Mutlu olmak için her zaman bir ihtimal var. Yeter ki o ihtimali sev!
Dün aldatıldığımı öğrendikten sonra Sarp'tan beni hamağıma götürmesini istedim fakat eve gelince Sarp'a "marketten bize çekirdek al da gel" deyip yolladıktan sonra hızlıca çıkıp bir çanta hazırladım ve evden çıktım. Bugün ne Sarp'a ne annem ve Ahmet Abiye ne de Aslan'a bir şeyler anlatacak durumda değildim ve darma duman olmuştum. Hemen yakındaki bir otele gittim ve yerleştim. Bu geceyi herkesten azade, konuşmadan geçirmek istiyordum ama annemi de merakta koymamak için aradım.
- Alo annem müsait misin?
- Onur sesin çok kötü geliyor iyi misin?
- iyiyim annem. Sarp sana olayları anlatır. Merak etme diye haber vermek istedim, ben bugün otelde kalacağım. Kimseyle görüşmek istemiyorum. Dinlenicem.
- Onur kafayı mı yedin ne oteli? Noldu oğlum çok merak ettim. Anlat.
- Anne anlatırsam tekrar ağlarım. Sadece şunu bil, ben aptal değilim
- Tabi değilsin oğlum da ben anlamadım hala olayı. Hangi oteldesin bari onu söyle. Bir şey olursa ulaşalım sana.
- Bizim mahallenin aşağısındaki otel var ya oradayım. Boşuna gelmeye kalkma. Resepsiyona talimat verdim kimseyi odama yollamayacaklar. Ayrıca telefonumu da kapatıcam şimdi.
- Onur saçmalama. Telefonu kapatmayacaksın tabi ki.
- hadi iyi aksamlar annem.
Telefonu kapatıp uçak moduna aldım. Hiçbir mesaj veya arama görmek duymak istemiyordum. Televizyondan müzik açtım ve küveti sıcak su ile doldurup bulduğum tüm sabunlardan attım içine. Bir güzel köpürdü. Daha sonra soyunup kendimi sıcak suya bıraktım. Gözlerimi kapatıp müziğe daldım. Yaklaşık 1 saat böyle vakit geçirdikten sonra kapımı çaldı birisi. Yaklaşıp "kim o" diye seslendim. "Beyefendi temiz terlik ve havlu getirdim" dedi bir kadın. Belimde havluyla kapıyı açtığımda elinde havlu ve terlikle bekleyen bir kadın vardı. "Aa yanlış mı geldim. İsminiz Onur değil mi?" dedi. Evet anlamında başımı salladım. Kadın "ama terlik ve havluyu siz istememiştiniz ki" dedi. Ben de gülerek "kesinlikle" dedim. Tam o sırada Sarp çıkageldi ve "ben istemiştim. Teşekkürler" dedi ve kadının elindeki havlu ve terlikleri aldı. Tam kapıyı kapatacaktım ki Sarp eliyle kapıyı durdurdu. Dönüp bakınca "kanka gelebilir miyim? Söz sen izin vermeden ağzımı bile açmam." dedi. "Kanka gerginim bak. Şuan hiç kimseyi istemiyorum" deyince elini omzuma koyup "yani yıllardır biz kardeşten de öteyiz, birbirimize canız derken yalan mı söylüyordun? Çünkü eğer söylediklerin doğruysa seni burada yalnız bırakmayacağımı bilirdin" dedi. "Asla o konuyu konuşmak yok. Hatta aşk kelimesi bile yasak." dedim. Sarp kafası ile onaylayınca onu içeri aldım ve kapıyı kapattım. "Nasıl çıktın odaya? Resepsiyona talimat vermiştim odamı kimseye söylemeyin diye" dedim. Sarp gülerek olayı anlattı. Aptal herif resepsiyona gelip normal bir müşteri gibi oda tutmuş. Sonra koridorda gördüğü temizlik görevlisine terlik ve havlu istediğini, fakat oda numarasını hatırlamadığını söylemiş. Temizlik görevlisi de ismini sorunca benim adımı vermiş ki temizlikçi adıma resepsiyondan bakıp odama gelsin. Ardından temizlik görevlisini takip ederek odamı bulmuş. Gerçekten kafayı kırmış bu çocuk. Bu anlattıklarından sonra gülmeye başladım. Biraz gülüştükten sonra Sarp "E acıkmadık mı?" dedi. Ben de "Benim hiç isteğim yok. Canım istemiyor" deyince Sarp kızarcasına "başlatma isteğine. Tıpış tıpış restorana geliyorsun benle. Yemeğimizi yiyoruz. Sonra da hava almaya çıkıyoruz." dedi. Vazgeçmeyeceği tipinden belliydi. Ben de zorlamak istedim ve "O zaman beraber kordona gideriz. Çimlerde otururuz ama başımı bacağına koyarım. Sen de saçlarımla oynarsın. Bu şartlar altında olur." dedim. "Herkesin içinde mi bunları yapacağız?" dedi Sarp. Ben de gülerek "Keyfin bilir. Kabul etmiyorsan yemeğe tek inebilirsin" dedim. Sarp gelip kolumdan tuttu ve çeke çeke odadan çıkardı. O sırada "Ne leş herifsin aq. Kordonda herkes bizi izleyecek senin yüzünden" diyordu. Bir anda durdum ve Sarp'a baktım. O da bana bakınca boynuna sarıldım ve ayrılıp yürümeye devam ettim. Sarp gülerek "Çok cıvık hareketler yapıyon" deyip güldü. Daha sonra restorana inip bir şeyler yedik. Ardından Sarp'ın arabaya atlayıp Kordon'a gittik. Hava aşırı güzeldi. Sıcak temmuzda hafif esintili ılık bir akşamdı. Oturmadan önce markete gittik. Sarp su, bira ve çekirdek aldı. Ben hemen koşup çeşit çeşit çikolata aldım. En az 10 tane çikolatayı kasaya getirdiğimde Sarp bana bakıp "Abartma. Şeker komasına mı gireceksin" dedi. Aradan 3 tanesini seçip kasadan geçirtti. Marketten çıkınca Sarp bana dönüp "Bak sen depresyona girmeye çalışıyorsun ama izin vermiyicem. Çikolata senin depresyon yiyeceğin. Bu çikolatalardan da birini yiyeceksin. Yazık tüm yıl spora gittik boşa mı?" dedi. Ben de acı bir tebessümle "Harika bir vücudum oldu demi? Ama Arda kadar değil" dedim. Sarp bana kızıp "Bana söz verdirdin konuyu açama diye. Kendin açıyorsun ama. Bugün o piçleri hiç konuşmayacağız." dedi. Başımı önüme eğdim ve çimlere doğru ilerledim. Bulduğumuz boş bir alana oturduk ve aldıklarımızı yemeye başladık. Tam o sırada Sarp'ın telefonu çaldı. Arayan annemdi. Sarp bana bakarak "Evet Onur'un yanındayım Sibel Teyzem. Kordondayız şimdi. Meraklanma artık." dedikten sonra bana "Annen seni istiyor" dedi. Telefonu alıp kulağıma götürmeden "annem meraklanma iyiyim. Sadece biraz gerginim. Yarın gelicem eve zaten" dedim ve telefonu kapattım. Daha sona Sarp'a dönüp "anneme her şeyi anlattın mı?" dedim. Sarp "Tüm ayrıntıları ile değil ama genel olarak anlattım" dedi. Sonra konuyu değiştirip biraz yaz planları yapalım. Ot gibi geçirmeyelim diye karar aldık. En yakın zamanda karavan kiralayalım diye konuştuk. Karavanla kamp yapmayı hep çok istemiştik çünkü. Saçma saçma her şeyi konuştuktan sonra ben 3 tane çikolata yiyince Sarp "Yeter artık. Bira ve çekirdek yapma sen. Çok tatlı yedin. Tüm yıl yaptığın spor boşa gitmek üzere" dedi. O an aklıma spor salonu geldi. Artık başka bir salona gitmeliydim. Sarp'a "Kanka yeni spor salonu bulalım." dedim. Sarp biraz düşündükten sonra "Kanka neden? Neden sen kaçıyorsun ki? Sen aksine git sporunu yap eğlen. Başkaları ile flörtleş hatta. Bana kalırsa salonu hiç değiştirmeyelim." dedi. O an aşırı mantıklı gelmişti. Ben neden Kenan için ölüp bitiyormuşum gibi davranıyordum. Sanki onu görmek acı verecekmiş gibi. Beni üzen Kenan değildi. Aptal gibi hissetmek beni üzüyordu. Kandırılmak beni üzüyordu. Sarp'a "Kanka yarın spora gidelim. Ama sabahtan gidelim. Sabah erkenden gelmiyor Kenan. İlk bir iki gün görmesem daha iyi. Çenesini çekemem" dedi. Sarp da eliyle 👍 yaparak beni onayladı. Biraz havadan sudan konuştuktan sonra otele geri döndük. Otele gelince Sarp'a "kanka benim odamda kalsana. Yatak çift kişilik zaten" dedim. Güldü ve "yaklaşık 4-5 saat önce beni odana almak istemiyordun" dedi. Güldüm ve kolundan çeke çeke odaya götürdüm. Pijamalarımızı giydikten sonra televizyondan bir film açtık. Yatağa girip uzandık ve filmi izlemeye başladık. Sarp'ın kolunu aldım ve boynumun altından geçirip omzuna yaslanıp sarıldım. Sonra da "Madem gelip bulaştın bana, tüm gece de şefkat göstereceksin" dedim ve güldüm. Sarp gülerek "oğlum bela mısın ya? Nerden arkadaş oldum senle" dedi. Hemen başımı kaldırıp "Beğenmiyorsan sen de git Arda ile kanka ol" dedim. Sarp gülerek "yat ya. Ne boş herifsin" dedi. Ömrümdeki en rahat ve en huzurlu yerde, Sarp'ın omzunda uyuyakaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elimde Değil
Fiksi RemajaBu öyle bir şey ki, ne vazgeçebiliyorum ne de anlatabiliyorum. Sonuçta insan abisine aşık olur mu? Onur öyle bir duruma düşmüştür ki üvey abisi Aslan'a aşık olmuştur. Fakat onu bekleyen sürprizden haberdar değildir.