1,5 AY SONRA
Sabah uyandığımda gözüm yine bomboş olan Aslan'ın yatağındaydı. Kenan'ın beni öptüğünü gördükten sonra olayı benden hiç dinlemeden direk çekip gitmişti ve o günden beri de Ahmet abi'nin tüm ısrarına rağmen eve geri gelmemişti. Neredeyse 1,5 aydır Kevin'da kalıyordu. Defalarca aradığım ve mesaj attığım halde asla taviz vermemişti ve beni dinlememişti. Hatta engellemişti. Ama acı çekmeye alışmıştım. Yerimden kalkıp yavaşça lavaboya doğru ilerledim. Şu süreçteki galiba güzel haberlerden biri buydu. Şükürler olsun ki yoğun fizik tedavi sürecinden sonra eskisi gibi bağımsız ve rahat hareket etmeye başlamıştım. Sadece yürüme ve merdiven çıkmada hızlanmam gerekiyordu. Hızlıca duş aldıktan sonra aşağı annemlerle kahvaltıya gittim. Kahvaltı ederken Ahmet abi'ye "Ahmet abi Aslan'la konuşabildin mi? Nasılmış?" diye sorunca Ahmet abi "konuştuk Onur'cum. Hala inat ediyor. Neden gelmiyor anlamış değilim. Ama sanki sen nedenini biliyor gibisin ya neyse" dedi. Sessizce utanarak kahvaltıya döndüm. Az sonra annem "Onur bak bugün kayıt var unutma. Saat 17.00'a kadar gitmen lazım" deyince elimle 👍 yaptım ve onayladım. Bu da ayrı güzel bir haberdi. Tam da istediğim gibi DEÜ fotoğrafçılık bölümünü kazanmıştım. Kahvaltıdan sonra Sarp'ın arabaya atlayıp kayıt yaptırmak için yola çıktık. Yolda Sarp Aslan'la barışıp barışmadığımı sorunca keyifsizce "yok ya. Hala aynı. Artık silmiş belli ki" dedim. Sarp gülerek "Aslan mı? Hahhaha hiç sanmam" deyince "kanka öyle mi dersin? Çok özledim ya" dedim. Sarp yine gülerek "e adamı şaşırt. Karşısına çık ve bunu ona da söyle" dedi. Ben de hemen "kanka benim bir fikrim var zaten. Anlatayım mı?" dedim. Sarp gülerek "hadi anlat bakalım" deyince anlatmaya başladım.
- kanka şimdi 3 gün sonra Aslan'ın doğum günü. Eğer bir kutlama yaparlarsa oraya aniden gidip karşısına çıkmayı düşünüyorum.
- kanka iyi düşünmüşsün de parti olacak mı? Olacaksa nerede ne şekilde falan nasıl bileceksin? Kevin da seninle konuşmuyor
- sorma ya. Zaten o Kevin'a da bunun acısını ödeteceğim. Ama bununla ilgili de fikrim var. Sen Kevin ile konuşacaksın. Partiye gelmek istediğini söyleyeceksin.
- plana bak aq. Bana inanır mı?
- ya bir dur. Çeneni sikeyim ya. Asla bana söylemeyeceğini, söylesen de zaten benim de gelmeyeceğimi vs söyleyeceksin. Aslan benim de arkadaşım falan diyeceksin işte.
- Onur hayal kurma. Hayatta inanmazlar bana. Ayrıca inansalar da ben sırf sen bok yemeni temizleyeceksin diye yalan söylemem.
Hemen duygusal bağlayıp Sarp'ın omzuna kafamı koyup "kimse görmüyorsa sen görüyorsun halimi. Acı içindeyim. Gerçekten yardım etmeyecek misin?" deyince Sarp omzunu silkerek başımı kaldırttı ve "ya tamam ya. Lanet olsun sana tamam" deyince gülmeye başladım ve uzanıp yanağından öptüm. Sarp "bak biraz daha cıvıklaşırsan vazgeçeceğim" deyince sessizce yerime oturdum ve gülümsemeye devam ettim.
Az sonra üniversiteye vardık. Kampüs kapısından girmemle şok olmam bir olmuştu. Her yerde kayıt için gelen gençler vardı. Yeşillikler, fakülteler, kafeler vs... Her şey gençler için düşünülmüştü. Sarp bana biraz da kampüsü gezdirmişti. Sonunda güzel sanatlar fakültesine gelmiştik. Gerçekten büyük ve hoş bir binaydı. Hemen arkasında da güzel bir kafeterya vardı. Öğrenci işlerine gidene kadar yer yer de bize boy gösteren heykeller, resimler ve fotoğraf sergileri vardı. Öğrenci işlerindeki kadın tam da herkesin anlattığı öğrenci işleri ablasıydı. Katnem, suratsız biriydi. Sıra bana gelince ite davranır gibi davrandı. Ben tam diklenecektim ki Sarp bunu fark etti ve kulağıma "sakin ol. Bu kadınla iyi geçinmek rektörle iyi arkadaş olmaktan daha önemli" deyince güldüm ve sakinleştim. Kayıt tamamlandıktan sonra çıktık ve binanın önünde selfie çaktık. Sarp hemen beni etiketleyerek "artık o da DEÜ'lü 😎" yazdı. Ben de hemen hikayesini paylaştım. Değişik bir his yüklenmişti gerçekten. Sarp "ee taze DEÜ'lü napalım şimdi. Bir şeyler yapalım hazır çıkmışken" deyince zevkle "kanka vapura binelim. Karşıyaka'ya gidelim. Orda takılırız. Uyar mı?" dedim. Sarp da okeyledi ve "ama kanka geçen Serkan bana mesaj attı. Senden özür dilemek istiyormuş. Bence. Onu da çağıralım" dedi. İstemeye istemeye "olabilir ama gerek var mı?" dedim. Sarp net bir şekilde "evet var. Hatta ben Thalia'yı da çağıracağım" dedi. Ben de "e iyi bakalım ama Serkan sinir bozarsa ben kalkarım ona göre " deyince Sarp eliyle 👍 yaparak beni onayladı. Öyle olunca Sarp'ın arabaya atlayıp vapur iskelesine doğru gittik. Güneş denizi pırıl pırıl parlatıyordu. Sarp'da harika fotoğraflar çekmişti. Arkamdaki harika manzara beni bile etkiliyordu. Fotoğrafı hikaye atmaya karar vermiştim. Vapurda güzel havanın tadını çıkardıktan sonra Karşıyaka'ya vardık. Biraz gezindikten sonra bir kafeye oturup kahve içtik, tatlı yedik. Az sonra Sarp Serkan ve Thalia'ya da haber verip konum attı. Endişeyle "Serkan konusunda hala emin değilim" deyince Sarp gülerek "ses kes" dedi. Biz muhabbet ederken Serkan geldi. Thalia ise biraz geç kalacağını mesaj atmıştı Sarp'a. Serkan gelir gelmez Sarp'la kafa tokuşturup sarıldı. Ardından bana baktı. Ben de elimi uzatınca Serkan "kanka senle de bir kafa tokuşturmamız yok mu?" deyince "vardı ama artık yok" dedim. Serkan gülerek yaklaştı ve "ya sanki bilmediğimiz adamsın. Affedeceksin. Uzatma işte" deyince ben de güldüm. Bunu görünce direk bana sarıldı ve kulağıma doğru "kanka özür dilerim. Başta ne diyeceğimi bilemedim. Saçmaladım. Affet" deyince ben de sarıldım. Ardından oturduk ve muhabbete başlamadan önce hemen "Serkan bugün benim aşk hayatımla ilgili hiç konuşmayalım. Başka zaman istersen sana detayları anlatırım" diyerek güldüm. Serkan da gülerek "tamam" dedi. Ardından hemen Thalia konusu açıldı. Baya muhabbet ettik hep beraber. Açıkçası tekrar Serkan'la sıkı fıkı olmak hoşuma gitmişti. Biraz sonra da Thalia geldi. Hepimize sarıldıktan sonra Serkan'la da tanıştı. Hep beraber kahve içip bolca muhabbet ettik. Thalia net bir şekilde Sarp'tan hoşlanıyordu. Biraz sonra Thalia "ee Onur ne zaman bize yemek yapıyorsun?" diye sorunca bir an anlam vermedim ve "nasıl yani?" diye cevapladım. Ardından Thalia bana tatilde herkese verdiğim sözü hatırlattı. Gerçekten haklıydı da. Tatildeyken herkese güzel bir Ege mutfağı sofrası kuracağıma söz vermiştim. Hemen "bana her an uyar. Üniversiteler açılmadan yapalım ama" dedim. Thalia da onayladı ve hiç beklemeden diğer Yunan ekibine de mesaj attı. Bir anda şok oldum ve "acele etme ya. Gerdin beni" dedim gülerek. Thalia da gülerek "olsun heyecan iyidir" dedi. Biraz daha gülüştükten sonra muhabbet iyice koyulaştı. Harika bir muhabbetten sonra hep beraber vapura doğru yürüdük. Thalia bostanlı'da oturuyormuş. O yüzden o bizden ayrıldı ve tramvaya bindi. Biz de vapura binip eve doğru yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elimde Değil
Novela JuvenilBu öyle bir şey ki, ne vazgeçebiliyorum ne de anlatabiliyorum. Sonuçta insan abisine aşık olur mu? Onur öyle bir duruma düşmüştür ki üvey abisi Aslan'a aşık olmuştur. Fakat onu bekleyen sürprizden haberdar değildir.