Başımıza Neler Gelecek Daha?

116 3 0
                                    

Arkadaşlar medyaya eklediğim şarkı biraz eski bir şarkı. Old but gold dediğimiz türden bence. Sizlerle de takrar gündeme getirmiş olalım. Tatlış okumalar ❤️❤️

--------------------------------------------------------------------------------

Annemle konuştuktan sonra ben dondum resmen. Telefonu kapatıp Aslan'a uzattım. Aslan korkarak bana ne olduğunu sorunca boğularak "Sarp hastanedeymiş. Durumu kötüymüş" diyebildim. Aslan iyice korktu ve "e neden duruyoruz? Hadi gidelim" deyince kendime geldim ve hemen toparlanıp çıktık. Yol boyunca kafamda neler kurdum ne kadar ağladım... Aslan sürekli beni teselli ediyor, elimi tutup öperek sakinleştirmeye çalışıyordu ama nafileydi. Nasıl sakinleşirdim ki? Canım, can arkadaşım kim bilir ne haldeydi?

Az sonra hastaneye varınca hemen acile gidip Sarp'ı sordum hemşireye. Müdahale odasında olduğunu, bekleme yerinde beklemenizi söyleyince ben bir duvara yaslanıp çöktüm ve başımı gömüp ağlamaya başladım. Aslan da yanımda beni teselli ediyordu. Tam o sırada annem, Ahmet abi ve Ayten teyze geldiler. Annem de Ayten teyze de ağlıyordu. Bizi görünce hemen koşup geldiler ve Sarp'ı sordular. Ben konuşamayınca Aslan "bize de tam bir şey söylemediler. Acil müdahale odasındaymış. Bilgi vereceklermiş" deyince Ayten teyze daha çok ağlamaya başladı ve hemen deskteki hemşireye koşup ağlayarak "kızım nolur bana bir haber getir. Git bir bak durum neymiş. Allah aşkına. Bak bir anneyim ben. Lütfen" deyince hemşire dayanamadı ve içeri gitti. Az sonra geri gelip "Acil ameliyathanesine alınmış. Bıçak darbesi biraz derin ama iç organlara denk gelmemiş. Durumu iyi gibi" deyince hepimiz şok olduk. Annem Sarp hastanede deyince ne olduğunu bilmiyorum demişti. Bıçaklanmadan haberim yoktu. Şok olmuştum. Ne bıçaklanmasıydı bu şimdi? Hemen hemşireye "peki nasıl olmuş bu? Kim getirdi Sarp'ı?" deyince hemşire "yani da bir kız arkadaşı varmış. O ambulans çağırmış. Şimdi hastane polisinin yanında ifade veriyor" derken köşeden Thalia dönüp geldi. Meraklı gözlerle yaklaşıp "Thalia? Ne işin var burada? Yoksa sen miydin yanındaki?" diye sorunca annemler de yanımıza geldiler. Meğer ambulansı arayan Thalia'ymış. Ardından bize tüm olayı ayrıntılıca anlattı. Bunlar sahilde otururken sarhoşun biri Thalia'ya laf atmış. Sarp da hemen dayılanmış ve adamla tartışmaya başlamış. Sarp adamı bir güzel dövmüş. Tam adamı bırakıp giderken adam ayağa kalkmış ve arkadan koşarak gelip Sarp'ı bıçaklamış. Hepimiz şok içinde dinlerken Thalia ağlamaya başladı ve "hepsi benim yüzümden" deyince Ayten teyze Thalia'ya sarılıp "kendini suçlama kızım. Olacağı varmış" deyince Thalia sakinleşti biraz. Bizimkiler olayın acısıyla sürekli Thalia'ya sorular sorup olayı defalarca anlattırdılar. Bense daha fazla dayanamadım ve gidip bir köşeye çöküp oturdum ve gözlerimi kapatıp dua etmeye başladım. İçimden sürekli "lütfen canı yanmasın. Lütfen hemen iyileşsin" diye tekrar ediyordum. Az sonra acilin sensörlü kapısı açıldı ve bir doktor çıktı. "Sarp Özkaya'nın yakını?" diye seslenince hep beraber doktorun başına üşüştük. Hepimiz el pençe doktorun ağzından çıkacak kelimeleri bekliyorduk. Doktor "geçmiş olsun. Hastamız gayet iyi. Bıçak hayati yerlere denk gelmemiş. Çok kan kaybı oldu. Biraz derin bir yaraydı. Ama dikişler atıldı. Şuan iyi. Tam duyu sinirlerinin yoğun olduğu bir yer yaralanmış. Ağrısı çok olacaktır. Ağır ağrı kesiciler verdik. Odaya aldık. Bu gece misafirimiz olacak" deyince Ayten teyze bu sefer mutluluktan ağlamaya başladı. Hemen odasını sordum. Doktor oda numarasını söyleyince uçarak odasına doğru gittik. Odaya girince başında hemşire yatakta Sarp'ı gördüm. O kadar kan kaybetmiş ki rengi gitmişti. Resmen sarı beyaz arası bir renkti yüzü. Hemen yanına uçtum ve elimi yanağına koyup "kanka nasılsın? İyi misin? Canın yanıyor mu?" diye sorunca Sarp saçma sapan anlaşılmaz bir sayıklama yaptı. Hemşire "narkozun etkisi daha geçmedi. 10-15 dakikaya yavaşça ayılır" deyince Ayten teyze hemen Sarp'ın yanına oturup saçını, yanaklarını okşadı. Tam o sırada ben "Ayten teyze Mahmut amca nerde? Haber vermediniz mi yoksa?" dedim. Annem Ayten teyzeden önce davranıp "Mahmut İstanbul'a gitti bir iş için. Bilerek haber verip boşuna telaşlandırmadık. Az sonra arar anlatırız herşeyi" dedi. Biraz sonra Sarp daha anlaşılır sayıklamaya başladı. Ama duyduğum çok da hoşuma gitmemişti. Usul usul gözleri kapalı şekilde "Thalia, Thalia nerdesin?" diyordu. Umarım bizim burada olduğumuzu fark ettiği için Thalia'yı soruyordur. Yoksa Ayten teyze, babası ve ben dururken Thalia'yı sorması beni rahatsız eder açıkçası. Sarp öyle Thalia diye sayıklayınca açıkçası zoruma gitti ve kendimi geri çekip dışarı çıktım. Aslan da peşimden geldi. Ben koridordaki banka oturduktan sonra Aslan da yanıma oturdu ve "neden çıktın?" diye sordu. "Boş ver" diyerek geçiştirmeye çalışsam da Aslan ısrar edince "yani ne bileyim. Kendine gelince ilk istediği kişi annesi babası veya en yakın arkadaşı değil de flörtü olunca değişik geldi" dedim. Aslan gülerek kolunu omzuma atıp kendine çekti ve "yok artık. Narkozlu adamı söyledikleriyle yargılayıp kıskançlık yapamazsın demi?" dedi. Fakat ben hiç cevap vermedim. Bu sessizliğim beni de korkutmuştu.

Elimde DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin