Bölüm 3

51 15 0
                                    

Bölüme geçmeden önce şu küçük yıldızcığa basmayı unutmayın. Keyifli okumalar... 

❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄

Her ağlayan güçsüz değildir. Tıpkı her gülenin mutlu olmadığı gibi.

Boşluk. Şuan yaşadığım durumu anlatabilecek tek duygu bu. Telefonu kapatmış Amy'lerin evine doğru ilerlemeye başlamıştım. Amy'nin anne ve babası ayrıldılar ve ona bir ev kiraladılar. Yani tek kalıyor. O yüzden ne zaman bir problem olsa ve kafa yerli bir şey konuşmamız gerekse onun evinde toplanırız. Amy ben telefonu kapattıktan sonra Vicky'i aramış, hasta olmasına rağmen o da gelmekte ısrarcı oldu.

Kapıyı çaldığımda kızlar hemen beni içeri aldılar. Vicky endişeyle bana bakıyordu. Üstüm, başım, ellerim kısacası her yerim kandı. Hemen üstümü değiştirmem ve elini yüzümü yıkamam için banyoya girdim. Şu her elime değdiğinde kurumuş kanlar akıp gidiyordu. O an aklıma geldikçe daha da geriliyorum

Üzerimi değiştirip salona, kızların yanına gittim. Hepsi endişeyle bana bakıyordu. Vicky yanıma geldiğinde yüzüne bakamıyordum.

-"Gwen, başını kaldır" Başımı istemsizce kaldırdığımda kollarını sıkıca bana dolamıştı. Ardından Amy ve Zoe de gelip bize sarıldığında gözyaşlarımı tutamadım. İyi ki böyle arkadaşlara sahiptim. Tuttuğum nefesimi saldığımda onlar da ayrılmışlardı benden. Hepsinin gözleri dolmuştu. Koltuğa oturduğumda Zoe bir bardak su getirdi. Suyu yudumlarken hepsi beni izliyordu. Bardak boşaldığında Amy boğazını temizleyerek yanıma çömeldi.

-"Gwen, sakil ol tamam mı, şimdi neler olduğunu anlat. Telefonda birini öldürdüm dedin, yapmadın değil mi?" Hiç kimseden çıt çıkmamıştı. Daha fazla dayanamadım ve derin bir nefes aldım.

-"Luka'yla kavga ettikten sonra şu sarı kaltak beni yanına çağırdı. Oğlumdan uzak dur yoksa seni mahfederim bilmem ne. Sonra bana tokat atınca dayanamadım sandalyede otururken feleğini şaşırttım. Koştur koştur okuldan kaçtım. Şu sokak sonundaki evde kalmayı düşünmüştüm eve gidersem babam bir ton laf söylerdi biliyorsunuz." Bir süre duraksadım. Acaba eve gitseydim bu yaşadıklarımı yaşar mıydım?

-"Eee, Gwen delirtme adamı anlat" Vicky gerilmiş bana bakıyordu.

-"Tam uyuyacakken aşağıdan sesler gelmeye başladı. Ben de tedirgin oldum doğal olarak. Bıçağımı alıp kapının ardına saklandım. İçeri giren, şu bizim mahalledeki ruh hastası şerefsizdi, bir de sarhoştu. Ses çıkarmamaya çalıştım ama hapşurunca iş işten geçmişti. O an kendimi savunmasaydım..." Kızlar bana sarıldığında aklıma o an olabilecekler geldi. Gerçekten çok ucuz atlatmıştım. Zoe elimi tuttuğunda bütün içtenliğiyle yüzünde buruk bir tebessüm vardı.

-"Sen kendini korudun Gwen, bu bir suç sayılmaz"

-"Peki adamın ölüsü nerede?"

-"Ara sokaklardan birinde, çöplerin arasında"

-"Kimsenin bunun üzerine düşeceğini sanmam. Herkes o lanet pislikten şikayetçiydi zaten" Zoe beni teselli etmeye çalışırken Amy söze girdi.

-"Endişelenme biz hep senin yanındayız."

Flashback;

-"Brad! Bırak beni!"

-"Asla, benden kaçabileceğini mi düşündün cidden!?"

-"Bak tekrar beraber olabiliriz inan bana. Lütfen şimdi bırak da gideyim" Brad saçlarımı kenara itelediğinde ellerimi parçalayacak kadar sıkı iplerden kurtulmaya çalışıyordum. Sandalyeye bağlı olduğum için kımıldayamıyordum. Bir yandan da Brad'e beni bırakması için yalvarıyırdum.

-"Brad lütfen bırak beni"

-"Ne oldu tatlım, dün benden ayrılmaya çok meraklıydın. Fikrini değiştiren nedir?" Sinirimden dişlerimi kırılırcasına sıkıyordum. Tanrı'nın cezası! Brad'in suratındaki o lanet yüz ifadesi üzerine daha da gerilmiştim. Kasvetli ve loş ışıkların olduğu bu bodrum yetmezmiş gibi birde bu amcı pezevenkin lanet suratına katlanıyordum.

-"Üzgünüm Gwen'ciğim ama sana sahip olana kadar buradan çıkamazsın" Duyduğum şeyle gözlerim öfkeyle ona yönelmişti. Yüzüme yaklaştığında bütün nefretimi kusmak istercesine yüzüne tükürdüm.

-"Seninle tanıştığım güne de, çıktığımız güne de lanet olsun seni pislik" Brad'in yüzündeki alaycı tebessüm yerini öfkeye bırakmıştı. Ard arda suratıma indirdiği yumruklarla kaşım ve dudağım patlamış, ılık kan yüzümden aşağı akmaya başlamıştı. Yüzümde alaycıl bir sırıtış belirmiş, bu da kahkahalara dönüşmüştü. Brad ard arda karnıma, yüzüme vurmaya devam ederken arğzıma gelen kan tadıyla gerilmiştim.

-"Madem o kadar erkeksin, çöz ellerimi dövüşelim"

-"Seni böyle zavallı bir halde görmek çok hoş. Tıpkı barda tanıştığımız o gün zil zurna sarhoş olup kendini benim kollarıma atman gibi. Ama yakan yok, Lüks bana biraz kızmıştı"

-"Onu bırak şimdi, sana ellerimi çöz dedim"

-"Peki, senş biraz da ayakta döveyim. Ne de olsa ölmeden buradan çıkamazsın" Ellerimi çözdüğünde acıyan bileklerimi ovuşturdum. Bana doğrulttuğu silahı farkettiğimde yutkundum. Buraya kadar mıydı?

-"Elveda Gwen, seninle eğlenmek güzeldi" Tam tetiğe basmıptı ki silah tutukluk yaptı. Bunu fırsat bilip dirseğimi yüzüne geçirdim. Geri sendelediğinde çelme takıp yere düşürdüm ve silahını aldım.

-"Elveda amcı pezevenk. Cehennemde geber" Tam anlında mermiyi patlattığımda kanlar yavaşça süzülmeye başlamıştı anlından. Lanet suratına tükürüp ceplerini karıştırdım, bodrumun anahtarını aldım. Yorgunluktan halim yoktu. Yavaş adımlarla sokakta ilerlemeye başladım. Gözlerim kararıp bilincim kapanmadan önce gördüğüm son şey Luka'ydı.

❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄

Hi everybody, what's up?

Dayanamadım ve gece gece bölüm attım fkgkgffjk

Bölüm nasıldı, satır arası yorumlarınızı bekliyorum. 

Luka ne alaka? 

Gwen'in başına gelen olay? 

Ahh hüzünlü kelime yaa. 

Sonraki bölümde görüşmek üzere hepinizi öpüyorum bys💜💙💚💛❤

Bana ulaşabileceğiniz hesaplarım;

İnstagram: littlecare.jade

Twitter: littlecarejade

Brad Snyder;

Brad Snyder;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin