Yeni karakterimiz Arda 🔥🔥Çok fazlasın be Arda 🤤
---------------------------------------------------------
Kahvaltıdan beri Aslan'la annemlere ne açıklama yapacağımızı düşünüyorduk. Annemlerin 3 günlük tatili bitmişti ve az sonra eve dönmüş olacaklardı. Ama Aslan hala iyileşememiş, kolundaki alçı çıkmamıştı. Artık yürüyebiliyordu ama sol kolunu hiç kullanamıyordu. Aslan'a "Hadi sana kızmazlar kaza geçirmişsin acırlar. Ayrıca kendini acındırır gibi onları çağırmak için aradığın düşünülebilirdi. Peki ben? Ben nasıl yırtıcam? Neden sana uydum ki? Yine olan bana olacak." dedim. Aslan elini omzuma attı ve "Saçmalama seni satar mıyım? Kaç gündür nasıl bakıyorsun bana farkında değil miyim sanıyorsun bro". Sözlerini gülümseyerek dinlerken en sonunda duyduğum 'bro' kelimesi beni sarsmıştı. Hem bana yakınlık hissettiriyordu hem de uzaklık. 'bro' diyecek kadar yakın arkadaşı hatta kardeşiyken, 'bro' diyerek de imkansızı bildiriyordu. O an anladım ki içimde hala Aslan'a hayran olan bir parça vardı. En yakın zamanda o parçayı atmalıydım. Derken kapı açıldı ve annemler içeri girdi. Hemen koşup ikisine de sarıldım ve "Hoşgeldiniz çifte kumrular" deyip gülüştük. Biraz içeri ilerlediklerinde Aslan'ı ve alçılı kolunu gördüler. Ahmet Abi birden Aslan'ın yanına koştu ve "Aslan'ım noldu sana? Ne bu hal?" dedi. Tabi annem de bilmiyormuş rolü kesiyordu ama yandan yandan da korkarak bana bakıyordu. Aslan yaşadıklarını anlatınca Ahmet Abi'nin gözünden bir damla yaş geldi ve "Demek o yüzden düğüne gelemedin. Ben de sanmıştım ki" deyip lafını bitirmeden Aslan'a sarıldı. Durmadan "İyi misin oğlum? Ağrın var mı?" diyordu. Biraz korkusu geçince esas soruyu sormak aklına geldi ve "Neden haber vermedin bize?" dedi. Bana dönüp "Neden haber vermediniz hatta? " dedi. Korktuğum olmuştu. İhale yavaştan bana kalıyordu. Fakat o anda Aslan hiç beklemediğim bir şey söyledi "Onur'un haberi yoktu. Az önce buraya geldiğimde öğrendi. Burada kalmıyordum. Siz geliyorsunuz diye geldim". Beni satmayacağına söz vermişti ama yine de tam güvenmemiştim ama beni yanıltmıştı. En etkili şekilde korumuştu beni. Tabi olayları bilen annem bana donuk donuk bakıyordu ama ben de şaşkındım. Aslan çok zeki bir hamle ile kendini de kurtarmıştı. Aşırı titrek ve üzgün bir ses tonu ile "En mutlu gününde yanında olamadım baba. Özür dilerim. Benim suçum. İyi bir evlat bile olmayı beceremedim" dedi. Benim bile içim parçalanmıştı. Bunu duyan hiçbir baba evladına kızamazdı bence. Ahmet Abi'den bir damla gözyaşı daha süzüldü ve "Saçmalama ailecek daha çok güzel anılar biriktiricez. İlkini şanssızlık üzere kaçırdın ama sonrakilerde hep beraber olacağız" dedi ve Aslan'ın saçlarını okşadı. Piç nasıl sıyrıldı ya hemen. Örnek alınası resmen. Biraz Aslan'ın sağlık durumunu konuştuktan sonra annem "Çok güzel boyoz aldık gelirken. Çayla yiyelim" dedi. Hep beraber verandaya geçip çayla boyozları yedik. Annemler harika bir tatil geçirmişler. Zaten yüzlerindeki mutluluk ifadesinden bile belliydi. Az sonra Sarp geldi ve anneme sarılıp "Sibel teyzem hoşgeldiniz. Nasıldı tatiliniz?" dedi. Biraz annemle muhabbet ettikten sonra bana dönüp "Kanka spora gidiyor muyuz?" dedi. Ben de "olur gelirim" dedim. Aslan bizimkilere dönüp "Bak ne güzel spora gidiyorlar. Tam yaza giriyoruz benim kaslar eriyecek" dedi ve üzüldü. Aslan'a dönüp "Biraz kasın erise anlaşılmaz bile. O kadar kas var ki" deyip güldüm. Sonra yukarı çıkıp spor çantamı hazırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elimde Değil
Roman pour AdolescentsBu öyle bir şey ki, ne vazgeçebiliyorum ne de anlatabiliyorum. Sonuçta insan abisine aşık olur mu? Onur öyle bir duruma düşmüştür ki üvey abisi Aslan'a aşık olmuştur. Fakat onu bekleyen sürprizden haberdar değildir.