Başımı boynuna gömüyorum. "Kyungsoo, keşke seni içinde olduğun cehennemden çıkarabilsem. Ama ben bu cehenneme bile razıyım."
Ona sıkıca sarılıyorum, "Sen bana göre dünyadaki tüm doğrulardan daha güzel olan tek yanlışsın."Kyungsoo derin derin nefesler alıyor, göğsü bir şey söyleyecekmiş gibi kalkıyor, söylemekten vazgeçtiği şeyler ile derince iç geçiriyor. "Bir şey mi söyleyeceksin?" diyorum ona yarı uyurken. "Kafamı karıştırıyorsun Jongin." diyor. "Ve bunu hatırlamayacaksın bile." Saçlarımı okşuyor. İyice mayışıp ona daha çok sokuluyorum. "Bakışların kafamı karıştırıyor, gülüşün, gözlerinin beni arayıp bulması, mutfağa bir şekilde benden sonra geliyor olman, adımı söylerken hafifçe gülümseyişin beni allak bullak ediyor allahın cezası." Ağlıyor sanki.
"Müdürüm," diyorum "nişanlıyım ben hem de üstüne bir bilinmeyenim bile var." İçini çekiyor.
"Hala elimi tutuyorsun ama Jongin."
"Hala elini tutuyorum Kyungsoo." Belindeki sağ elimi çıkarıp boynuna koyuyorum. "Çekemiyorum ki kendimi."
"Allah belanı versin cidden." diyor.
"Orada sen de olacak mısın?" diye soruyorum ona bir gerizekalı gibi.
"Büyük ihtimalle." diyor.
"Büyük ihtimalle evet mi büyük ihtimalle hayır mı?"
"Büyük ihtimalle düştüğün an seni ilk ben tutacağım Jongin."
"Orada olacaksan bilerek bile düşerim."
"Duygusal boşluktasın, değil mi? Ondan bu? Yoksa sen benden haz bile etmezsin."
"Ben hep duygusal boşluktaydım ama şimdi o boşluk biraz anlamlanıyor müdürüm, seninle anlam kazanıyor gibiyim ama sen bilmiyorsun. Haz filan deme hem şimdi."
"Of Jongin, kapa çeneni tamam mı? Ayıkken söylemeyeceğin şeyler söylüyorsun çünkü ayıkken düşünmediğin şeyler düşünüyorsun."
"Nasılmış o?"
"Barda gece ilerleyince kimi görsen hoşuna gider ya sabah yanındakine ahlaya vahlaya bakarsın öyle."
"Başına geldi yani, barda birini buldum deme bana şimdi?"
"Kapat çeneni, yarın hatırlamayacağın şeyler söyleme."
"Ben ikimizin yerine hatırlarım dedin, niye dedin o zaman?"
"Hatırlamasına hatırlarım da ikimizin yerine de ben üzüleceğim, hiç acımıyor musun sen bana?"
Boynundaki elimin tutuşunu sıkılaştırıyorum, "Sakın, sen sakın üzülme. Ben yeterince üzgünüm zaten."
Kendi kendime mırıldanıp duruyorum. "Kyungsoo-yah!"
"Hım?"
"Ben barda olsak da senden başkasını beğenmem, korkun buysa eğer. Sen en güzelsin. Çok da güzel kokuyorsun, sonra..."
"Sonra?"
"En güzel sen konuşuyorsun, en güzel gülüyorsun, gözlerin çok güzel, kulağının arkasındaki ve boynundaki benler çok güzel."
Gözlerim kapanıyor. "O benler ne zamandan beri orada bilmiyorum bile."
"Doğduğumdan beri olabilir mi acaba, sadece soruyorum?"
"Ben ne zaman öğrendim peki?" diye soruyorum sinirli bir çocuk gibi. "Ağzına tükürdüğümün Baekhyunuyla nişanlamadan önce neden öğrenmedim bunu ben? Bu saçmalığa kalkışmadan önce neden olmadı? Niye bana daha önceden öğretmedin Kyungsoo-yah?"
"Yine ağlamak üzereyim, alacağın olsun."
"Hayır, asıl senin alacağın olsun. Neden daha önce hiç öğretmedin bana?"
"Neyi?"
"Müdürümüzün böyle müthiş biri olduğunu."
"Jongin," diyor, "müthiş acı verici demek."
"Evet müdürüm, acı çekiyorum zaten, canımı yakıyorsun bu aralar."
"Allah belanın versin cidden Jongin ama kıyamıyorum bile sana."
"Ben çok acı çekiyorum. Hiç bilmiyorsun." diyorum içli içli. Saçlarımı okşuyor. Kyungsoo'nun boynunda uyuyakalıyorum, sonra birden başımı kaldırıyorum. Başımı güzel boynundan kaldırıp, "Galiba," diyorum "kusacağım."
**********
GOOOODMORNİNGGGGGG
KEYİFLERİNİZ NASILGölge,
21.06.2020
10.55

ŞİMDİ OKUDUĞUN
yüreğime konan dert "kaisoo (tamamlandı)
FanficBilinmeyen numara: Jongin Bilinmeyen numara: Evleniyormuşsun Jongin, ağzına sıçayım senin. Jongin yalnızca bir kişi bu hayatta onunla olsun isterdi, Jongin aradı, aradığı Jongin'i buldu.