Günün Sonunda Yine Tek Kalacaksın

367 13 3
                                    

Annemlerin ani kararlarından sonra kimse bir tepki verememişti. Görünen o ki Aslan da benim gibi şok olmuştu. O gece annemle Ahmet abiyi tebrik ettikten sonra Ahmet abi ve Aslan evlerine gittiler. Annemle yalnız kalan ben ayrıntılı bir şekilde evlilik kararlarını konuştuk. Annem çok mutlu ve kendinden emindi. Ben de annem mutlu olduğu için mutluydum. Biraz konuştuktan sonra annem keyfimi kaçıracak bir konu bulmuştu yine. "Onur'um Ahmet'le her şey harika gidiyor. Ama görüyorum ki sen ve Aslan iyi bir iletişim oluşturamadınız. Bu konuda senden ilk adımı atıp Aslan'a birlikte vakit geçireceğiniz bir aktivite teklif etmeni istiyorum. Aynı odayı paylaşacaksınız. Kardeş olacaksınız. Kaynaşmanın lazım" demişti. Haklıydı ama gerçekten Aslan'la birlikte bir şeyler yapmak zulümdü. Yine de annem o kadar tatlı rica etmişti ki kuramadım ve kabul ettim.

Ertesi sabah uyandığımda gergindim. Çünkü bugün Aslan'dı arayıp birlikte bir şeyler yapalım diyecektim. Aklımdan da spor geçmişti. Hemen duş alıp hazırlandım ve kahvaltıya indim. Annemi öpüp günaydın dedikten sonra gözünün önünde Aslan'dı aradım ki benim adım attığımı görsün istedim. Zaten Aslan kabul etmeyecekti. Etse de spor yapmayı ikimiz de seviyorduk, problem olmazdı yani. Telefon bir süre çaldıktan sonra Aslan telefonu açtı. Annem meraklı gözlerle beni izliyordu.- Alo Aslan günaydın. Müsait misin?- Günaydın. Müsait sayılırım. Hızlıca söyle.Ya bir insan bu kadar sinir bozucu olabilirdi. Hızlıca söyle ne demek aq.- Eğer sen de istersen bugün müsait olduğunda spora beraber gidelim. Beraber vakit geçiririz. - olabilir aslında. Peki tamam gidelim. Hatta sonra çıkışta yemek yeriz-olur. Görüşürüz o zaman. Hoşça kal- hoşça kalÇok şaşırmıştım. Aslan kabul etmez diye beklerken o bir de yemek çıkarmıştı başıma. Resmen zulüm, işkence karışık bir gün olacaktı. Tabi annem aşırı mutlu. Bir de beni suçluyor "bak görüyor musun? Çocuk senle kaynaşmak istiyor. Sen yabanilik yapıyorsun. Senle aynı odada kalmayı da hemen kabul etti". Yok artık annem resmen her şeyi yanlış anlıyordu. Daha fazla dayanamayıp " anne farların beni. Ben Sarplara geçiyorum" deyip Sarp'ın yanına gittim. Cuma günleri dersi öğleden sonra başladığından evde olduğunu biliyordum. Bahçeden geçip tam kapıyı çalacaktım ki Sarp çıktı. "Aa kanka bana mı geliyordun? Ben de tam çıkıyordum". Sabah sabah nereye gittiğini sorunca Nazlı ile kahvaltı edeceklerini söyledi. Bu duruma biraz bozulmuştum. Sarp dün neler yaşadıklarını bana anlatmamıştı. Araları bozuk olunca sabahın köründe evime gelen adam, şimdi aralarının düzelmesine vesile olduğum halde benimle hiçbir şey paylaşmanızı. Tepkimi anlaması için bir şey söylemeden arkamı dönüp eve gittim. Arkamdan "kanka noldu" diye sesleniyordu. Cevap vermedim ve evin kapısından girerken 'okey👍' işareti yaparak geçtim. Herhalde anlamıştır tepkimi diye düşünüyorum. Yapacak bir şey bulamayınca eve geçip ders çalıştım. Yaklaşık 3 saat blok ders çalışmıştım ve bu benim için rekor bir süreydi. Saat 15.00'i gösteriyordu. Tam o sırada Aslan aradı. - Alo Onur eğer sen de müsaitsen ben şuan müsaitim. Spora geçebiliriz. - olur. O zaman 1 saat sonra salonda görüşürüz. Olur mu?- olur. Görüşürüz.Ya böyle yüz yüze olmayınca tatlı da konuşuyordu. Acaba benim tipimi mi beğenmemişti de yüz yüzeyken kabalaşıyordu. Hemen odama çıkıp giyindim. Yavru Ağzı rengi bir gömlek ve açık renk bir Jean giydim. Yanıma da dün sporda problem olan beyaz şortumu aldım. Artık inatlaşırım ve o salonda hep beyaz dar şort giyerim artık ben. 1 saat sonra salona vardığımda Aslan gelmemişti. Giyinme odasına gidip üstümü çıkarıp boxer ile kalmıştım. O sırada Aslan içeri girdi. Biran onun karşısında çıplak olmak ilginç gelmişti. Acaba inceleyecek mi diye merak ettim. Fakat o nerdeyse hiç bakmadan 'selam' deyip geçti ve üstünü değiştirmeye başladı. O beni şişmesi ama ben onu göz ucuyla resmen yedim. Zeus bunu görse kıskanır. Tam beğendiğim vücut tipi var Aslan'da. Kaslı ama abartı değil. Üçgen vücut, geniş omuz ve uzun boy, resmen gel yala beni diye bağıran kavruk bir ten... Ben bunlara dalmışken Aslan'ın dolabını kapatma sesiyle kendime geldim ve ben de dolabını kapayıp kilitledim. Daha sonra salona geçip basit ışınlarla başladık. Aslan "bacak yapalım mı bugün?" diye sorunca dün bacak yaptığımı bugün tekrar yapamayacağımı söyleyince, " o zaman core çalışalım" dedi. Ben de kabul ettim. Tabi benim core bilgim çok zayıf. Mekik ve planktan ibaret 😅. Matlara geçip sırtüstü yattıktan sonra önce arka bacak germeleri yaptık. Ardından bana pelvik yıktı öğretti. Adam işi biliyor. Meğer köprü egzersizi den önce pelvik tilt yapıp ardına transvers karın kasını kasmak gerekiyormuş. Ben resmen bugüne kadar boş çalışmışım core için. Pelvik tilti öğrenebilmek de transvers karın kasını bir türlü kasmayı beceremedim. Aslan "istersen daha farklı bir yöntemle öğreteyim sana. Çünkü resmen six paclerini kasıyorsun. Onları kasma. Lazım. Adonisleri kasacaksın" dedi. Antrenman bilgisi çok iyiydi. Teklifini kabul ettim. Yanıma gelip çöktü ve tişörtümü kenarını hafifçe sıyırdıktan sonra " bak şimdi elimi adonisleri hemen başına koyacağım. Tam elimi koyduğum yerde nazik bir kasılma hissetmeliyim. Abartı kasma, sanki dar bir pantolona girer gibi , ama göbeğini içeri çekme ve nefesini tutma" dedi. Ardından işaret ve orta parmağının uçları ile önce adonis bölgemi bölgemi okşarcasına turladı. İçim bir hoş oldu ve titreme geldi. Aslan da hafifçe tebessüm etti ve "huylandın mı" dedi. " Bundan huylanmayanı var" diyerek güldüm. Ardından parmak uçlarını hafifçe bastırıp " şimdi nazikçe kas, pantolona gir" dedi. Ben kastıktan sonra da "harika tut şimdi, bırakma kasılmayı, seslice 10'a kadar say" dedi. Saymaya başladığım anda diğer eli ile tüm karın bölgesi gezmeye başladı. Resmen okşuyordu ve değdiği her yer resmen alev alıyordu. Bu durum aşırı dikkatimi bozmuştu ve kasılmayı kaçırmıştım. Aslan daha fazla dayanamayıp " olayı anladın işte daha fazla yorma beni. Hadi başlayalım" deyip matına döndü ve core egzersizlerine başladı. Ben de o ne yapıyorsa yapmaya çalışıyordum ama zorlanıyordum. Yaklaşık 1 saat süren antrenmandan sonra duş almaya gittik. Duşta fark etmiştim ki yaptırdığı egzersizler hemen etkisini göstermişti. Karnım taş gibi olmuştu ve adonislerim hafif şişmişti. Duş bittikten sonra hemen çıkmadım. İki yan kabinde duş alan Aslan'ın çıkmasını bekledim ki havlu ile şu damlalarının kaydığı çıplak bedenini görebileyim. Dediğim gibi de oldu. Aslan duştan çıktığı anda ben de hemen çıktım. Havluyu öyle bir ayarladım ki baloncuk gibi götümün tepeleri ve kasıklarım gözüküyor. Acaba etkilenip bakacak mi diye denemek istedim. Beni görünce biran durdu ve " havlun kaymış, topla biraz" deyip gitti. Yok adam etkilenmemişti benden. Başka birine bunu yapsam gey olmasa bile meraktan bir bakar. Bu bakıyordu ama gözüne takıldığı için bakıyordu. Merakla değil. Ama bense onu merakla ve zevkle izliyordum. Kurulanırken giyinirken bı frikik verse diye aç gözle bakıyordum ki benim çavuş ben de buradayım diyerek ayağa kalktı. Hemen gizledim ve aklıma komik şeyler getirerek susturup oturttum çavuşu. Daha fazla abartmamak için hiç baskmadan giyinip kurulandım ve salondan çıkıp Aslan'ı bekledim. Aslan'ın da gelmesi ile nerede yemek yiyeceğimiz düşünmeye başladık. Aslan " atla arabaya yolda karar veririz" dedi. Şaka gibi herkesin arabası vardı daha bir tek benim mı yoktu acaba?Yolda konuştuğumuz üzere iyi bir hamburgerciye gidip kaçamak yapmaya karar verdik. Spor sonrası harika bir karar 😂 bugün oldukça iyi huyluydu. Bu durum beni Aslan'a karşı kışkırtıyordu. Dalıp öpesim geliyordu. Yolda müzik dinleye dinleye burger dükkanına gelmiştik. İçerisi tıklım tıklımdı. Belli ki burger güzeldi. Ben sucuklu, pastırmalı burger söyleyerek abartmıştım. Aslan'da klasik burger söyledi ve bana "midesiz misin aq" dedi. Duymazdan gelerek önden gelen ikram patatesten yemeye başladım. Siparişler geldikten sonra bir yandan sporla ilgili muhabbet edip bir yandan da yemek yedik. Muhabbet ilerledikçe biraz olsun samimi hissedip " ya bir şey soracağım. İlk tanışmamızda neden kıl gibi davrandın? Bak mesela bugün çok eğlendim seninle" dedim. O sırada " aslında gerçek yüzüm ilk tanıştığımız gün, haberin olsun. Bugün beraber bir şeyler yapalım diye adım attım diye seni kırmamak için uğraşıyorum. Ayrıca o gün ekstra olarak sevgilimle de belaya girmiştim" demesiyle beyninden vuruldum. Ne sanıyorsun salak Onur? Sen aşıksın diye adam gey mi olacaktı. Beni peri masalım yine başlamadan bitmişti. Millet nasıl elini atınca gey denk getiriyor anlamıyorum. Ben kafamda bunları tartışırken Aslan "hooo! Sen böyle sürekli dalar mısın?" dedi. Cevap veremediğim için gülerek geçtim. Sevgili olayını irdelemek istiyordum. "çözebildiniz mi bari probleminizi sevgilinle?" dedim ve hamburgerimden bir ısırık daha aldım. Ama Aslan yemeği boğazıma dizmeyi başarmıştı "sanane amk. Sence seninle sevgilimi konuşmak istiyor muyum?". Tam bir dengesizdi. Bunu söylediği an artık Aslan'la sağlıklı bir iletişim kuramayacağımı anlamıştım. Yemeğimi elimden bırakıp eşyalarımı toparlayıp mekandan çıkacaktım ki Aslan. "nereye lan" diye seslendi. Tekrar masaya dönüp 200 TL çıkarıp masaya attım ve hiçbir şey demeden mekandan ayrıldım.Eve geldiğimde sinirden deliriyordum. Güzel başlayan ama kötü biten bir buluşma olmuştu. Ayrıca Sarp da bana hala yazmamıştı. Resmen unutmuştu beni. Önceki ilişkilerinde böyle bir şey hiç olmamıştı. Bana mutlaka vakit ayırırdı. En kotu ihtimalle mesajlaşırdık. Oya bu sabah trip attığım halde bana yazmak aklına gelmemişti. Dertleşecek kimsem yoktu. Kafamı dağıtmak için hornet'e girip birilerini buldum. Aralarından en yakışıklı olana buluşma teklif ettim. Adı Murat'tı. Hemen kabul edip telefon numarasını attı. Ben de gerçek mi fake mi anlamak için görüntülü aradım. Aramayı kabul ettiğinde şok olmuştum. Resmen mastürbasyon yapıyordu. "Noldu rahatsız mı oldun?" deyince " hayır yalamak istedim " dedim. Çocuk resmen delirdi. Direk evine çağırdı. Ama bunu riskli gördüğüm için "Bir cafede buluşalım. Tuvalete gidip hallederiz her şeyi" dedim. Kabul etti ve cafeyi belirledik.Yaklaşık yarım saat sonra cafeye vardım. Biraz bakındıktan sonra Murat'ı gördüm. Bir göz işareti ile tuvalete gelmesini söyledim. Önden ben arkadan o tuvalete geldi. Tuvalette kimse olmadığından emin olduktan sonra öpüşmeye başladık. Murat o sırada "hoş geldin güzellik" diyordu. Biran da kendime geldim. Ne yapıyordum ben. Kafa dağıtmak için kaşar gibi mi davranacaktım. Anında Murat'ı itip cafeden koşarak çıktım. Ağlayarak eve koşuyordum. Ama neden ağladığımı bilmiyordum. Evin önüne geldiğimde hala hıçkırarak ağlıyordum. Tam anahtarı çıkarıp kapıyı açıyordum ki Sarp da evine giriyordu. Beni öyle görünce koşarak yanıma geldi "Kanka noldu? neyin var?" diye sordu. 2 gündür bir mesaj bile atmayan adam imdi gelmiş bana derdimi soruyordu. Dayanamadım ve "Siktir git başımdan ya" diye tersledim ve eve girdim. Tabi Sarp endişelendi. Durmadan kapıyı çalıyordu ama ben açmıyordum. Bir yerden sonra telefondan da aramaya başladı. Resmen ısrar ediyordu. Ama geç kalmıştı. Şuan onu da görmek istemiyordum. Onlarca mesajından birine cevap vermiştim sonunda. "Sarp şuan başta sen olmak üzere kimseyi görmek istemiyorum. Evine git lütfen" yazdım. Cevap olarak "Canım kardeşimin canı yanıyor. Bil ki senin canın yanarsa benim de canım yanar. Hayatımdaki en değerli insan, iyi geceler". Sarp'ın cevabının samimiyetine inansam da şu anki sinirim daha ağır basıyordu. Yani gel gelelim gecenin sonunda yine ben yalnız kalmıştım. Bu düşünceyle gözümden yaşlar sıza sıza uyuyakaldım.



Arkadaşlar okunma sayısı fena değil ama hiç yorum yok. Bu gerçekten üzmeye başladı. Ayrıca bu bölümden itibaren olaylar hız kazanıyor takipte kalın :)

Elimde DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin