Niki konuştukça ben fena oluyordum. Niki'nin Aslan'a "ama çok tepki verme" dediğini duydum ama gerisini dinleyemedim. Yer birden ayağımın altından kaydı ve gözlerim gitti. Gözlerimi araladığımda şezlongun üzerinde uzanıyordum ve bizimkiler başımda bekliyordu. Tanımadığım biri bana iyi misin vs diye sorular soruyor ve boynumdan nabzıma bakıyordu. İyice kendime gelince ağzımı araladım ve "noldu bana? Siz kimsiniz?" diye sordum. Adam "ben cankurtaranım. Bayılmışsınız. Sıcaktan olma ihtimali çok yüksek. Ama yine de tansiyonunuza bakalım" dedi ve koluma manşonu geçirip tansiyonumu ölçtü. Tansiyonumun gayet iyi olduğunu ve istirahat etmemi söyleyip ayrıldı. O gidince hemen Sarp yanıma çömelip "kanka iyi misin? Korktuk ya" deyince güldüm ve "sevinme hemen. Öyle kolayca kurtulamazsın Onur belasından" dedim. Sarp da güldü ve "mal herif ya. Haline bak da öyle espri yap" dedi. Tam o anda Aslan ile göz göze gelince kalp atışlarım yine hızlandı. Niki'yi de görünce iyice kalbim sıkıştı. Aslan kötüleştiğimi fark edince telaşla "Onur iyi misin?" dedi. "İyiyim. Sadece başımdan gidin. Böyle tepeme yığılmayın. Herkes yerine geçsin" demekle yetindim. Herkes yavaştan yerlerine geçince Aslan ve Niki birbirinden uzaklaştı ve ben biraz da olsa rahatladım. Sarp "kanka soğuk bir limonata içer misin?" diye sorunca başımı sallayarak kabul ettim. Az sonra garson limonatamı getirdi. Birkaç yudum alıp serinleyince iyice rahatladım. Sarp bir armut koltuk çekip yani başıma oturdu ve sessizce "kanka neden kötüleştin sen? Ekstra bir durum var mı?" diye sorunca "az sonra anlatırım" dedim. Biraz dinlendikten sonra Sarp'a "gel bir şeyler yemeye gidelim bara" dedim ve kalkıp beraber barın önündeki sandalyelere geçtik. Sarp merakla bana bakıyordu. Lafa girdim ve "Sarp şimdi anlatacaklarıma fazla tepki verme. Hatta sadece sus. Anlatmam gerektiği için anlatıcam. Biri ile paylaşmazsam patlayacağım çünkü" diye baştan verdim ayarı. Sarp sabırsız bir şekilde "ya kısa kes de anlat" deyince neler olduğunu bir bir anlattım. Sarp ağzı açık beni izliyordu ve her sözümle şaşkınlığı katlanarak artıyordu. Az sonra Sarp'tan hiç beklemediğim bir tepki geldi. Yanağımda Sarp'ın tokadının acısını hissettim. Artık şok içinde izleyen bendim. Ağzımdan hayal kırıklığı ile dolu şekilde sadece "kanka?" lafı çıkabildi. Daha sonra Sarp açtı ağzını yumdu gözünü.
- sen ne yapıyorsun Onur? Kaç kişiyi seviyorsun? Kaç kişiyle yatıyorsun?
- kanka ne diyorsun sen? Ne yatması?
- abi ne demek ne yatması? Adamla resmen seks yapmışsınız. Hani Aslan'a aşıktın? Nasıl yapabilirsin bunu anlamıyorum. Bu yaptığına kaşarlık denir. Hatta daha ağırı da var ama sana yakıştıramıyorum.
-Sarp abartıyorsun. Kalbimi kırıyorsun. Orospu muyum? Açıkça söyleyemediğin bu mu?
- Onur takıldığın konu bu mu? Sen Aslan'a aşığım demedin mi bana? Neden Niki ileri gidiyorsun?
- Kanka onu ben de bilmiyorum. Niki beni deli gibi çekiyor. Aslan'a aşığım ama Niki'ye de karşı koyamıyorum.
- yok ben kafayı yiyeceğim biraz daha konuşursam seninle. Ben gidiyorum
Sarp bir sinirle kalkıp gitti. Öylece kaldım. Haklı olduğu için kızamadım. Yaptığım doğru değildi. Az sonra uzaklardan Aslan geldi ve "oturabilir miyim?" diye sordu. Gözlerimi devirerek "yabancı biriyle mi konuşuyorsun? Geç otur işte" dedim. Tatlı bir gülümseme ile oturdu. Ardından etrafı kolaçan edip elimi tuttu ve "iyi misin? Aklım çıktı" dedi. Elimi çektim ve "iyiyim" deyip barmene döndüm. Atıştırmalık tabağı ve limonata istedim. Aslan üzgün biçimde bana bakıyordu. Daha fazla dayanamadı ve "Onur problem nedir? Bu soğuk hareketlerin, bayılma falan? Hepsinin sebebi aynı şey ve ben bulamıyorum. Yoruldum artık. Derdin ne anlat" deyince bir güç topladım ve "Aslan sana karşı kararsızım. Üstüme gelme artık" dedim. Hayal kırıklığına uğramıştı. Yüz ifadesi bunu bağırıyordu. Ardından zor soruyu sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elimde Değil
Ficção AdolescenteBu öyle bir şey ki, ne vazgeçebiliyorum ne de anlatabiliyorum. Sonuçta insan abisine aşık olur mu? Onur öyle bir duruma düşmüştür ki üvey abisi Aslan'a aşık olmuştur. Fakat onu bekleyen sürprizden haberdar değildir.