4.0

40.9K 2.3K 322
                                    

"Eğer koltuğa oturursan çeker giderim."

Sinan omzunu düşürüp ofladı. "Ama sevgilim-"

Kolundan tutup ortaya çektim. "Ama mama yok. Banane çekeceksin halayını."

Ellerimi yanaklarına koyup dudaklarını büzüştürdüm. "Utanmana gerek yok ya biz bizeyiz şurada."

Gözüme çilleri takılmıştı. Bir gün işimi gücümü bırakıp zamanımı sadece Sinan'ın çillerini öpmekle geçirecektim. Evet bunu yapacaktım.

"Çillerimi neden bu kadar seviyorsun? Kaç dakikadır çillerimle bakışıp duruyorsunuz bir şey demiyeyim diyorum ama olmuyor. Ben varım kızım burada bakacaksan bana bak. Kesip atıcam çillerimi he."

Aman da aman beni çillerinden de kıskanırmış. Deli.

Gözümü çillerinden ayırıp gözlerine çevirdim. Gözleride çok güzel. Bir insanın hiç mi kusuru olmaz ya.

"Keşke benim de çillerim olsa."

Sinan ellerini belime yerleştirdi. Şuan kafasının içinde neler gezdiğini biliyordum. Bana böyle yakınlık gösterip halay olayını unutturacaktı ama artık yemezler.

"Çok mu istiyorsun çil?"

Başımı sallayıp "Evet."dedim.

Çilleri kim sevmez.

"O zaman sana benzeyen çilli bir bebek yaparız."

Ne!

Çilli bebek mi?

Ay çilli bebeğim olacak.

"Ne zaman yapacaz?"

Ay rezil insan.

Ben gidiyorum bu kadar rezillik yeter.

Sinan, gözlerini benden kaçırıp başka yerlere bakmaya başladı. Ne dedim ki ben şimdi? Çilli bebek olur demedi mi? Eğer o bebek çilli olacaksa ne duruyoruz ki. Zaman kaybı. Ben hemen şimdi bana benzeyen çilli bebek istiyorum.

Hemen şimdi şuan!

Benim aklımdan halay olayını çıkarmaya çalışırken Sinan kendi kafasına sıkarak aklını kaybetti.

Ellerini belimden çekmeye çalışınca elleri tutup belimde sabitledim. Benden kaçıyor resmen.

Ay madem utanıcaksın neden bana öyle şeyler söylüyorsun.

Utanması bile çok güzel. Ben sevdim bu işi arada utandırırım Sinan'ı. Ama şimdilik bu kadar yeter. "Hadi tamam tamam utanma. Gel halay çekelim."

Sinan'ın ellerini belimden çekip koşarak çantama doğru gittim. Çantamın küçük gözünden halay mendilini çıkarıp Sinan'ın yanına döndüm yine.

Mendili Sinan'ın eline tutuştup telefonumdan şemmame şarkısını açtım. Ben bilmiyordum ama Sinan acayip iyi oynuyordu. Şimdi de sevgilisine öğretme vaktiydi.

"Bilmiyorum ben."

"Gel gel öğretirim ben."

Buda istemem yan cebime koy yapıyormuş resmen. Daha iki dakika önce halay işini unutturmaya çalışıyordu bana. Naz yapmış yaa.

Sinan serçe parmığımı tutup bana şemmameyi öğretmeye başladı. Halayı çekiyorduk çekmesine ama ben daha çok düğünlerdeki halayın sonunda olan ve çekemeyen çocuklar gibi yapıyordum bu işi.

Ama Sinan'a laf söyletemem. Maşallah yani çok güzel oynuyor.

Sinan'ın elini yaklaştırıp öptüm. Canım benim ya hep öpesim geliyordu bu herifi. Sinan, yandan yandan bana bakarken ne yaptığımı sorguluyordu. Ne de güzel bakıyor ömrüm.

Ben abayı yakmışım aga.

Hemde acayip yani öyle böyle değil.

"Napıyorsun?"

Sinan serçe parmığımı bırakıp karşıma geçti. "Hem öğret diyorsun hem de beni dinlemiyorsun."

Omzumu silkerek koltuğa bağdaş kurup oturdum. "Ben beceremiyorum sen oyna ben seni izleyeyim."

"Hah hanımefendiye bak. Ben bilmiyor muyum sanki seni. Ben burada masumca halay çekicem sen sapık gibi beni izleyeceksin. Yok öyle şey. Sende gel beraber yapalım."

"O zaman ben seni nasıl izleyecem. Hem vallaha da billa öğrendim. Çok güzel çekerim halayı. Ama yoruldum birazcık sen çek ben seni izleyerek dinleneyim olur mu? Hem seni izleyince daha da iyi öğrenmiş olurum. Öğrendiğimi pekiştiririm."

Omzunu silkti. "Yo."

Omzumu silktim. "Yio."

Karşıma geçip kahkaha attı. "Taklidimi yapma yoksa öperim seni."

"Hah taklidini yapmasam öpmeyecekmişsin gibi."

Üzerime doğru eğilip burnunun ucundan öptü.

Noluyor noluyor?

Mithat neler oluyor?

Ayh yerlerde tozlanmış elime yapışmaz sileyim bari.

---

Halay Başı |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin