleyebileceğini hiç düşünmemişti. Gerçekten kardeşi ne zamandır bunu yapıyordu? Tüm bu zaman boyunca neler düşündüğünü anlamaya çalışmak bile korkunç geldi çünkü genç kız bu onun başına gelse ne yapacağını asla bilemiyordu.

Hayır bunu konuşacaktı. Görmezden gelemezdi. Çünkü ne olursa olsun bu durum o kadarda basit değildi. Basit olamayacak kadar duygusal iz bırakmak zorundaydı. Ve biliyorduki , bildiğine inanak çok zamanını almıştı, kardeşi gerçekten kafasının için kendine çok yükleniyordu.

trust  /bipper Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin