Felekten Bir Gece

196 6 4
                                    

Sabaha kadar hiç düzgünce uyuyamamıştım. Bir ara telefondan saate baktım. Saat 07.00 olmuştu ama ben parça parça toplam 1-2 saat uyumuştum. Daha fazla yatakta vakit kaybetmek istemedim ve Sarp'ın üzerinden geçerek kalktım. Zaten eşek gibi ağır bir uykusu vardı ve uyanmadı. Hemen gidip hızlıca elimi yüzümü yıkayıp dağılan saçlarımı düzelttim. Üstümdeki pijamaları çıkarıp rahat bir şort ve tişört giydikten sonra kitabımı alıp dışarı çıktım. Ağaç gölgesinin altında sandalyeye kurulup kitabımı okumaya başladım. Bir ara daldığımı fark ettim. Gözlerim okuyordu ama anlamıyordum. Kafam Sarp ve Aslan tartışmasındaydı. Instagramdan gelen bildirimle telefona yöneldim. Gizli hayran mesaj atmıştı. Ne zamandır yazmıyordu. "Ben yazmayınca hiç aklına gelmedim heralde" diye attığı mesaja "ruh hastası mısın? Neden sevgilimmişsin gibi davranıyorsun" yazdım ve gülme emojisi yolladım. İlginç bir şekilde trip atmaya başladı.

- kırıcı oluyorsun

- ya Allah aşkına kim olduğunu söyler misin? Benim çevremde bu kadar saplantılı ve bana aşık biri olamaz. Bence tanışmıyoruz

- hahhahaha sen öyle san. Kim olduğumu öğrenince bence mutlu olacaksın. Benimle hemen evlenmek isteyeceksin. Amsterdam gidip evleniriz hemen.

- gerçekten aşırı mutsuz olduğum bir anda yazdın ve beni güldürmeyi başardın. Helal olsun.

- önemli değil aşkım. Ama sen neden mutsuzsun? Tatil kötü mü geçiyor?

- sorma ya. Senle konuşmadığımız süre zarfında herşey karıştı. Sevgili yaptım kendime. Sevgilimle Sarp da tartıştılar falan. Arada kaldım yani

- çok kötüsün.

- neden?

- sana aşkım diyorum sen bana sevgili yaptım diyorsun. Hiç acıman yok mu

- ya saçmalama. Seni ciddiye alamıyorum kusura bakma. Gerçek bir aşık gibi mert ve cesur davranmıyorsun çünkü

- hep senin doğruların var tabi. Sen beni özgüvensiz biri sanıyorsun ama yanılıyorsun. Benim de elimi kolumu bağlayan durumlar var.

- orası beni ilgilendirmez. Ben sonuca bakarım. Amaan neyse. Zaten yeterince gerginim. Bir de senin triplerinle uğraşamam. Hadi bye 😘

- ya tamam sustum. Hemen bye deme. Başka şeylerden konuşalım

- daha sonra 😘

Son yazdığından sonra bir şeyler daha yazdı ama okumadım. Kafamı meşgul etmem gerekiyordu. Gidip kahvaltıları çıkardım ve bahçedeki masaya taşıdım. Yavaş yavaş, özenerek peynir, domates, salatalık vs doğradım. Yumurtaları bir kaba kırıp iyice çırptım. Reçel, bardak vs de getirdim. Ekmekler hafiften bayatlamaya başlamıştı ama bunları bitirmeden yenisini almak olmazdı. En iyisi bunları da tavada arkalı önlü hafif kızartmak lazım diye düşündüm. Az sonra Thalia çadırdan çıktı ve beni görünce yanıma geldi. Neden erken uyandığımı sorunca biraz Aslan ve Sarp'ın olayını anlattım. Sonra ben ona sordum. O da hep erken kalkmaya çalıştığını ve yoga yaptığını söyleyince hemen ben de dahil olmak istedim. Thalia da "gel tabi hem kafan dağılır" dedi. Ardından kahvaltılıkların üstünü örtüp Thalia ile birlikte ormana doğru bol çimenlik bir yere gidip çimenlere oturduk. Thalia'ın her söylediğini yapmaya çalışarak çakralarımı açmaya çalıştım. Bence başaramadım sanki ama yine de devam ettim. Ardından Thalia değişik pozisyonları yaptı. Ben de onları taklit ettim. Güya selamlama pozisyonlarıymış. Biraz sonra daha zor ve daha fazla esneklik gerektiren hareketlere geçtik. Aşırı zorlanıyordum. Pozisyon değiştirirken zorlandığımı gören Thalia "eğer hareketi yapmakta zorlanıyorsa kendini hırpalama. Odağını kaybetme. çakralarını açık tut" dedi. Daha bir çok başka pozisyona girdikten sonra Thalia bitirme selamlaması yaparak sonlandırdı. Ardından tam önüme geldi ve bağdaş kurup ellerimi tuttu. Bir elimi dizime koyup üstüne kendini elini koyarken diğer dizime önce kendi elini koyup üstüne benimkini yerleştirdi. Bu pozisyondayken gözlerimi kapatıp derin nefesler almamı istedi. Dediklerini harfiyen yerine getiriyordum. Az sonra benden sakin nefesler almamı ve kendimi deniz kenarında ayaklarıma hafif hafif dalgalar çarparken yürüdüğümü hayal etmemi istedi. Söylediği hayallere dalıp çok sakin nefesler aldıkça omuzlarımdan yükler azalıyor gibi oldu. Ardından Thalia ellerimi sıkıca sıktı ve "duygularını açıkça dile getir. Ne hissediyorsun şuan" dedi. Net bir şekilde "huzur içinde huzursuzluk" dedim. Thalia şaşkın bir ses tonu ile "nasıl yani?" diye sorunca "şuan hayalimde aşırı huzurluyum ama az sonra yoga bitince Sarp ve Aslan arasında sıkışacağımı biliyorum" dedim. Thalia o an bana bir çözüm sunacağını söyledi ve "yapacağın şey çok basit aslında, ikisini alıp yalnız kalacağınız bir yere gideceksin. Onları karşına oturtup ikisine karşı da hayal kırıklığı hissettiğini söyleyeceksin. Beni nasıl bir duruma soktunuz diye sitem edeceksin" dedi. Hemen sözünü kestim ve "harikasın Thalia. Anladım ne yapacağımı" deyip boynuna sarıldım. Thalia da "önemli değil. Hadi git uyandır sizinkileri. Kahvaltı sırasında hiç konuşma ve konuşmalarına izin verme" dedi. Heyecanla kalktım ve Thalia'nın yanağından öpüp bizimkileri uyandırmaya gittim.

Elimde DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin