4.1

939 93 92
                                    

Anneme bir iki sızlanınca işe gitmeyişimi çok takmıyor. Hatta önüme sıcak çorba da getiriyor demek ki kızmamış. Sabah beni uyandırmaya çalışırken biraz sertti ama yüzümün halini görünce bir sorunum olduğunu anladı. Sorunumun mide ve baş olduğu konusunda onu kandırdım, "o kadar içersen öyle olur..." diye başladı, "bi daha bu kadar içersen..." diye bitirdi. Kıyamadı en sevdiğim çorbadan yaptı, ben içerken çorbamı yatağımın ucuna oturdu, durdu yüzüme baktı, iyi olup olmadığımı sordu ve sesindeki o büyülü şey sorunun muhatabının midem ve başım olmadığını söylüyordu.

"Baekhyun ile mi kavga ettiniz? Yani hep edersiniz de o çocukluktan kalma bir alışkanlık, seversiniz siz o kavgaları."

"Baekhyun ile hiçbir sorunumuz yok anne."

"Peki sorun ne bebeğim?"

"Bir sorun yok demem lazım ama içim el vermiyor yalan söylemeye. Beni biliyorsun bile bile sorguluyorsun ya alacağın olsun anne." Annem ile konuşurken yüzüme bir gülümsemenin yerleşmesine bugüne kadar kimse engel olamadı, yine öyle oluyor. Bacak bacak üstüne atıp yüzünde bilmiş bir ifade bana bakmaya devam ediyor. 

"Hah, şöyle. Gül bakalım biraz. Sen gülmezsen günüm güzel geçmez benim."

"Sen yanımdayken surat asmak mümkün mü balım benim." Uzanıp yanağını sıkıyorum.

"Peki sorun ne o zaman?"

"İş yerindeki müdürümüz ile alakalı."

"İş mi yani problem?"

"Hayır, müdürüm benim arkadaşım aynı zamanda."

"Aa, yeni bir bilgi. Ne zamandır arkadaşsınız?"

"Aslında hep arkadaştık ama iş arkadaşı gibi. İki üç haftadır böyle yakınız."

"Tamam arkadaşınla bir sorunun olmuş. Peki sorun ne?"

"Sorun onun arkadaşlığının çok güzel olması ve onun arkadaşlığını kaybedebilecek olmam. Bazen büyük bir aptal olabiliyorum."

Çalışma masamda düzgünce duran kıyafetleri işaret ediyor. "Bu takım elbise de onun mu?"

"Evet." Çorbamı üflüyorum.

"Pijamalarını mı vermiştin rahat etsin diye?" Çenesini ovuyor.

"Evet." Saçlarını geri atıyor.

"Onu bu kadar çok seviyor musun yani?" Kollarını arkaya uzatıp rahatça oturuyor.

"Sanırım evet. Ben de yeni yeni fark ediyorum."

"Sen kıyefetlerini kimsenin giymesine izin vermezsin. Baekhyun ve Chanyeol ile bile kaç kez kavga etmiştiniz. Ablalarını saymıyorum bile." Kıkırdıyor.

"Ona ben dedim giy bunları diye, o sormadı bile. Anne, ona en sevdiğim tişörtü vermişim farkında olmadan." Gözlerini tavana dikiyor ve gülümsüyor bunları söyleyince.

"Hayırlı olsun hayatım."

"Evet, bir topu gibi bir derdim oldu anne." Tepsiyi alıp yatağımın başındaki masaya koyuyorum. Sonra soluma dönüp, bacaklarımı karnıma çekiyorum.

"Aşık olmuşsun galiba bal peteğim." Dişlerini gösteren büyük bir kahkaha atıyor.

"Of anne."

"Ne?" diyor omzularını silkerken.

"Ben kendi duygularımı bu kadar çabuk anlayamadım, nasıl hemen çözüyorsun ki beni?" Başımı yastığa gömmek istiyorum.

yüreğime konan dert "kaisoo (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin