Herkes yerde ağlayarak gülen, gülerek ağlayan benim için seviniyor. Bugüne kadar başkasının sevgisi için çırpınmadığımı biliyorlar, hiç aşık olmadığımı biliyorlar. Düşlerimde birkaç ekmek yapmaktan başkasının olmadığını biliyorlar. Bu yüzden benim için seviniyorlar. Seviniyorlar çünkü hayat içimden taşıyor. Gözlerim hayatla parıldıyor. Gülüşüm bir başka çınlıyor şimdi kulaklarda. Sesim kuşlar gibi doğal ve neşeli. Hayata dönen, uykusundan uyanan aile üyeleri için mutlu olmaları gerektiğinin farkındalar çünkü bunca zaman beni yitirmemek için çırpınıp durdular.
Beni ayağa kaldıran annem oluyor. Koluma girip benimle birlikte koltuğa oturuyor, babam da yanıma oturduğunda annem başını omzuma yaslıyor. Babam tekrar televizyonu açıp kumandayı elime veriyor sonra kolunu omzuma atıyor. Bu duyulduğum anlamına geliyor, anlaşıldığım anlamına geliyor.
Minho eniştem ve ablam meyve soymaya gidiyor. Seyoung ablam koltuğa oturup ayaklarını uzatıyor ve Jaeyeong eniştem evlatlarıyla saklambaç oynamaya çalışıyor ama öyle cüssede bir adamın saklanma yeteneği pek fazla olmadığı için sürekli yakalanıyor ve ebe oluyor.
Meyvelerimizi yedikten sonra ablalarım beni odada sıkıştırıyor ve ağzımdan laf almak için türlü işkenceleri yapmaya hazır olduklarını söylüyorlar. Onlar ısrar etmeden ben dökülmeye başlıyorum çünkü hunu onlara anlatabilmek için aylardır bekliyorum.
Minho eniştem artık bayılmak üzereyken ablam kocasını ve ikizlerini kucaklayıp evine gidiyor. Onlar gittikten biraz sonra Jaeyeong eniştem uyuyan çocuklarını kucaklarken bana göz kırpıyor ve abi kardeş içmeye gitmeyi teklif ediyor. İstersem O'nu bile getirebilirmişim.
Herkes gittikten sonra babam kalkıp meyve tabaklarını topluyor. Çöpleri ayırıp, tabakları ve bardakları makineye yerleştirirken, yüzünü bana dönmeden bana sesleniyor.
"Jongin-ah," diyor yumuşacık bir sesle, "baban kalbini açabildiğin için çok mutlu oldu oğlum." diyor. Artık temiz olan tezgahı izlemeye devam ediyor. "Sen böylesine mutlu olduğun için ben de çok mutluyum."
Kalkıp ona doğru gidiyorum. Gidip ona sırtından sıkıca sarılıyorum. "Baekhyun'dan ayrıldığım için kızgın değil misin yani?" diye soruyorum çekinerek.
"Sana nişan günü ne dediğimi hatırlıyor musun? Eğer hayatta daha mutlu olman için bir olasılık varsa ne olursa olsun denemeni söylemiştim. Sonrasında vazgeçsen ya da pişman olsan bile denememekten ve geri çekilmekten daha iyi olduğunu söylemiştim. Senin kararındı, denedin sonra vazgeçtin, nesi var bunun. Bu senin hayatın, senin kararın. Ne kadar denediğinin önemi yok. Bulduysan kendi yolunu tek mühim olan şey bu."
"Dünyanın en iyi babası mıymış benim babam? Çok mu tatlıymış, çok mu anlayışlıymış, ay, ay ay."
"Baekhyun ile evlenmeyi düşündüğün için kızgın değilim, sen onunla evlenmeyi aklından bile geçirmedin eminim ki, oyun çevirdiniz kesin, Baekhyun Chanyeol'den vazgeçmez öylece, bir planınız vardı değil mi?"
"Ah, baba! Doktor olduğun için mi bu kadar zekisin? Çok havalısın babacığım."
"Hayır, gün ve gün gözünün içine bakarak büyüttüğüm oğlumu iyi tanıdığım için biliyorum seni serseri." Bana sonunda yüzünü dönüp dolmuş olan gözlerini gösteriyor. Bana tekrar sıkıca sarılıyor. Belki de son on yıldır ondan uzun olmama rağmen yine küçülmek ve dünyanın en büyük dağının babam olduğunu düşünmek istiyorum. Onun göğsüne sarılmak, başımı onun göğsüne saklamak ve kalp atışlarının bana her şeyin yolunca gideceğini fısıldayışını dinlemek istiyorum. Babama sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.
"Teşekkürler baba. Ne yaparsam yapayım beni aynı şekilde sevdiğin için teşekkür ederim."
"Sen benim evladımsın. Yalnızca seni en iyi şekilde seversem baban olmayı hak ederim. Ben sana dünyayı borçluyum, sen bana hiçbir şey borçlu değilsin. Yalnızca mutlu olmanı istiyorum. Benden bir şey gizlemek zorunda değilsin."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
yüreğime konan dert "kaisoo (tamamlandı)
FanficBilinmeyen numara: Jongin Bilinmeyen numara: Evleniyormuşsun Jongin, ağzına sıçayım senin. Jongin yalnızca bir kişi bu hayatta onunla olsun isterdi, Jongin aradı, aradığı Jongin'i buldu.