Akşama kadar iki toplantı yapıyoruz. Onların raporları ve kendi projelerimle ilgileniyorum. Saat dokuza gelirken genişçe esniyorum ve bilgisayarımı kapatıyorum.
O ara müdürümüz odasından çıkıyor ve "Jongin, hadi." diyor.
Beynim tüm gün bilgisayarımdaki radyasyon yüzünden erimiş olduğundan bir şey anlamıyorum ve müdürümüzü izliyorum.Beni ceketimden tutarak asansöre doğru "Yürü Allah'ın cezası, yürü." diyerek çekiştiriyor. "Yemek ısrmalayacağım işte." diyor boş asansöre beni beklemeden binerken.
"Bu kadar erken olmasını beklemiyordum müdürüm. Sonuçta siz meşgul birisiniz.""Sen daha meşgul olmalısın, ailen var, nişanlın var. Bu gece boşum diye aradan çıkartalım dedim. Sözün var mı birine?"
"Benim mi müdürüm? Asla."
"Sormadım da sana, kusura bakma." diyor aynı endişeli yüzü ile. "Sanırım, gerçekten çok gıcık biri olduğumu düşünmekte herkes haklı."
"Size kim gıcık oluyor müdürüm, söyleyin, çizerim onu."
Dudakları gülecekmiş gibi oluyor.
"Mesai saatinde içiyor musun sen, sarhoş olmuşsun?""Akşama kadar bilgisayar radyasyonundan oluyor müdürüm, Affınıza sığınarak söylüyorum siz bir de beni gece yarısına kadar burada kaldığımda görün su bile içmeden uçuyorum yemin ederim ki."
"İnanıyorum sana. Zaten şu an da o yoldasın."
"Ne ısmarlıyorsunuz bana müdürüm? Yarın herkese bununla övünebilirim, çatlayacak millet. Hele o yılık gözlü Sehun. Yine affınıza sığınarak söylüyorum, meymenetsiz bir herif."
"Naptı ki sana?"
"Nişanlandığım haberi çıktığından beri öldürecek gibi bakıyor bana. Gözü mü vardı bende ne? Manyak."
Müdürümüzün yüzündeki gülümseme duraklıyor. "Yani dedikodusunu yapmayayım, kötü bakıyor sadece o kadar yani. Bilmeden ben de bir şey yapmış olabilirim. Bunu onunla konuşmalıyım müdürüm, çok sağolun, bir yanlıştan döndüm sayenizde."
Duran asansörden iniyorum, müdürüm de peşimden yavaş adımlarla geliyor."Jongin." diyor.
"Buralarda çok iyi bir barbekü restoranı var müdürüm." dediğim sırada.
"Jongin," diyor yine. "Kendimi biraz bitkin hissettiğimi fark ettim. Biraz dinlensem ve erken uyusam daha iyi olacak galiba. Yarına erteleyelim mi?""Ah, tabii ki müdürüm. Siz kendinize dikkat edin lütfen. Zaten bugün ağrılarınız vardı. En iyisi dinlenmek."
"Teşekkür ederim."
"Sizi bırakayım müdürüm."
"Arabamla geldim, zahmet etme."
"Olsun müdürüm, ben süreyim arabayı, siz dinlenin."
"Jongin, işten çıktığımızın farkındasın değil mi?"
"Evet müdürüm?"
"Bunu yapmana gerek yok yani."
"Müdürüm, sizi eve bırakmayı müdürüm olduğunuz için istemiyorum ki ben de zaten."
Öylece bakıyor bana.
"Sevdiğim bir insana zor zamanında destek olabilmek için yapıyorum. Yağ yaktığım ya da acıdığım için değil yani." Arabanın anahtarını almak için uzanıyorum, sıcak parmak uçları avucuma anahtarı bırakıyor ve yarı karanlık sokakta arabasına doğru yürüyor.*****
Canım öyle sıkıldı, dediler senin çaren kaisoodur. Kafamdaki delilerim dedi bunları. Döndüm. Tüm gece dört bölümü birden yazmışım kendimi öperdim öpebilsem.
İyi okumalar.
1 Nisan
![](https://img.wattpad.com/cover/210888499-288-k3267.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yüreğime konan dert "kaisoo (tamamlandı)
FanficBilinmeyen numara: Jongin Bilinmeyen numara: Evleniyormuşsun Jongin, ağzına sıçayım senin. Jongin yalnızca bir kişi bu hayatta onunla olsun isterdi, Jongin aradı, aradığı Jongin'i buldu.