Nefes Nefese

512 11 1
                                    

Arkadaşlar bu bölümde smut var. Erotik öğeleri okumak istemeyen arkadaşlar için 'Nefes Nefese Özet' adında çok kısa bir bölüm paylaşarak olay örgüsünden sizi ayırmayacağım. Keyifli okumalar...

Sabah uyandığımda saat 09.00'a yaklaşıyordu. Annem mesaj atmış "Uyanınca beni ara." yazmıştı. Gözlerimi ovuşturdum ve Kevin'ı uyandırmadan aşağı indim. Tanrım bir de ne göreyim 😲🤩. Aslan'ın yine üstü açılmıştı ve sabah sertliği vardı. Boxer altından öyle belli oluyordu ki. Ömrümde bu kadar büyük aleti canlı canlı hiç görmemiştim. Gerçi bunu da tam görmemiştim ama buradayım diye bağırıyordu. Tam dalmış bakıyordum ki Aslan hafifçe döndü ve üstünü örttü. Tüm manzaram aniden kapandı. Neyse deyip verandaya geçtim. Hemen annemi aradım.

- Alo Sibel Sultan nasılsınız? Ben dün gece ararsın diye düşünmüştüm.

- Ayyy ben iyiyim sen nasılsın? Siz düğün çıkışı eğlenceye gideceksiniz diye aramadım. Naptınız? Her şey yolunda mı?

- Anne aslında bir şey var ama söylesem mi sana bilemedim.

- A Noldu? Hemen söyle. Kötü bir şey mi?

- Anne dur heyecan yapma. Söyleyeceğim ama bana balayından dönmeyeceğinize söz vereceksin.

- Onur saçmalama ya. Söyle hadi. Bak delirdim şuan korkudan.

- Anne Aslan bir trafik kazası geçirdi ama şuan çok iyi. Biraz ağrısı var o kadar. Durumu çok iyi heyecan yapmayın.

- Oğlum ne diyorsun sen?! Nasıl olmuş? Neden haber vermediniz ya? Biz hemen geliyoruz.

- Anne ya. Saçmalama işte. Bu yüzden söylemedik size. Önemli bir şey olsa söylerdik zaten. Bölmeyin tatilinizi.

- Saçmalama. Ahmet'in bilmesi lazım bunu. Öğrendiği an dönmek ister haklı olarak.

- Anne söyleme Ahmet Abi'ye. Aslan söylememizi istemedi.

- Ona siz karar veremezsiniz.

- Anne yazıklar olsun ya. Sırdaşım saydım haberin olsun diye söyledim. Sen de hemen beni ispikleyeceksin ha. Git söyle Ahmet Abi'ye Aslan da benle konuşmasın bir daha.

- Ya çok arada kaldım. Napacağım?

- Bak şöyle yapalım. Sen hiçbir şey duymamışsın gibi davran. Ben sana sık sık haber vericem durumu ile ilgili. Hatta gizlice bir fotosunu çekip atayım sana

- Ya tamam böyle olsun bari ama çok saçma. Sana bir şey olmuş olsa bana mutlaka haber verilsin isterdim. 

- Annecim hadi sal bizi artık. Varsay ki Kanada'dayız. Yetişemiyorsunuz. Tatilinizin tadını çıkarın. Hadi öptüm

- Ben de öptüm. Kendinize dikkat edin. Haber ver bana

- Tamamdır.

Annemi ikna edene kadar bir sürü dil dökmüştüm. Ama kadın haklıydı. Mantıkta haber vermemiz gerekirdi. E tabi onlar da duyunca durur mu hemen gelmek ister. Tam telefonu kapatmıştım ki Kevin geldi. Bana günaydın dedikten sonra o da sandalyenin birine oturdu ve "Çok güzel uyumuşum. Şimdi bir de harika bir kahvaltı lazım" dedi. "E hazırlarız şimdi. Sarp'ı da çağırırız hep beraber kahvaltı yaparız" dedim. O sırada Ayten Teyze bahçeden bize doğru geldi ve "Aaa uyanmışsınız gençler. Günaydın. Ben kahvaltı hazırlayayım bahçeye sonra işe gidicem. Siz yer kaldırırsınız" dedi. Ayağa kalktım ve gidip Ayten teyzeye sarılıp "Ayten sultan gerek yok. biz hazırlarız. Sen işe git. Geç kalma." dedim. Ayten teyze itiraz etse de allem kullem ikna ettim ve onla birlikte Sarp'ı uyandırmak için evlerine gittim. Kapıyı açtığımda Sarp hala uyuyordu. Gidip dürttüm ve "Kalk lan hadi" dedim. Gerine gerine uyandı. Kafasına bir tane vurdum ve "Ne vurdum duymaz adamsın. Hiç Aslan'ı sormadın bile dün" diye sitem ettim. Gözlerini aralayıp "Sabah azarı başladı mı" dedi. Sinirle "Kalk kahvaltı hazırlamama yardım et. Bizim evde bekliyorum seni" dedim ve odadan çıktım.

Elimde DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin